Nereden bilebilirdim ki?

22. Bölüm (Emrivaki)

Ben Selçuğa sinirliyim, beni orada bıraktığını sandım. Ama o meğersem benim hep arkamdaymış, ben nekadar korktum ya. Olmaz böyle şey. Nasıl fantasi yürüttüm, çok korktum. Dur bi ya o benim hep arkamdaymış, aslında bu benim hoşuma gitti. Benı yanlız yürütmez o, bana birşey olsa hem gelir beni kurtarırdı yani. Ah hayır Burcu yapma, yine onu düşünme. Ama olmuyor, çok tatlı. Bir sorum var tabi, neden ceza verdiği hakında. Ben ne demiştimki o sinirlendi. Ben bunları bayağı bir gülerek düşünüyordum. Berin duysa çıldırır resmen. Peki Kaan nereden biliyordu benim onunla tartıştığımı? Kaanada yarın sorucam. Ona ne yani. Ben ona dedim mi git kavga çıkar onunla kavga et? Benim yüzümden kavga ettiler işte. Bu benim hiç hoşuma gitmez. Ben dizilerdede görürdüm hep böyle olayları ama hiç hoşuma gitmezdi. Benim karışmam dahada kötüleştirmezmi işi? Yok ya neolucak, sonuçta benim hakımda. Hayır Burcu karışma. 

Berin Servisde uyukluyordu. Benim omuzlarıma koydu kafasını. Bu kaçta yatmışki? Benim kulaklıklarım takılı kulağımda, müzik dinliyorum. Ben müzik dinlemeye bayılırım, benim hayatım müzik. Acaba müzik derslerinemi katılsam. Çok iyi fikir hemen bugün gidicem müzik dersine yazılıcağım. Nasıl yazılıcamki ben müzik dersine? Ben Berine dersem bunu, kız benimle dalga geçer ben bunu tek başıma halediceyim. Giderim hocalara sorarım. Bugün benim ek derslerimde vardı. Nefret ettim ek dersden tek ben oluyorum sınıfta, öğretmen gözümün içine bakarak anlatıyor. Canım istemesede dinlemek, benim yüzüme bakarak anlatiği için dinlemek zorundayım. Aslında iyi birşey sonuçta benim türkçe derslerim süper olması lazımdı, üniversiteye gidecem yani. Orada bana kimse yardım etmez, yardım eder kız arkadaşlarım var benim. Servisdeki şöfer birden arabayı firenleyince, hepimiz bir sarsıldık. Şöför, yani Hasan amcada küfürler saçıyordu „ulan senin ağazina s*****, p*c gibi araba kulanıyorsunuz.“ Ve daha kötü şeyler onları söylemeye dayanamadım. Berinde hemen kalkıp „Neoluyor ya?“ ben Berine yüzüne bakarak kahka atığımda, Berinde bana „Ne gülüyorsun eşek gibi, neoldu?“ „Senin gözünün üstünde çikolata sürülmüş, o oraya nasıl geldi? sen yoksa gözünlemi yiyorsun?“ Berin hemen çantasını karıştırmaya başladı. Bune arıyor? Berin çantasından aynayı çıkardı. „off ya nasıl olmusş bu?“ „Güzel olmuş hahahahaha.“ „Gülme aptal şey!“ Biz Okula vardık indik Servisden ve Sınıfa girdik, sıramıza geçtik. Bizim kızlar yok, gelmemişler daha. Allah allah nerdeler? Selçukta yok. Kaan oturuyor, ben onula konusamı düşündüm ama vazgeçtim. Berinin Telefonuna mesaj geldi. Oda çantasından alıp baktı hemen. „Burcu gel gidiyoruz, Arzu..“ nelodu arzuya? Hemen peşinden gittim. Berin Okulun bahcesine doğru koştu ve orada gördük onu, Arzu ağlıyor.

Berin: Arzu ne oldu?

Ben Arzuya baktım, cevap bekledim. Neden ağlıyor? Annesi Babasıylan alakalıdır bence. Esra bize yaklaştı ve anlattı. 

Esra: Annesi Babası bugün boşanıyor. Asıl Annesi taşınacak diye ağlıyor. Bursa yani okadar uzak değilde ama bizden ayrılıcak işte. 

Ben Arzunun yanına geçtim: Arzu ben senin ne hissettiğini biliyorum. Düşünüyorsun, yeni Arkadaşlarını. Nasıl olucak Okulun Öğretmenlerin. Ben anlıyorum seni. Bence sendede aynı bende olduğu gibi olucak, birisi gelicek yanına seninle Arkadaş olucak. Ha öyle birşey olmazsa sen gidiceksin birilerin yanına. Ha ama onuda yapamazsan o ayrı birşey. Annen Babana üzülüyorsun. Onlar anlaşamıyorlardı, değilmi? Ayrılmak mecburiyetindeler. Mutlu değiler, onlarında mutlu olmaya hakı var. Tabi bunu sende biliyorsundur.

Arzu bana baktı ve bana sıkı sıkı sarıldı. Gerçekten onu hiç böyle içten görmedim. Çok sarıldım. Birden benim Almanyadaki Arkadaşlarım aklıma geldi ve bende ağlamaya başladım.