Jisung son eşyasını da valize yerleştirmişti. Bir haftadır ev topluyordu. Büyük olan işleri abileri yapsa da geri kalan küçük paketlemeleri Jisung yapmıştı.
"Bu da bitti en sonunda"
Abileri buradaki evlerini satmışlardı. İlk başta evi satmak konusunda tereddüt etseler de babalarının burayı sadece yatırım amaçlı aldığını, ailece burada çok vakitlerinin geçmediğini söyleyerek birbirlerini ikna edip evi satmışlardı. Evden aldıkları para ile Seul'de iyi bir semtten bir ev satın almışlardı. Aldıkları ev buradaki kadar büyük değildi. Onlara yetecek şekilde herkesin bir odasının olduğu ve fazladan birkaç odası olan iki katlı bir evdi. Zaten asıl parayı semte vermişler gibi bir şeydi.
Chan Jisung'un iyi bir ortamda liseyi bitirmesini istiyordu. Küçüğüne daha kaliteli bir yaşam sunmak için o semtten bir ev satın almıştı. Aslında bu kocaman evden aldıkları para bile yeni evin parasını tam olarak karşılamamış, Chan yatırım olan daireyi de satmıştı. Tabi bunu şimdilik kardeşlerinin bilmesine gerek yoktu. İki evin parası ile bu evi almıştı. Elinde de bir miktar para kalmıştı. Bu kalan para onlara bir süre yeterdi. Zaten yakında staj yapacağı büroda çalışacaktı. Oradan aldığı para ile geçimlerini sağlar birikim olan paralarına dokunmazdı. Hem iyi yanından bakmak lazımdı. Ev üniversitelerine uzakta değildi. Changbin rahatlıkla okuluna gidip gelirdi. Hatta geçerken Jisung'u da okula bırakırdı. Kendisi bu yıl okula haftada üç gün gidecekti. Diğer zamanlarında hem büroda çalışacak hem de staj yapacaktı.
"Jisung yemek hazır hadi gel" diye seslendi Chan. Bu akşam bu evde yiyecekleri son akşam yemekleriydi. Yarın sabah Ulsan'dan taşınıyorlardı. Ayarladıkları kargo şirketi sabah erken saatte gelip eşyaları yükleyecekti.
"Changbin dolaptan ekmeği de alır mısın?"
"Peki hyung."
"Off çok yoruldum, bittim, kollarım ağrıyor, ne zormuş taşınmak" diye isyan ederek geldi omega.
"İstersen vaz geçelim bebeğim" dedi Chan, Jisung'la uğraşmak favori aktivitesiydi.
"Sakın sakın Seul'le ilgili hayallere kapılmadım ama değişiklik iyidir."
"Yaptığımız bu kadar paketleme için bile giderim" dedi Changbin.
"Sonunda gidiyoruz buradan bir burukluk var üzerimde" dedi omega, çok sevmezdi Ulsan'ı ama ailesi ile olan anıları vardı.
"Yılların yaşanmışlığı var. Annem, babam, Changbin ve seninle olan anılarımı özleyeceğim fakat bizi buraya bağlayan anılar dışında hiçbir şey yok." dedi Chan.
"Anne babamızın mezarı olsa ara ara Ulsan'a gelirdim ama şimdi benim için çok bir önemi yok anılarım zaten kalbimde" dedi Changbin. "Hadi son akşam yemeğimizi üzücü şeylerden bahsederek geçirmeyelim." Changbin modu düşen küçüğünü neşelendirmek için böyle bir fikri ortaya atmıştı.
"Durun fotoğraf albümlerinin olduğu kutuyu bantlamadım hemen alıp geliyorum" diyerek fırlamış gitmişti omega. Hyungunun 'yemeğin başından kalkma' uyarılarını duymamıştı bile.
"İşte geldim hadi bakalım! hadi hadi!"
"Bebeğim yemeğin bitmedi ama!?"
"Tamam hyung bitiririm "
Chan Jisung'un elindeki kutuyu aldı. "Önce yemek ufaklık"
"Off hyung bana ufaklık dememen konusunda anlaşmıştık."
"Özür dilerim yasaklı kelimeleri kullandım. Lütfen affedin beni Jisung-shi"
"Küstüm hıh tabi sizin tuzunuz kuru alfasınız boylarınız uzun ben resmen türümün en küçük boyuyum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tiny omega/Minsung
FanfictionYaşıtlarına göre biraz daha ufak tefek olan minik omega, iki alfa hyungu ile taşındığı Seul'de komşusu olan alfaya tutulmuştu. Jisung'un, kendisiyle ufaklık diyerek uğraşan bu alfaya kendini fark ettirmek verdiği tatlı uğraşları ve arada kurulan bağ...