20_= Akrabalar ya da Akbabalar

1.1K 71 15
                                    

Öncelikle soy ağacı gerek olur diye buraya bırakalım.

~Süleyman• Firuze Durular

1) Ragıp Durular• Derya Durular=  Süleyman, Eda Nur, Ece Nur, Efken

2) Vural Durular• Karya Durular= Koralp, Akan, Mirza, Barlas-Alin

3) İshak Durular• Leyla Durular=Kerem, Mehmet

4) Dilan Durular Kalemdar• Fevzi Kalemdar= Asya-Arda, Süleyman Can

5)Yavuz Durular

6) Sezgin Durular

7) Sezgi Durular• Alec Candela

Keyifli okumalar♡

"Akşam seni babana söylememem için tek bir sebep söyle bana," Sezgin'e ters bir bakış atarak oturduğum yerde dizimi sallamaya devam ettim. "Cevap vermeyecek misin?"

Başımı iki yana sallayarak inadımı devam ettirdim. Konuşmayacaktım.

Okuldan çıkamadan Sezgin tarafından alıkonulup karakola getirilmiştim. İfadeyi  verdikten sonra da Sezgin'le dalaşmıştım ve konuşmama kararı almıştım.

"Eminim yengem yaptıklarını öğrendiğinde," diyerek başlayan cümlesine de omuz silktim. Bananeydi, konuşmayacaktım. Ben ifademi vermiştim, daha fazla konuşturma hakkı yoktu. Zaten şuanda da amir değil, Sezgin'di.

Sezgin hala'ydı. Akşam Akan telefonumu verirse ilk işim Sezgin'in numarasını bulup hala diye kaydetmek olacaktı.

"Konuşsana, cevap ver amcana."  Ona sen amca değil hala'sın adlı yeni uydurduğum bakıştan attım. Anlamaması umrumda değildi.

"Ben baydım ama senden," ona boş bir bakış atarak oturduğum yerde kılımı kıpırdatmadan delirtme seansıma devam ettim. "Konuşmayacaksan defol odamdan."

Başımı iki yana salladım. Gitmeyecektim ama konuşmayacaktım da.

"Tamam," sabır dolu bir nefes çekti. Oh olsundu, kudursun. "Gidersen istediğin bir şeyi yapacağım."

Boş boş bakmaya devam ettim. Yaptığım tek şey tepkisiz durmamdı.

"Yetmedi mi? Bak arttırırım ama sana hiç güvenemiyorum." Ne var yani beyefendi, ben mi dedim sana getirilen kahveye tükürdüğümü söyle diye? Söyleme dedim ama Behlül'e ya!

Yemiştim öyle bir halt.

Tamam yaptığım kötü bir şeydi ama içmeden önce tükürdüğümü söyleyecektim zaten. O kadar da gaddar değilim, benim sıvımı içmek zorunda değildi sonuçta.

Telefonum çaldığında ikimizin de gözü masadaki telefona kaydı.

Berkaio arıyor..

"Seninki arıyor," dedi tek kaşını kaldırıp imalı bir bakışla. Berkay'ı karakola bile almamıştı adam. Dışarıda kalmıştı gariban arkadaşım. Hâlâ da beni bekliyordu.

Ona bayık bir bakış atarak masadaki telefonumu aldım. "Efendim?"

"Kanka buradaki polisler niyeti bozdu," diyen hararet dolu sesini duyunca gözlerim anlamak istercesine kısıldı. "İki saattir popoma bakıyorlar."

"Ne?" Aynı hararetli fısıltıyla ona karşılık verdim. "Koru namusunu geliyorum."

"Şeftalime bakıyorlar, ben gidiyorum marketteki kırmızı kazaklı kızdan yardım isteyeceğim. Çıkınca beni bul," dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında, Berkay çoktan telefonu yüzüme kapatmıştı.

içimizdeki şeftali -GERÇEK AİLEM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin