36

2.6K 155 26
                                    

Yeni odamda otururken odanın fazlasıyla kasvetli olduğunu düşünüyordum. Odadaki küçük pencere odayı aydınlatmaya yetmiyor, kasvetli havaya gerginlik katıyordu.

Kliniğimi ve kliniğimdeki odamı şimdiden çok özlemiştim.

Bunları düşünmeyi bırakıp mahkumların dosyalarını incelemeye başladım. Çoğu mahkum tahmin ettiğim gibi psikopat, sadist ve narsist kişilik bozukluğuna sahipti.

Dosyaları incelemeye devam ettiğim sırada odamın kapısı gürültüyle açıldı. Gelen Savaştı ve oldukça sinirli görünüyordu.

" Senin burda ne işin var!?"

Karşısına dikildim bana hesap sormaya hakkı yoktu.

" Seni ilgilendirmiyor."

Ya öyle mi dermiş gibi baktı. " Eylül yine başına bela alıyorsun burda olmaman gerekirdi. Şimdi gidiyorsun ve istifanı veriyorsun."

" Hayır ben çalışmaya devam ediyorum sen odamdan çıkıyorsun."

Sinirle nefes verdi. " Eylül güzelim, bir kere sözümü dinle."

" Savaş çık odamdan seni dinlemek istemiyorum."

Tabi ki beni dinlememiş odadan çıkmamıştı.

" Savaş gider misin işimi yapmama engel oluyorsun."

Koltuklardan birine yayılarak oturdu. " Bende terapi almaya geldim."

Odadan çıkmamak için tüm yolları deniyordu.

Karşısındaki yerime geçip oturdum." Peki öyle olsun. Herkese terapi verebilirim sonuçta."

" Nasılsınız Savaş Bey."

" Sizi gördüm daha iyi oldum Eylül Hanım."

" Mehir." diyerek düzelttim onu.

" Anladım Eylül." İçimden ya sabır diyerek diğer soruma geçtim.

" Bana ne anlatmak istersiniz?"

" Psikolog hanım ben çok aşığım."

İçimden gülsemde dışımdan " Bu size neler hissettiriyor?" demiştim.

" Adını bilmediğim duygular. Sanki ondan önce hiç varolmamışım gibi."

Defterime not alıyormuş gibi yaptım. Tabiki not almıyordum sadece her şeyi usülünce olsun diye numara yapıyordum.

" Aşık olduğun kişiyle kendini kombine etsen bu ne olurdu? Mesela bal ve tereyağı, simit ve ayran."

Bu soru sevdiğin kişiyle kendini nasıl gördüğünü ifade ediyordu.

Biraz düşündü. " Ben denizsem o Ankara."

" Neden denizle Ankara?"

" Bilmem. 3 yıl boyunca ona hasret kaldığım için olabilir."

Anladım der gibi kafamı salladım.

" Hasret kaldığınız o 3 yıl nasıldı?"

Merakla cevabını bekledim bu sorunun cevabını beni birazda korkutuyordu. Nilsu ölüden farksız olduğunu söylesede bunu ondanda duymak istiyordum.

" Berbattı hayatımın en kötü 3 yılını geçirdim. Herkes öldüğünü gelmeyeceğini söylüyordu ama inanmak istemedim bir yerlerde nefes aldığına inanamak istedim. Umudumu kaybedip öldüğüne inanacağım zaman yaşadığını öğrendim."

" Kızgın mısınız ona?"

" Kızmak istiyorum ama kıyamıyorum."

" Demek istediğiniz bir şey yok mu?"

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin