"Ne ameliyattı be." diye mırıldandı Zehra, tavuklu salatasından bir kaşık alırken. "Uzun bir süre unutamayacağım galiba."
"Harbiden ha. Hocalar vs attı resmen, gördün mü birbirlerine nasıl baktıklarını?"
Ömer hamburgerinden bir ısırık alıp lokmasını çiğnedikten sonra devam etti: "Hatta bir an Kenan hoca Veysel hocanın üstüne atlayacak sandım, öyle kötü bakıyordu valla."
"Ben de Veysel hoca öfkesine hakim olamaz zannettim." diye omuz silkti Zehra. "Kenan hocaya baya sinir oluyor, belli."
"Zehra," dedi Ömer ciddiyetle. "Bana Veysel hocanın sinir olmadığı tek bir insan gösterir misin? Tek bir insan bak."
Zehra kıkırdadı. "Geçenlerde karısı ziyarete gelmişti ya babasıyla beraber, hatırladın mı?"
Ömer bir an kaşlarını çattıktan sonra kızın neyden bahsettiğini hatırlayıp sırıttı. "Doğru ya. Herkese havlayan adam karısına miyavlıyordu resmen."
"Ben bir de odasına gittim, test sonuçlarını götürmeye." diye güldü Zehra. Ömer dehşetle açtı gözlerini.
"Yapmaaa." diye inledi. "Yoksa-"
"Ay hayır be." diye gözlerini devirdi Zehra. "Öyle değil. Ama böyle kollarını birbirlerine sarmış bakışıyorlardı. Valla Veysel hocayı ilk defa öyle sevgi dolu bakarken gördüm birine, çok garip olmuştum - peşinden de beni odadan kovdu tabii."
"Of, yüreğime indirdin Zehra." diye söylendi Ömer, elini yapmacık bir şekilde göğsüne koyarken. "Yapma böyle şeyler, hassas kalbim buna dayanmıyor bak."
Zehra gülmesine engel olamadı. "Hassas kalpmiş..." diye mırıldanan kız salatasının tavuklarından birini ağzına attıktan sonra konuştu: "Veysel hoca kızınca ağzını açamıyorsun, bize gelince kalbin kırılıyor. Oldu olacak şarkısını da söyle."
Ömer'in bir an duraksadıktan sonra ayağa kalktığını görünce panik ve pişmanlıkla hatırladı: Ömer'e şaka yollu öneri yapılmazdı. Hemen uygulamaya geçme ihtimali vardı çünkü.
"Ömer! Ya şaka yaptım otur!"
"Sevgili Sivrihisar ilçe hastanesi sakinleri." dedi Ömer histerik bir sesle. "Bu şarkıyı, çok sevgili Zehra'ya armağan ediyorum."
Bütün kafeteryanın bakışları üstündeyken, elindeki çatalı mikrofon niyetine kullanan adam gözlerini kapatarak mırıldanmaya başladı: "Kalbim kırıldı... Kalbim kırıldı... Zehra bana hiç inanmadı..."
"N'apıyor bu mal yine?" diye söylendi Serdar, masadaki boş sandalyeye otururken. Zehra gözlerini devirdi.
"Ne yapacak, kalbinin kırıldığını hastaneye duyuruyor."
Hastane çalışanları Ömer'in bu haline alışık olduğu için kimse yadırgamamış, birkaç saniye bakıp güldükten sonra yemeklerine dönmüşlerdi. Yalnızca birkaç hasta yakını merakla bakıyordu dramatik bir edayla şarkıyı söylemeyi sürdüren adama.
"Hayır söylesin tamam da, Pepee şarkısını Orhan Gencebay gibi söylemesin bari ya." dedi Serdar isyanla. "Bizim de bir kulak sağlığımız var."
"Oysaaaağ istemedeeeğn kırmıştım ittiiir giti, oysaaağ istemedeeeğn..."
"Yok, dayanamayacağım ben." diye mırıldanan Zehra, salata kasesini eline alıp ayağa kalktı. "Asistan odasına gidiyorum, orada huzur ve sessizlik arayacağım biraz."
"Lan beni bu deliyle yalnız bırakma!" dedi Serdar telaşla. Zehra omuz silkti.
"Bence sen de kolundan tutup nörolojinin kapısına bırak. Bir tedavisi falan vardır belki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedilmiş Bir Oyun • VeyKen (Gönül Dağı)
Fiksi PenggemarGenel cerrahi bölümünün hocası Veysel Kaya ve yeni cerrahi bölümü başkanı Kenan Acar... Düşmanlıktan arkadaşlığa; Dostluktan kardeşliğe dönen bir hikaye 💫 Kaportacı Veysel'i Doktor Veysel olarak okumaya hazır mısınız?