22 "Kang Juwon"

69 14 111
                                    

Beomgyu bir taksi bulup acele bir şekilde yurda gitmişti. Yurdun bahçesine gelmesi ile o çocuğu görmesi bir olmuştu. Hızlı bir hareketle cebindeki kelepçeyi çıkarıp içeri doğru girmek üzeri olan kişinin bileğine takmıştı. Çocuk daha neye uğradığını anlamadan kendini onun peşinden sürüklenirken bulmuştu.

"BIRAK BENİ GERİZEKALI!"

Beomgyu ona aldanmadan yürümeye devam etmiş ve yurda biraz uzak boş bir alana getirmişti.

"Sen ne hakla küçük bir çocuk üzerinden oynuyorsun? NE HAKLA?"

Beomgyu kelepçenin diğer kısmını onun koluna geçiremediğinden kendi köküne geçirmişti. Yani nasıl olsa anahtarı vardı yanında.

"Önce kiminle konuştuğunu dikkat et derim Choi Beomgyu!" demişti pis pis sırıtarak.

"SEN KİMSİN LAN?"

"Ben Bay Kang'ın oğlu, Kang Juwon."

"Tabi ya..." diye geçirdi içinden Beomgyu.

"Arkana güvenerek böyle gelişi güzel hareket ediyorsan çok yanılıyorsun Juwon."

Juwon ona sadece gülmüştü.

Beomgyu bileğindeki kelepçeyi çıkarıp ona takacakken Juwon atak yapıp onu yere sermişti.

Ardından cebinden küçük bir çakı çıkarmıştı. Küçük olduğu kadar da keskindi.

"Planımız ne kadar bozulsa da az çok istediğimi elde ettim sayılır. Şimdi şu küçük tatlı şeyi sana saplayınca her şey bitecek." Gülümseyerek bakıyordu ona. Nefret dolu bir gülümseme ile.

"Eğer ben ölünce çevremdekileri rahat bırakacaksanız kabul ederim aslında."

"Çevrendekilerden banane!"

Bıçağı havaya kaldırdı ve doğru Beomgyu'nun karnına nişan aldı. Beomgyu ise hiç olmadığı kadar rahattı.

Juwon kolunu aşağı indirmeye çalışsa da becerememişti. Arkasını döndüğünde onun kolunu tutan bir polis olduğunu farketmişti. Polisler onu iki tarafından tutup kontrol altına aldıktan sonra Beomgyu'nun bileğindeki kelepçeyi çıkarıp onun diğer bileğine takarak karakola götürmüştü.

Beomgyu gülümseyerek yerden kalkınca karşısında Taehyun'u görmüştü. Hem sinirli hem endişeli görünüyordu.

"İyi misin?"

Beomgyu başını evet anlamında sallamıştı.

Polis arabası ile giden Juwon'un arkasında bakıp "Muhtemelen hapse atılmaz, atılsa bile 1 haftayı doldurmadan çıkar." Ardından Taehyun'a dönmüştü. "Hyuk iyi değil mi?"

"Evet, bir şeyden haberi yok zaten. Ama yine de..." Taehyun bir an duraksamıştı. Beomgyu gözlerini onun gözlerine diktiğinde ağladığını yeni farketmişti.

Aniden Beomgyu'ya sarıldığında Beomgyu şaşırmış bir şekilde öyle kalakalmıştı. Ardından kollarını onun beline dolayıp iyice kendisine çekmişti.

"Bir kere de kendine dikkat etsen ölür müsün Beom?" demişti hıçkırıklarının arasında.

"Tae ben... O çocuğa zarar gelmesine öylece göz yumamazdım, sen olsan sen de yapamazdın."

"HER ŞEYİ SEN YAPMAK ZORUNDA MISIN SANKİ?" Hem ağlıyor hem bağırıyordu.

"Taehyun..."

×Red Hour× 2 (TaeGyu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin