17_> Zincirli kalpler koridoru

1.2K 70 8
                                    

Keyifli okumalar♡

Sumru Kayalar. ~Alin ve Asil'in mesajlaştığı gece.

İnsanlık için ne acı bir portre.

İki çocuk, bir odanın önünde anneleriyle konuşabilmek için dakikaları sayıyor.

On dakika. Hem sıra onlara gelsin diye bekliyorlar hem de içeridekinin biraz olsun özlemini giderebilmesini umut ediyorlar.

Kişi başına düşen zaman sadece on dakika. Sabah kahvaltıdan önce yarım saat. Akşam yemekten sonra yarım saat.

Her çocuğa bir günde yirmi dakika.

Toplam bir saat.

Yirmi dört saatte sadece bir saat.

Yılda 365 saat.

Çocukluğumdan beri bildiğim tek şey dakikaları saymaktı. Bir yaşına dahi gelmeden başlamıştı bu on dakika kuralı. Kendimi bildim bileli her gün, on dakika annemi görebilmek için beklerdim.

Abim, kendisi için bir şey yapamamıştı. Kendisini kurtaramamıştı ama kendine yapılanların aynısı yapılmasın diye benim yerime katlanmıştı her şeye.

Annem bizi kurtarmak yerine kurtarılmaya muhtaçtı. Babam zihniyetsiz, psikolojisi bozuk bir adamdı. Acı vermekten zevk alan, Empati kuramayan, sevgiyi sadece dokunmak zanneden bir adamdı.

Abim, benim için elinden geleni yapmıştı. Annemin yerine de babamın yerine de çok sevmişti. Onun benim için yaptıklarının yükünü hep taşıyacaktım. Asla unutamazdım.

O bir abi değildi. O bir çocuğun sahip olabileceği her şeydi.

Biliyordum. Eğer annemin ölmesinden korkmasa beni şuan bu evden de bu hayattan da çekip alırdı. Ama annem hepimizin elini kolunu bağlıyordu.

Sevgi, hayatta en çok acıtan şeydi. Zarar veren de oydu, yücelten de.

"Abla? Annem ne zaman çıkacak bu odadan? Onu odama götürmek istiyorum. Abimin zamanı dolmadı mı daha?"

Ve Nota.

Annemin dediği gibi, o yanlış hayata, yanlış zamanda gelen en güzel şeydi. Bencilceydi ama onun burada olması çok güzeldi.

Eğer seçebilseydim, ondan vazgeçmek uğruna başka bir ailede doğmasını isterdim. Sevgi dolu bir ailede.

Abim, kendi hayatını kurtaramamıştı. Biz benimkini.

Ama bildiğim tek şey, ikimizinde engel olamayarak yaşadığımız şeyleri Nota'ya yaşatmamak için çabaladığımızdı.

Bu karanlık gökyüzünde parlayan tek yıldız o'ydu.

Nota, kasvetli gökyüzümdeki sessiz çığlıklarımın tek huzurlu ritmiydi.

"Annemin, çıkmasına daha çok var." Duvara sırtımı yaslayarak oturmuştum. Nota, koridora uzattığım bacaklarıma kafasını koymuş uslu uslu sırasını bekliyordu. Zaten başka bir çaresi yoktu.

O uslu durmadığında zincirlerin bize vurulacağını bildiği için bu yaşta normal bir çocuktan daha usluydu. Hata'ya yer vermiyordu.

Bu bizim seçimimizdi, ne abim ne de ben Nota için vurulan zincirlere sesimizi çıkarmazdık. Çünkü o, Nota'ydı. Bizim Nota'mızdı.

"Ama neden?" diye fısıldadı Nota, dudaklarını büzerek. Elindeki küçük arabayı çeviriyor, kendince dakikaları öldürüyordu.

Bu koridorda akrep yelkovanı öldürüyordu. Cinayetler, sözlerle işleniyordu. Dakikalar, gözlerle katlediliyordu.

içimizdeki şeftali -GERÇEK AİLEM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin