39B. Bölüm

170 8 0
                                    

Sahile vardığımda bir kafeye oturdum ve kahve sıpariş ettim. Güzelmiş buralarda. Bağdat ceddesine yakın orayada giderim sonra. Aman benimde çok param varmış gibi. Okul formamla gidicem orada gezicem. Tam rezilik ama bugün birşey var hiç bir korkum yok içimde. Gözlerimi kapttım ve deniz kokusunu içime çektim. martı sesleride geliyordu. uzaktan adalar gözüküyordu. Aslında bugün oraya gitsemmi. Yok onuda başka zaman yaparım. 

Kahvemden bir yudum aldım ve etrafı izlemeye devam ettim. Benden biraz daha büyük olan bir kız gördüm, oda yalnız oturuyordu masasında ve etrafı izliyordu. Sanırım oda benim gibi yalnız takılıyor. Birden o kızın yüzüne bir gülümseme geldi ve ayağı kalktı. Yanına biri geldi ve ona sarıldı. Sanırım erkek arkadaşı, yani o benim gibi yalnız takılmıyor. Ben sırf burada mal gibi oturuyorum. Kalkiyim ben en iyisi çantamı aldım elime ve kalkıcaktımki, biri belirdi karşımda. Ben ona soracasına baktım. O masaya çayını koydu ve sandalyeye oturdu. Ben kaşlarımı çatarak ona baktım. 

„otursana nereye gidiyorsun daha yeni gelmedinmi?“ tanımadığım bir erkek söyledi. Ben onu hiç umursamadan kalktım gittim, birde şimdi böyle şeylerle uğraşmıyim. 

„hey nereye?.... ya dur tanışmak istedim sadece“ dedi ama ben kahvemein parısını kasada ödeyip çıktım. Birde şimdi yavşaklarla uğraşamam. Ben bağdat caddesine doğru yürüdüm. Artık ne yapıcaksam orada. Dükkanlar açıktı, havada güzeldi ama trafik doluydu. Kız belki bir ünlü görürüm burada. Yok daha neler. 

Bir beyaz bir araba gördüm önde park etmişti. İçindende bayağı yakışıklı biri çıktı. Vay arabaya bak sen. bu ford mustang değilmi. Ben bayılırım mustanga. Ben mustangın yanına gittim ve ona bir hayralıkla baktım. Dışı bembeyaz, içi kahverengi deri, jantlarıda süper. Bir gün benimde böyle arabam olucak be.

 „araba şahane değilmi?“ diye sordu bir erkek sesi. Ben hemen o sese kafamı cevirdim. Bu o arabadan inendi. Burcu al işte görgüsüzlük yaptın. 

„şey… evet gerçekten mükemmel bir araba.“ Dedim halen hayranlıkla arabaya bakarak. Böyle araba benim olsa, kimseye baktırmam, kıskanırım be. Hahaha arabamı kıskanıcam.

„ee okulun yokmu senin, yoksa dersimi kırdın.“ Dedi mükemmel arabanın sahibi. Ben arbanın ön tarafına gittim ve birazda ön taraftan inceledim.

„evet kırdım, aslında kırmicaktım ama neyse bovşer. Asıl senin Okulun yokmu?“ dedim halen arabaya bakarak.

„şimdi arabayı kıskandım liseli kız.“ Dedi birden ben ona baktım ve cavap verdim.

„eee yani kıskanılmayacak gibi değil. Yani ben olsam arabayi herkezden saklardım sırf ben görmek isterdim onu.“ Dedim gülümseyerek.

„aaaaa hayır o anlamda dememiştim. beni bir kere bile incelemedin, hep arabayı inceledin. Düşünücemki araba benden daha yakısıklı.“ diye açıkladı. Ben ona kaşlarımı çatarak baktım. Ciddimi bu? Kendisini bu arabaylanmı kıyaslıyor. Saçmalık.

 „bence sen kendini bu arabayla kıyaslama ve bence sen işine git ortalıktada bu arabayla dolanma fazla, nazar deyer bak.“ Dedim ve arbanın yanından ayrıldım devam yürüdüm bağdat caddesini. Birden benim hep alısşveriş yaptığım mazayı gördüm, Kosmetik mazayı. Oraya girmeyi karar verdim. 

Dükkana girdiğim gibi, gözler hemen bana dikildi. Ben biraz şaşırdım ama sonra boşverdim. Gittim benim kremlerin yanına. Fiyatına baktım, daha ucuzdur herhalde. birden gözlerim koskocaman açıldı, kaşlarım yukarı kalktı. Bu ne ya? yuh yuh diyorum. Bu ne lan? Ben bunları bu fiyata almıyordum. Çok pahalı bu. 

Nereden bilebilirdim ki?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin