2

17.6K 790 62
                                    

" Karar verilmiştir..."

Herkes sonucu merak ederek ayağa kalkarken ben aklanacağımdan emin bir şekilde gözlerimi hakime diktim.

" Delil yetersizliğinden Eylül Akçay'ın tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştir"

Mahkeme salonunda olumsuz sesler yükseldi. Uğultular kulağımı doldururken arkamdaki kalabalığa baktım.

O'nun ailesi ve yakınları... Hepsi buradaydı. Benim asla sahip olamayacağım sevenleri en önde karara itiraz ediyorlardı.

Gülümsedim, şanslıydı benim aksime.

Yanıma gelen polis, elimdeki kelepçeleri çıkardı. Bileklerim özgürlüğüne kavuşmuştu ama ruhum hâlâ kelepçeliydi.

Avukatımın beni yönlendirmesiyle mahkeme salonundan çıktım.

Kendimden emin, başım dik yürüsemde kalbim aksini söylüyordu. Acısını en derinden hissettiğim sol yanım, cezanı çekmeliydin diyordu.

" Eylül!"

Adımı o çok sevdiğim kadından duyunca olduğum yerde durdum.

Hayal kırıklığıyla bakan kadına, sarılmak hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim. En çokta ona özür borçluydum.

Yanağımda hissetiğim acıyla kafam yana düştü. Kafamı kaldırmadım daha doğrusu kaldıramadım yüzüne bakacak yüzüm yoktu.

" Ben sana kızım dedim olmayan kızım yerine koydum. Ağladın ağladım, üzüldün üzüldüm , güldün güldüm karşılığı bu muydu? Anne sevgisinden yoksunsun bir nebze sevgi şefkat gör diye uğraştım. Haklıymış seni terk eden anneni çok iyi anlıyorum senin gibi birini kim niye istesin? "

Tokadı değilde bu çok acıtmıştı işte. Bir yerde duymuştum insanı en çok yıkan acı, evlat acısıymış ona bunu yaşatmıştım ne bekliyordum ki?

" Paradan başka neyiniz var sizin Akçaylar? Babanın rüşvet verdiği hakimle davayı kazandınız. Koca Akçaylar'ın parayla açamadığı hiçbir kapı yok. Paranız olduğu kadar karakteriniz olsa biraz "

Görmesemde çatallaşan sesi ağladığını belli ediyordu. Ne kadar güçlü gözükmeye çalışsamda bende onun gibi harabeden farksızdım.

" Sana hiçbir hakkımı helal etmiyorum. Azıcık bile hakkım varsa sende zehir zıkkım olsun. Sen benden canımı, ciğerimi, biricik oğlumu aldın Allah'ta misliyle senden alır inşallah. Gün yüzü görme geberip git "

Ne zaman geldiğini bilmediğim babamın adamlarının onu uzaklaştırmasıyla arabaya doğru ilerledim.

" Eylül Akçay!"

Öyle sert bakıyordu ki ellerim korkudan titriyordu.

Ona doğru yaklaşan babamın adamlarına hitaben " Cumhuriyet Savcısı Savaş Erkan" dedi.

Gözlerimin içine baktı. Sanki korktuğumu hissediyor daha çok korku vermeye çalışıyordu.

Aramızdaki mesafeyi kapattı. Biraz eğilerek kulağıma yaklaştı.

" Yeminim olsun ki seni o cezaevine geri tıkıyacağım ne baban ne de başka biri buna engel olamayacak. Üç ay. Üç ay sana müddet gez, git,dolaş çünkü bunları bir daha yapamayacaksın. "

Bir tepki vermem için yüzümü inceledi.

" İşinin ehli bir savcıya benziyorsunuz. Umarım sevdiğim adamın katilini bulursunuz. Ah doğru daha cesedi bile bulamadınız değil mi?"

Yanından geçip arabaya bindim. Kimseyle konuşacak gücüm kalmamıştı. Yatağıma girmek ve saatlerce ağlamak istiyordum.

Avukatımın yanıma binmesiyle araba hareketlendi. Benimle bu kadar ilgileniyor olması babamın ona yüklü bir miktar ödediğini belli ediyordu.

Babamın bana verdiği tek şey paraydı. Anne ve baba sevgisi görmeden büyümüştüm. Anne ve babam ben daha beş yaşındayken boşanmışlardı. Her ikisi de yanlarına beni almak istememiş , hakim kararıyla babama kalmıştım. Annem nerede, ne yapıyor hiçbir fikrim yoktu.

Araba durunca vakit kaybetmeden indim. Önümden gelen adamlar, evin kapısını açıp geçmem için beklediler.

Merdivende karşılaştığım yüzle durdum. Babam ve Annem boşanınca babam yeniden evlenmişti. Kadının benden üç yaş büyük ve iki yaş küçük iki oğlu vardı.

Aynı evin içinde büyüsekte ikisiylede kardeş ilişkim yoktu. Bir araya bile sadece yemekten yemeğe gelirdik.

Bu da küçük oğlu Anıldı. Yüzüme tiksinirce baktı. Bir şeyler demek istiyor ama diyemiyormuş gibiydi.

" Hadi dök içini rahatla "

Göz devirdi ve yanımdan geçip gitti. Her zaman ki haliydi. Varlığındam rahatsız olduğunu bu şekilde belli ediyordu.

İçimde abla olmak için can atan taraf onun bu hareketlerine çok kırılıyordu

Arkasından öylece baktım. Uzaktan gördüğüm kadarıyla arkadaşlarının yanında gülen eğlenceli bir çocuktu ama bana daha önce hiç gülmemişti.

Yakın olmak için ne kadar çabalasamda karşılık vermiyordu. Sınırlı olan ilişkimiz son olanlardan sonra iyice açılmıştı. O da diğer herkes gibi beni suçluyordu.

Ben Eylül Akçay, sevdiği adamın katili olmakla suçlanıyordum.

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin