oykusu1507'ye ithaf edilmiştir.
Keyifli okumalar♡
"Annem," yanağına sulu sulu bir öpücük kondurarak aceleyle tezgahtaki salatalıklardan ağzıma attım. "Ben koşuya çıkıyorum, oradan da okula geçerim. Yolda bir şeyler yerim merak etme, öptüm!"
Arkamdan bir şeyler söylese de evden çıkıp kulaklıklarımı taktım. Her sabah yaptığım ama buraya geldiğimden beri aksattığım koşuyu yapmam gerekiyordu.
Bugün festival vardı ve benim gidip kontrol etmem gerekiyordu. Öğleden sonra tamamen ziyarete açık hale gelecekti. Ve ardından iki günlük kampa gidecektik.
Bu müdür bey İshak amca son dakika gollerini seviyor olmalıydı ama ona sinir olmamış değildim.
Müzikle birlikte koşarken aydınlanan hava, şimdiden sıcacık yapmıştı ortalığı. Uzun bir süre koşar adımlarla yürüdüğümde bir yürüyüş parkı bularak bir süre de orada oyalandım. En sonunda sık nefesler alarak kendimi banka atmıştım. Bir şişe suyu içip bitirirken, aynı zamanda da gökyüzüne bakıyordum.
Sınava az bir zaman kalmıştı. Deneme çözmeyi sıkılaştırmam gerekiyordu. Bu yüzden büyük bir ihtimalle Yeni Zelanda'ya gittiğimde de yanımda deneme götürmeliydim.
Okulun son günüydü, daha önce okulun son günü okula gittiğimi bile hatırlamıyordum. Telefonumu çıkararak sürekli aklımda olan şey için rehperime girdim.
Nare'nin isminin üzerinde durakladı parmaklarım. Derin bir nefes aldım, onu aramanın vakti gelmişti. Biraz olsun kendime iyi gelmek istiyordum.
"Nare?"
"Günaydın, şeftali ağacı. Ne var ne yok?"
"Günaydın. Neredesin?"
"Hâlâ Adana'dayım. Biliyor musun," heyecanlı bir sesle devam ettiğinde onun adına gülümsedim. "Buradaki bir klinikte işe başladım. Arkadaşımın bir yakınıydı. Yani bir süre daha başındayım."
"Sana gelebilir miyim?" Derin bir nefes alarak dudaklarımı dişledim. "İyileşmek istiyorum."
"Konum atıyorum."
🍑
"Bilmiyorum Nare," avucumu yenilenmiş sıcak salepe sardım. "Söylediklerinde haklı olabilirsin. Ama ne bileyim işte."
"Bence cevabı biliyorsun," diye gülümsedi bana. "Sadece henüz görmemişsin. Beraber ödevlendirme yapalım. Bu senin için de daha iyi olacaktır. Diğer seansımıza kadar sana iyi gelen insanları ve aktiviteleri ve neden iyi geldiklerini düşünmeni istiyorum. Bunu yapabilir misin?"
"Elbette," kendimi bulabilirsem eğer sana da haber veririm Nare.
"Güzel, o zaman seansı burada bitiriyorum. Benimle kendini paylaştığın için sana teşekkür ederim, bu sefer başarabileceğimizi biliyorum."
"Umarım," diye gülümsedim. Beraber normal havadan sudan bir sohpet eşliğinde saleplerimizi içtik . Ardından okula gitmem gerektiğini hatırlayıp Nare'ye teşekkür ederek evden çıktım. Otobüs durağına giderken gözüme çarpan fırınla oraya yöneldim.
Düşündüm, neden fırına yönelmiştim? Canım simit istemişti. Simiti seviyor muydum peki? Evet.
Aman ya, bu Nare benim ayarlarımla oynamıştı. Alt tarafı bir simitti. Canım istemişti ve yiyecektim.
Simit ve poğaça alarak otobüse bindim. Sakin saatlere denk gelmiştim. İstanbul'da genelde bu saatlerde bile çok fazla insan olurdu ama bu otobüs şimdilik sakindi. Belki de hafta içi olmasından kaynaklıydı. Cam kenarına oturarak akıp giden yolu izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
içimizdeki şeftali -GERÇEK AİLEM-
Teen FictionHepimizin acıları var, bunlar bizim çekirdeğimiz. Hepimizin kişilikleri var, bunlar özümüz. Hepimizin maskeleri var, bunlar da şeftali kabuklarımız. Aslında hepimiz birer şeftaliyiz. Ve ben aslında bir Nektariye aşık oluyorum. Bu hikaye şeftalinin...