Bölüm 33 - Gitme

566 33 157
                                    

Herkese selam 💫

İnanılmaz tatlış ve sonu çok güzel bir bölümle geldim, umarım beğenirsiniz.

Bol bol yorum yapınız lütfen. Keyifli okumalar 🌸









Serdar'ın endişe dolu gözleri, karşısında oturan hocalarında geziyordu. "Hocam ciddi ciddi rehin mi aldılar sizi ya? Sırf düşmanlarını öldüresiniz diye?"

"Öyle oldu." diye mırıldandı Veysel, bakışları ellerinde gezerken. Kimseye bakacak gücü bile kalmamış gibiydi, çok yorgun hissediyordu kendini.

Yanında oturan Kenan da pek farklı değildi. Kardeşine bir bakış atan adam, elini onun bacağına koyup hafifçe sıktı. Veysel tebessüm etmekle yetindi, Kenan kendi ruh haline rağmen hala Veysel'e destek oluyordu.

"Neyse ki adamları götürdüler." dedi Zehra kısık sesle. "Bir tehlike kalmadı."

"Kalmadı ama yapacaklarını da yaptılar işte." diye gözlerini devirdi Serdar. "Hastanede bile mafyalıklarını konuşturuyor herifler."

"Gittiler ya, ona şükredelim biz." dedi Kenan sakince. Serdar başını salladı.

"Haklısınız hocam."

Bir sessizlik olduğu sırada cerrahi odasının kapısı açıldı ve Ömer elinde bir tepsiyle içeri girdi. "Evvet, kahveler geldi!" dedi her şeye rağmen neşe saçan sesiyle.

Onun enerjisine herkes hafifçe gülümsedi. Ömer her ortamda insanları güldürmeyi başaran biriydi. Ve stres dolu hayatlarının bir noktasında onun gibilere hepsinin ihtiyacı vardı.

"Buyrun hocam, önce siz. Hah, Veysel hocam, şu çay sizin. Siz seviyorsunuz diye size çay aldım."

Veysel bardağını alırken gülümsedi asistanına. "Eyvallah Ömer, sağolasın."

"Vazifemiz hocam." diye sırıttı Ömer, ardından arkasını dönüp arkadaşlarına da kahvelerini uzattı. "Buyrun gençler, buyrun."

"Gençler mi?" dedi Serdar alayla. "En küçüğümüz sensin Ömer hatırlarsan."

"Ee, ne var?" dedi Ömer omuz silkerek. Koltuğuna oturup Serdar'a göz kırptı. "Sen kendini genç olarak görmüyorsan bilemem tabii..."

"Haydaa, ne alakası var?" diye terslendi Serdar. "Ben gayet gencim ama sen daha çocukluk evresini bile geçememişsin, belli."

Ömer ona dil çıkardığında, Serdar gülmesine engel olamadı. "Aha bak, çocuksun işte."

"Olsun, ben onu öyle seviyorum." diye gülümsedi Zehra. Ömer mutlulukla sırıtıp sevgilisine bir öpücük attı.

"Ben de seni seviyorum aşkım."

"Hop hop, gençler; hocalarınız var burada, bilmem farkında mısınız?" dedi Kenan, tek kaşını kaldırarak. Gözlerinde ise eğlenen bir bakış vardı; yine de tüm asistanlar başını öne eğdi.

"Pardon hocam, kusura bakmayın."

Onların utanmış haline gülen Kenan'ın bakışları Serdar'a takıldı birkaç saniyeliğine. Ardından hafifçe boğazını temizledi.

"Serdar?"

"Buyrun hocam?" diyerek başını kaldırdı genç adam. Kenan sıkıntıyla bakışlarını ona çevirdi.

"Oğlum kusura bakma ya, ameliyathanede olanlar için... Ben o gerginlikle tüm hıncımı senden çıkardım, ciddi değildim söylediklerimde. Affet beni olur mu?"

Serdar hızla başını iki yana salladı. "Hocam estağfurullah, olur mu öyle şey? Ben sizinle aynı durumda kalsam yakıp yıkmıştım o ameliyathaneyi; siz yine sakindiniz. Affedilecek bir durum yok."

Kaybedilmiş Bir Oyun • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin