Kitabımda reklam yapılmasını istemiyorum.
Vote verip yorum yaparak bana destek olmayı unutmayınn.
Bu arada sana da diyorum hayalet okuyucu, sende oy ver çok şey istemiyorum. Bak emin ol çok zor bir şey değil.
İyi okumalar.
*****
Eve neredeyse gelmiştim. Ateş görüş alanımdan çıkınca kendimi daha rahat hissettmiştim.
Sonunda apartmana geldiğimde zile bastım. Hemen sonrasında kapının açılmasıyla bizim kata çıktım.
Aslı'nın annesi Nermin teyze şu an ortalıkta yoktu. Normalde bu saatlerde sürekli Nermin teyzeyle karşılaşırdık.
Daha sonra ufak çaplı sorgudan cevaplarını alınca beni salardı. İkinci anam gibiydi. Şuan burada yoksa Büyük ihtimalle bizim evdeydi.
Önceden de demiştim zaten apartmanımız iki katlıydı. Bodrum katı hariç tabi. Üst katta biz, alt katta Aslı'lar otururdu.
Kapının açılmasıyla Nermin teyzeyi görmem bir oldu. Yine doğru tahmin de bulunmuştum.
"kız Miray arkadaşın nasıl oldu?"
Avucunda ki çekirdekle bir yandan konuşuyor bir yandan çitliyordu. Anlaşılan evde büyük dedikodu dönüyordu.
Kafamı kaşıyarak zaman kazanmaya çalıştım. İyi bir yalan uydurmalıydım. Gerçi benim için yalan uydurmak kolaydı.
Dünya da yine yalan diye bir şey olmasa Aslı'yla ben ne yapar ne eder yalanı bulurduk. Öyle bir kapasite vardı bizde.
"dün biraz kötü gibiydi, daha sonra sıcak bir çorba yaptım biraz kendine geldi. Ondan sonra da ilaçlarını falan içirdi falan kendine geldi biraz."
Nermin teyze kenara çekilirken bende içeriye girdim "iyi yani şimdi deme kızım?"
Öyle biri olsaydı iyi olurdu tabi ama öyle biri yoktu. Ama unutmayalım Merve bizim kalbimizde yaşıyordu. Gerçekte olmasına gerek yoktu.
"iyi, iyi zaten annesi de memleketinden gelince bende tekrardan eve geldim."
Nermin teyze tam konuşacağı sırada Aslı araya girdi. Ahiretliğim de buradaydı çok özlemiştim be.
"Merve nasıl Miray iyi oldu mu?"
Valla aslı' nın hakını yemeyelim çok güzel role girmişti. Ben bile Merve'nin hasta olduğunu sandım bir ara.
"iyi, iyi bir şeyi yok ya benden daha sağlam. Turp gibi maşallah."
Nermin teyze aslı' ya dönmüştü. Şüpheli bir bakış, evet bu bakış bir şeyi yanlış yaptığımızın göstergesiydi.
"sen nereden tanıyon bu Merve' yi bana daha önceden hiç bahsetmedin Aslı?"
Aslı pozisyonunu hiç bozmadan konuşmaya başladı. Çok rahat çok profesyoneldi.
"anne Miray kafe de çalışıyordu ya bizde o sırada tanışmıştık. Çok konuşmuyoruz ama sonuçta kız hasta olmuş. Ne yaptım, sormakta hata mı ettim?"
Hep birlikte evin geniş ve uzun olan balkonuna çıkmıştık. Püfür püfür esiyordu burası.
Anamı görmemle gülümsedim ne kadar arada bir atışsak da seviyordum, hem izin vermişti ya bana, daha çok seviyordum artık.
Şu Merve konusunu son kez anneme de anlattıktan sonra kapatmıştık. Arada bir açılacak gibi gözüküyordu ama ben ona da uydururdum bir şeyler.
"biz aslı' yla odaya gidiyoruz." dedim aniden fakat annem ve Nermin teyze bizi hiç duymamışlardı bile onlar şu an derin bir sohbete dalmışlardı.
Konuyu ne sizin sorun ne ben söyleyim yine bir konudan bir konuya atlamış konuşmaya devam ediyorlardı.
Aslı' yla muhtemel sonum böyle olucak gibiydi. Gerçi bizim daha güzel hayallerimiz vardı. 50 - 60 yaşında kulüplere gidip eğlenmeyi düşünüyorduk.
Hem Aslı gelecekte kendime doğru düzgün birini bulamazsam sugar mommy olucam diye tuturmuştu.
Odaya girdikten sonra yatağıma özlem dolu bir bakış attım. Özlemiştim pezevengi.
Yatağımın üstüne zıplayarak uzandım ve konuşmaya başladım. "özledin mi Aslı beni?"
Aslı da hemen yandaki sandalyeyi kaparak ters bir şekilde oturdu. Kollarını sandalyeye sararak konuşmaya başladı.
"özledim Miray da hani şu konuları geçip direkt sadete mi gelsek?"
Kısacası iki gündür ne bokları yiyorsan, hepsini birer birer dök demekti bu.
Nereden başlıyacağımı bilmiyordum. Ama Aslı'ya Ateş' le yaşadığımız o özel şeyleri anlatmayacaktım.
Ben hala sırıtırken aslı beni eliyle dürttü. Evdeydim fakat kafam evde değildi. Ateş' le beraber aklım da gitmişti.
"şeye gittik işte..."
Aslı eliyle gözümün önünde parmaklarını şıklattı kendime gelmem için yapıyordu. Bu halime o da gülüyordu.
"Miray kızım sen iyice delirmişsin ha bu çocuk kimse, senin kafayı baya havaya uçurmuş."
Evet tam da öyle yapmıştı. Aşk sarhoşu olmuştun ayool. Ben bu kafayla ne yaparım bilmiyordum ama Ateş sayesinde kafam güzel olmuştu.
Ben ne yapayım? Madde gibi çocuktu şu mafyayım tripeleri falan çok tatlı geliyordu.
Özelikle beni önemsediğini bilmek içimde sıcak dalgalı bir his oluşturuyordu.
Demiştim ya hani kelebeklenme hissi oluyor diye, Ha işte benim midem de kelebek sürüsü dolaşıyor gibiydi ister istemez karnımı delip geçicek gibi derin bir histi.
Aynısını orta okulda ödevimi yapmadığım zamanlarda da hissediyordum. Ama o başka, bu başkaydı canım.
"şeye gittik."
"ha gayret biraz daha çabala söyliceksin, eminim yaparsın sen hadii!"
Aslı bu halimledalga geçiyordu. Çok büyük hata yapıyordu çünkü daha sonra bunu. Bedelini alırdım ben.
Sonunda kendimi toparlayıp konuşmaya başladım. "dağ evine gittik."
Aslı' nın gözleri fal taşı gibi açıldı galiba biraz şaşırmıştı. "dağa mı kaldırdı yoksa seni?"
He aynen dağa kaldırdı. Kaldırmasına gerek yoktu ki ben kendi gelirdim zaten. İçime derin bir nefes çektim.
"He aslı aynen dağa kaldırdı."
Aslı'ya söz hakkı tanımadan konuştum.
"Kızım işte anlarsın ya dinlenmek vakit geçirmek için gittik. Hatta şey dedi bana."
"ne dedi?" Aslı filim izler gibi beni dinliyordu.
"normal de oraya kimseyle gitmiyormuş."
Sözümü yarıda kesen aslı konuşmaya başladı. "ama sen kimse değilsin."
Doğru ben kimse değildim. Ben miraydım, Miray! Kendimi övmem bittikten sonra aslı'yla bis süre daha bu konuyu konuştuk.
Neredeyse her şeyi anlatmıştım sadece Ateş' le yaşadığımız şeyleri anlatmamıştım. O kısmı es geçmiştim. Daha sonra da aslı gitmişti, bugün bizde kalmasını ısrar etsem de yarın bizde kalıcağına söz vermişti.
Bölüm sonu.
Bölümleri hızlı yazıyorum umarım okurken eğleniyorsunuzdur.
Bir daha ki bölüme görüşürüzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE MAFYA +18
Roman d'amourTextingdir. 053********: oğlum kafan mı güzel senin? 053********: ne içtin? Siz: ya sabah sabah ne içicem? Siz: kahvaltı yaptım yanınada çay içtim. Siz: sen? 053********: ya sabır. 053********: dalga mı geçiyorsun benimle? 053********: kim olduğ...