Bölüm 54 - Bir Abinin En Zor Anı

474 25 84
                                    

Uzun, hem komik, hem tatlı, hem de... Fena bir bölüm 🥲

Okuyunca anlarsınız:')

Bol bol yorum bekliyorum efenim. Keyifli okumalar 🌸






Ellerini ve yüzünü havluyla kuruladıktan sonra banyodan çıkan Kenan, odasına doğru ilerlerken duraksadı. Veysel'in odasının kapısına baktığı birkaç saniye boyunca tereddüt ederek, olduğu yerde kaldı.

Kardeşini uyandırmalı mıydı? Eğer kalkamayacak kadar kötüyse işe gelmesini istemiyordu, bir daha bayılırsa toparlanması zor olurdu.

Ama fazla düşünmesine gerek kalmadan kapı açıldı, uykudan yeni uyandığı fazlasıyla belli olan Veysel gözlerini ovuşturarak baktı abisine.

"Günaydın." diye mırıldandı, uykulu bir gülümsemeyle. Kenan da gülümsedi ve ona doğru birkaç adım attı.

"Günaydın. Nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim ya." diyen Veysel esneyerek gerindi. "Valla, baş ağrım geçmiş... Şu yorgunluk da kalktı üstümden. Uykuyu saymazsak yani." diye ekledi ufak bir sırıtışla.

Kenan güldü, Veysel gerçekten de düne göre çok çok daha iyi görünüyordu. Az önceki tereddütleri yok oluvermişti anında.

"Güzel... O zaman hadi hazırlan bir an önce de çıkalım." dedi, Veysel'in omzuna vurup odasına yürürken. "Üstünü kalın giyin." diye ekledi, arkasına dönerek. "Hava buz gibi, öksürüğün kötüleşirse hasta masta demem, ilk dayağını yersin valla."

"Sabah sabah ne kadar pozitifsiniz hocam." dedi Veysel alayla. Kenan'ın ona hamle ettiğini görünce hızla geriye sıçradı. "Ya tamam, demedim bir şey! Hadi giyin üstünü, geliyom ben de." dedi ve kaçarcasına lavaboya koştu. Arkasından bakan Kenan kıkırdıyordu.

Belki de dünkü korkuları tamamen yersiz bir kuruntudan ibaretti.

******************

Hastaneye girdiklerinde, Kenan Veysel'e döndü ve göz kırptı. "Sen cerrahi odasına çık, ben laboratuvardan sonuçları alıp gelirim."

"Ben de gelseydim?" dedi Veysel tereddütle.

"Yok, boşa yorulma. Alıp gelirim ben, tamam?" dedi Kenan, onun omzuna hafifçe vurarak.

Veysel bu isteğin nedenini pek anlamasa da "Sen bilirsin." demekle yetindi ve merdivenlere yöneldi. Peşinden birkaç saniye bakan Kenan, en sonunda giriş katının ucundaki laboratuvara yönlendirdi adımlarını. Sabah susmuş olan o içindeki ses, şimdi bir kez daha aklıyla oynamaya başlamıştı.

'Ya kötü bir şey çıkarsa?'

"Çıkmayacak." diye mırıldandı Kenan, kendi kendine. Öyle bir ihtimal yoktu... Kardeşi gayet iyiydi. Saçma sapan korkularına esir olmamalıydı.

Laboratuvardan gelen sonuçların dağıtıma girdiği odanın önüne geldiğinde, pencereden masanın arkasında oturan genç asistana baktı ve gülümsedi. "Günaydın - dün Veysel hoca için iki test vermiştik. Sonuçlar çıktı mı?"

"Evet hocam, odanıza bıraktım." dedi asistan hemen. "Masanızın üstünde."

"Haa... Tamam, kolay gelsin o zaman." diye mırıldandı Kenan. Arkasını dönüp asansöre yürürken, derin bir nefes alıp kendini sakinleştirmeye çalıştı.

"Korkma, korkma. Bir şey çıkmayacak. Korkma."

Neydi bu kalbini sıkıştıran his? Neydi sanki kardeşi yine birilerinin elinde esirmiş gibi hissettiren bu korkunç duygu? Kenan anlam veremiyordu, daha doğrusu vermek istemiyordu. Verdiği o anlamın sonunun çıkacağı yerlerden çok korkuyordu çünkü.

Kaybedilmiş Bir Oyun • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin