Bölüm 50 - Özlenen Günler

432 28 78
                                    

Benim için yeri özel bir bölüm oldu. Nedenini okuyunca anlarsınız:')

Bölüm sonu görüşürüz 🌸












"Al cankuşum, son ilaç bu da." dedi Cemile, elindeki hapı sehpaya koyarak. Suyla beraber son ilacını yutan Veysel, Cemile'ye göz kırptı.

"Gız maşallah, benden iyi biliyon benim ilaçları he."

"Kenan abi öyle güzel tembihledi ki hangisini içmen gerektiğini, unutmam imkansız valla." diye tatlı tatlı sırıttı Cemile.

"Bak sen?" dedi Veysel kaşlarını kaldırarak. "Ulan ben zaten doktorum, bilmiyom mu içeceğim ilacı?" Gözlerini devirerek ekledi: "Bu herif niye böyle ya?"

"Ya cankuşum deme öyle." dedi Cemile, sedirin kenarına oturarak. "Adam seni düşündüğünden yapıyor, biliyon sen de."

Veysel bir an duraksadı. "Tamam, düşünüyor olabilir." diye devam etti, hafif süngüsü düşmüş bir şekilde. "Yine de fazla düşünüyor... Uyuz."

"Seni fazla seviyorsa demek." diye güldü Cemile. Veysel de gülmesine engel olamadı.

"Bak orası doğru... Yine de uyuz."

İkisi beraber gülüştüler. Evde onlardan başka kimse yoktu; Muammer işteydi, Döndü de Günşıl'lara gitmişti. Kenan ise sabahın erken saatlerinde işbaşı yapmıştı; Veysel sabah uyuduğu için de gitmeden önce görüşememişlerdi.

"Garip geliyor ya." diye mırıldandı Veysel, dudaklarında hala bir gülümseme varken. "Ne bileyim... Normalde gündüzleri hep birlikte olurduk hastanede. Şimdi evde olmayınca bir tuhaf hissettim valla."

"Akşama görüşeceksiniz cankuşum ya, hemen özledin sen de." dedi Cemile tebessüm ederek.

"Ya yok, özlemek değil de- aylardır her gün birlikte olduğumuz için, insan garip hissediyor." diye kendini açıklamaya çalıştı Veysel. Cemile gülerek başını salladı.

"Tamam tamam. Ya Veysel'im o değil de; benim şu yemek işini halletmem lazım." Veysel hafifçe kaşlarını çattı.

"E git gülüm, niye soruyon ki?"

"Yalnız kalacan ama." dedi Cemile mutsuz bir sesle. Veysel güldü ve onun yüzünü avuçladı.

"Gurban olurum ben sana..." dedi sevgi dolu bakışlarla. "Ben takılırım burada, sen dert etme beni. Olmadı abimi ararım." diye ekledi hafifçe sırıtarak.

"İyi, öyle olsun." diye mırıldandı Cemile. "Ama bak - bir şey istersen hemen seslen, tamam mı?"

"Tamam gülüm." diye göz kırptı ona Veysel. "Hadi sana kolay gelsin."

"Sağol cankuşum." diyen Cemile gülümseyerek ayağa kalktı ve Veysel'e son kez baktıktan sonra mutfağa ilerledi.

Veysel bir süre salondaki sedirde oturdu sessizce. Bacaklarındaki örtüyü kenara iterek derin bir nefes verdi; kıştalardı, hava buz gibiydi ama yine de terlediğini hissediyordu. Bir süre salonu izledi, gözleri oyalandı etrafta. Televizyonu açmayı düşünse de vazgeçti; zaten başı ağrıyordu, bir de gürültü çekemezdi.

Telefonundan bir şeylere baktı, az önce dediğini yapıp abisini aramayı düşündü ama işinden alıkoymak istemiyordu. Oflayarak telefonu yerine bıraktı, daha beşinci dakikadan sıkılmıştı.

Derken, aklına bir fikir geldi. Bir yanı anında başını sallayıp reddetmiş, diğer tarafı ise tezahüratlarla yerinde zıplıyordu. Eh, hazır evde kimse yokken... Şöyle bir bakmanın ne zararı olurdu?

Kaybedilmiş Bir Oyun • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin