45. bölüm

88 7 6
                                    

Ne bu ya sabah sabah. Gerçekten bu saatımın müziyini değiştirmem lazım, yani müzik değil aslında böyle sadece gıcık kafa patlatıcak. "Tink....tink....tinktinktinktinktink.....tiritinktinktinktinktink....." neyse nekadar anlatmaya çalışsamda anlayamazsınız zaten. Kafamı yastımın altına koydum ve elimi telefonuma uzattım. Biryerlere bastım kapandı ama telefonda yere düşürdüm. Kalk burcu kalk, sen ikinci evin gibi olan yere gidiceksin, okula, sen orayi çok seviyordun hadi. Yorganımı üstümden attım ve yatağımın ucuna oturdum. Etrafa bakınırken gözüm bir yere takıdı, daldım. Yastık, yorgan yerde duruyordu. Yer yatağına benziyor. Birden odama biri pat diye girdi ve ben yatağımdan fırlayıp, o yer yatağına düşdüm.

"Burcu kız dur neyaptın? .......ay korkuttumu?....... Ay burcu özür dilerim." diyen beni yerden kaldırmaya çalışan pelin. Doğru pelinler burdaydi onun okulu tatil ve abiside izin almış işden. Malesef benim okulum var ve gitmem lazım. Yerden kaltım, pelinden yardım alarak ve odamdan çıktım.
Odama tekrar girdiğimde pelin yeryatağını toplamış ve benim yatağımıda toplamış, benim yatağımda yatıyor. Ben ona bir kaç saniye baktıktan sonra dolabıma gittim ve ne giyiniceme baktım. Ah buldum, lacivert ettek ve beyaz gömlek, tabiki üstünede lacivert kıravatım. Arkadaşlar bu benim okul formam.

"Eee kız nasıl hissediyorsun kendini. 18 yaşında olmak nasıl bir hismiş." diyen peline, dolaptan formamı aldıktan sonra baktım.

"Nasılmı hissediyorum? çok uykum var. Canım okula gitmek istemeiyor. Sahi sen niye erkenden kalktın? kızım senin okulun yok." sorusunu cevapladıktan sonra sordum. Pelin elindeki telefonu birakti ve bana baktı.

"Unuttunmu ben erken kalkarım. Sanki beni tanımıyorsun." dedi pelin. Çok acayip bir kız. Insan neden kendi isteyiyle erken kalkarki? Ben formamı giyindim üstüme ve aynanın önünde saçlarımı taradım. Pelin yatağımdan fırladı ve aynadan bana baktı gülümseyerek.

"Saçlarını ben yapabilirmiyim?" diye sordu pelin ben kafamı salayıp onayladım. Pelin beni sandalyenin üzerine otutturdu ve tarağımı elline aldı. Saçımla bizaman oynadı ama hiç birşey yapmayınca offladım.

"Kızım servisim gelicek neyapıcaksan yap artık." dedim peline kızarak. Oda hemen birşeyler yapmaya başladı saçımla. Ben aynadan onu izliyordum. Örüyordur herhalde. Bir 10 dakika sonra bıraktı saçlarımı ve yaptığı modele bakarak gülümsedi.

"Güzel oldu." dedi ve bana başka bir aynayla arkamı gösterdi. Bende beğendim yandan öğrmüş güzel olmuş. Ben hemen teşekkür edip kalkarken çantamı hazırladım 5 dakikaya servisim geliyor. Ben peline sarılıp odamdan çıktım ve kapıya doğru yürüdüm. Ayakabılarımı giyinip evdende çıktım ve asansöre düğmesine bastım. Asansör üst katlardaydı, yani biraz sürdü gelene kadar. Kapı açıldığında karşımda cem vardı. Cem. En son nezaman konuştum onunla? Bayağı oldu. Galiba kazağıdan sonra gelmişti. Biraz bakıştıktan sonra girdim asansöre. Cemmede gülümseyip selam verdim. Cemme bakınca selçukta aklima geldi. çocuk ne doğum günümde aramış nede mesaj atmış. Ya bu nasıl birşey ya. Hayır abicim anlamıyorum, benden kurtulamasın diyor çocuk. Neden diyor? Ya beni seviyor yada beni sevmiyor ve nebiliyim ne düşünüyor. Sevseydi arar veya yazardı ya gerçekten çok üzüldüm kırıldım. Erkek arkadaşım doğum günümde yanımda değildi, ne aradı, nede mesaj attı. Insan sevgilisini bukadarmı umursamaz ya.

"Doğum günün vardı. Kutladım ama birde tekrar kutlayim. Tüm o maca bakanlar senin doğum günün olduğunu biliyor. Ha birde abi kardeş ilişkiniz internette acayip konuşuluyor. Vallah ben diyim sana yakında beyaz showa çıkarsınız ikiniz." dedi cem gülerek. Ben gülümsedim ve teşekkür ettim, ona saılarak. Yani sarılıyım değilmi arkadaşım, yada sarılmamammı lazımdı? Bilmiyorum, boşver.

Nereden bilebilirdim ki?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin