Nereden bilebilirdim ki?

15. Bölüm (Farklı günler)

Ertisi gün+++++

Kakltım ve Ailecek kahvaltı yaptık. Sonra Abim koşuya gidicekti, bende gitmek istedim. Sahilde koştuk. Ben ona yetişemiyordum ama beni umursamıyordu devam koşuyordu. Sonra bir ara onu gözümden kaybet´tim. Tabi sonra benim canım Abim, bir kardeşi olduğunu hatırlamış oturmuş beklemiş. İnanabiliyormusunuz? Saatlerce koştuk ve benim Abim hiç yorulmadı. Selçuğu koşarken düşünmemeye çalıştım ama zor oldu.  Neden böyle oluyor? Ben önceden böyle değildim, O başkasını sevdiğini duyduğumdan berli hep onu düşünüyorum. Rüyama bile girdi. Onu bir başka bir kızla Öpüşürken gördüm ve gittim ona Tokat attım. 

Koşudan sonra Duşa girdim. Çok güzel bir sıcak Dus yaptım. O sıcak damlalar vücüduma deydikce rahtladım. Bütün gün evdeydim. Resmen odama kapatım kendimi. Acaba Aşk acısımı çekiyorum? Yok canım Aşık değilimki ona. Yoksa Aşıkmıyım? Kafam çok karışık. Odamda Leptoptan bakamadığım Dizileri izledim bütün gün. Sonra tüm Dizilere bakıp bitirdikten sonra, Filim izlemeye başladım ama Romantık Filim. Tabi Normal olarakta ağladım ama nasıl. Ağladım öyleçek ağladım. Annem gelip sorduğundada diyordum ki „Filim çok açıklıydı“ bak bahaneye bak. Annem ama kendisi çok duygusaldır böyle konularda oyüzden anladı beni. 

Pazar günü++++++

Pazar günü Berinlere gittim, Kahvaltı yaptıktan sonra. Ve Berine herşeyi anlattım. Selçuğun bana dediğinin her ayrıntısını anlattım. Onun bir sevdiği olduğunu. Bana dediyi güzel şeyleride anlattım tabi ve dün yaptıklarımıda.

Berin: Kızım sen resmen dün depresyondaymışsın

Ben: Bilmiyorum

Berin: Selçuk sana „çok güzel olmuşsun“ demiş, „çok tatlısın“ demiş ve sonra başkasını sevdiğini söylemiş.

Ben: O kişi tatlıymış birde, lafa bak. Yeni tanışmışlar, onu daha iyi tanicakmış ondan sonra söylicekmiş sevdiğini.

Berin: Kim bu kız yaaa?

Ben: Söylemedi ki çok Soru sormuşum dedi, yok birde biraz daha otursaymışım. Çok otururum, bana söylemiyorki kimi sevdiğini. Ya Gıcık işte, resmen Uyuz, Odun. Ha Odun daha çok uydu 

Berin: Ya sen onu boşversene. Sen onu Sevmiyordunki

Ben: Evet Sevmiyorum

Berin: Esra ve Fahriye gelicek birazdan

Ben: Gelsinler, anlattınmı onlara birşey?

Berin: Yok, önemli şeyler olmuş dedim ama Arzu gelemiyor. Onuda hep Problemleri var. Annesi Babası boşanacak galiba.

Ben: Gerçektenmi? Neden?

Berin: Bilmiyorum, Arzu birşey söylemedi daha

Ben: Ay canım ya kıyamam ona Ben

Berin: Birde eğer ayrılırlarsa taşınıcakmış Annesi, Bursaya hemde

Ben: Babası burdamı kalıyor?

Berin: Evet, Arzu ama Annesinde kalmak ister. 

Ben: Evet halklısın

Kapı çaldı. Berinde kapıyı açmaya gitti. Bak kendi derdime düştüm. Onun sorunu daha büyük. Önceden bilseydim, onu arardım. 

Fahriye: Canım, tatlım benim

Esra: Burcu? kötü bir olaymı, iyimi?

Ben: Ona siz karar verin, Ben anlattıyimde

Onlarada aynı şekilde anlattım. Takıldığım yerlerde Berin bildiği için o devam etti. Esra dediki „Burcu sen o çocuğa  Aşık olmuşsun.“ Ben tabi böyle düşünmüyorum. Aşık nasıl olunurki? Nasıl fark edersin Aşık olduğunu? Ben hiç Aşık oldummu? Almanyada Sevdiğim vardı ama ona Aşk denile bilirmi bilmiyorum. Eğer ona Aşık olsaydım ayrılmazdım ondan. Ama Aşık olunca kalbinde hep bir yara kalmıyormu? Ben böyle biliyorum. Mesela Kalbinde birsürü Mumlarala dolu ve sen ona Aşıksan o Mumlar sönmüyor. Eğer ondan ayrı olursan veya kalbini kırarsa, tüm Mumlar söner ama tek 1 sönmez. 

Fahriye: kimmiş bu kız?

Ben: Söylemiyor işte dedim ya

Berin: Benim kafam karıştı ilk önce çok güzel çok tatlı diyor, sonra sevdiği varmış falan

Sonradan hepimiz Eve gittik, çünkü ertesi gün Okul var malesef. Onu görmek zorunda olucam.

Pazartesi sabahı++++++

Bütün gece uyuyamadım. Çok moralim bozuk. Ama daha iyiyim. Saatım çalmamıştı daha ama yinede kalktım. Formamı giyindim, Saçlarımı açık bıraktım bu sefer. Saate baktım ooo. Çok erken daha. Ben napıcam Evde, daha 2 saat var. Mutfağa gittim birşey yedim. Sonra Televizyonu açtım. Kanalların hepsini gezdim, hiç birşey yok sonra kapattım. Keşke Berinle yürüseydim. Öğrenseydim nasıl Okula yürüyerek gidildiğini. Benim Navigasyonum var Telefonumda. Onunla gideyim, süper. Hemen çantamı hazırladım çıktım. Sahilden gittmek istedim ve oraya doğru yürüdüm. Kulaklıklarımı taktım Radyo açtım. „İrem Derici – çok şükür“ çalıyordu. Off çok severim şarkıyı ama dinleyemem şuan. Sonra Telefonumdaki şarkıları açtım. Vay işte bu „Duman – beni yak“

Ben içimden şarkıyı mırıldandım.

Beni yak kendini yak herşiyi yak,

bir kıvılcım yeter ben hazırım bak………

Sahil çok sakin. Balıkçılar kalkmış sabah sabah balık tutuyorlar. Simitçi taze simit satıyordu. Canım istedi ama aç değilim. Denizin havası iyice içime çektim. Almanyada yani bizim yaşadığımız yerde Deniz yoktu. Birzaman sonra Sahilden ayrılmak zorunda kaldım, çünükü Navigasyonum dönmemi istedi. Döndüm yukarı doğru yürüdüm, yol yokuştu. Birisi benim ismimi seslendi, arkamı döndüm. Ana Okan ve Volkan, tanışmamızdan sonra hiç görmedim. 

Volkan: Burcu? Neden yürüyorsun?

Ben: Canım istedi. Siz neden yürüyorsunuz?

Okan: Bizim Evimiz yakın. Servise gerek yok

Ben: Güzelmiş. Bende hiç Okula yürümedim, ilk defa yürüyorum Navigasyonla gidiyorum.

Volkan: Biz seni bırakalım Okula

Ben: Yok siz gecikirsiniz sonra Okula

Okan: Birşey olmaz, ben gideyim Okula. Derim „Volkanın biraz karnı ağrıyor, geç gelicek“ 

Volkan: Aynen, Kardeşim sen git aynı bu şekilde söyle. Hadi sonra Okulda görüşürüz. Bu tarafa gitmeliyiz

Volkan bana Okulumu sordu. Bir sürü soru sordu. Gerçekten çok sordu. Ben birşey demedim ama, çünkü iyi geliyordu, Selçuğu düşünmüyordum. Soruların cevabını düşünüyordum.

Sonunda Okula vardım. Teşekkür ettim Volkana ve oda gitti. Okul açıkmı acaba. Kapıya doğru yürüdüm. Açıkmış süper. Okula girdim etraf çok sesiz, çok sakin. Korktum bayağı. Sanki her bir kapıdan birşey çıkıcakmış gibi. Sınıfa doğru büyük adımlar attım ve hızlıca odaya girdim. Sanşıma sınıf da açıkmış. Sırama geçtim oturdum. Yarım saat var Okulun başlamasına. Bugün Okula konsantire olmalıyım. Hiç birşey takmicam kafama. Sakin sakin ders yapıcam.

Birden kapı açıldı. 

Olamaz şimdi olmasa bari. Selçuk gelmiş erkenden Okula. Ben ona bakıyorum şaşkın şaşkın ve oda bana.