Kitabımda reklam yapılmasını istemiyorum.
Vote verdiyseniz başlayalım o zamann.
İyi okumalar canlaar.
*****
Sonunda yarın olmuştu. Bugün büyük gündü çünkü bugün annemin altın günü vardı.
Şaka şaka gülün diye altın günü dedim, bugün Ateş'le buluşacaktık.
Ateş evime gelmekte ısrarcıydı ama ben ne yaptım ne ettim sonunda onu da ikna ettim.
Evden Merve' nin yanına diye çıktım ne olur ne olmaz diye de Aslı'yla bir plan yapmıştık.
Kısacası yarın içinde izin almıştım yani bugün mervelerde kalabilirdim ama tabi Merve yoktu.
Ne olsun bizde Ateş' le idare edicez bana uyardı zaten bu yalanı onun için uydurmuştuk ya.
Evden normal günlük üstümle çıkmış, çantama da dün Aslı'yla beraber seçtiğimiz siyah elbisemi koymuştum.
Ateş beni dediğim kafenin önünde alıcaktı. O gelmeden önce kafeye girdim.
Üstümdekilerini çıkardım ve siyah elbisemi giydim, evde saçıma şekil vermiştim zaten burada da son dokunuşları yapmayı ihmal etmedim.
Yüzüme yaptığım hafif makyajla, yeminime kuran, Rihanna karısından daha güzel olmuştum.
İşim bittikten sonra aynadan kendime baktım. Kendimi övmek gibi olmasın fıstık gibi olmuştum.
Hatta fıstıktan tek farkım yenilmesiydi, gerçi o konuda ben baklava gibi kalıyordum, bir ısırık alan peşimi bırakmıyordu.
Tabi baklava pahalıdır, özellikle Antep fıstıklısı herkes alamaz, bende öyleydim gelene geçene yüz vermezdim.
Bu sohbet iyice boka sarmaya başlamıştı en iyisi konumuza dönelim tekrardan.
Tuvaletten çıkınca kahve sırasında beklemeye başladım bu sıra halis miydi?
Neyse işte sonunda bana sa sıra gelmişti kendime bir tane latyr sipariş etmiştim.
Latte mi bacak bacak üstüne atmış içiyordum, aynı zamanda da telefonumdan candy cursh da geçemediğim bölüme odaklanmıştım.
Dışarıdan biri görse kızcağız ne yapıyor, böyle önemli önemli diye düşünürdü, o derce odaklıydım şu an.
Sonunda bölümü geçmenin mutluluğuyla, istemsiz küçük bir çığlık atmıştım.
Küçük çığlığımı duyan, bir kaç kişi bana tip tip bakmaya başlamıştı, özellikle karşımda benden bir kaç yaş küçük gösteren sivilceli velet.
Ağzının ortasına bir tane yapıştırasım gelmişti. Baktım bu hâla bana tip tip bakıyor aynı bakışın çok daha büyüğünü attım ona.
"ne bakıyorsun velet? Bok mu var?" sesim kendimden beklemediğim bir soğuklukta çıkmıştı.
Ben böyle diyince bu veletin cesareti bir tık kırılmıştı ve gözlerini kaçırmıştı.
Arada bir bana bakıyordu. Yok dışarıda olsaydık eğer alırdım façasını ama şu an entelektüel biri olmalıydım.
Bende bakmaya devam ettim, tabi bu yine gözlerini kaçırmıştı.
"bakma oğlum bana öyle tip tip valla kafeterya demem, ilk önce ben döverim sonra da tacizci diye millete dövdürürüm lan seni!"
Karşı cinse olan tavrım biraz fazla açık ve sertti ama olsun sevmiyorum, hoşlanmıyorum ne bakıyonuz bana?
Bakmayın.
Neyse işte ben böyle davranınca, böyle konuşunca, bu da kafeden çıkmıştı iyi olmuştu.
Bana aşık olmamak lazımdı, üzerim oğlum, hem de şöyle veletleri çok üzerdim.
Bence herkes bana aşıktı sonuçta; hem güzeldim, hem çıtırdım ama tek sorun kimseye yüz vermememdi.
Şu zamana kadar bir Ateş olmuştu, biz sevgili miydik? Çünkü hiç öyle bir muhabbet aramızda geçmemişti.
Ama bence öyleydik, hem yaşadığımız şeyler hem de konuşmamız normal arkadaşlara göre değildi.
Normal arkadaşın bir gece vakti evine gelip, üstüne üstlük de bir şey yaşamamız olacak şey değildi.
O gece... Biraz zor olsa da birbirimize hakim olmuştuk.
O zaman yaşadığım duyguyu daha önceden hiç yaşamamış o hazzı ilk kez yaşamıştım.
Daha ileriye gitseydik, başka şeyler olacaktı ama o zaman orada öyle bir şey olamazdı.
Ateş bana çok şey öğretecek gibiydi en çok da aşk'ı.
Bölüm sonu.
Sevdiniz mi bu bölümü?
Sizin için erkenden bölüm yazıp yayınlamak istedim, değerimi bilin ajsahsah
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE MAFYA +18
RomanceTextingdir. 053********: oğlum kafan mı güzel senin? 053********: ne içtin? Siz: ya sabah sabah ne içicem? Siz: kahvaltı yaptım yanınada çay içtim. Siz: sen? 053********: ya sabır. 053********: dalga mı geçiyorsun benimle? 053********: kim olduğ...