19

9.6K 573 71
                                    

Saatler geçmişti ben hâlâ yatağımda sırt üstü uzanmış tavana boş boş bakıyordum. Aklımdaki onca şeye rağmen benim yaptığım tek şey tavanı izlemekti.

O aileden aramın en iyi olduğu tek kişi oydu. Benimle konuşmaya çalışır bir şeye ihtiyacım olduğunda yardımcı olurdu. Ona ne yapmıştımda bana bunu yapmıştı bilmiyorum. Onu abim gibi hiç hissetmesemde bu yaptığı yüreğime dokunmuştu. Şimdi anlıyordum ona neden hiç ısınamadığımı göstermese de içinde koca bir kötülük saklıyordu.

Sorgu için karakola çağrılmıştı. Savaştan özellikle benim haberimin olduğunu öğrenmemesini istemiştim. Daha ne kadar ileri gidebilirdi merak ediyordum.

Telefonumun zil sesiyle düşüncelerime ara verdim. Arayan kişi tedirgin olmamı sağlasa da bunu sesime yansıtmayarak aramasını yanıtladım.

" Efendim Ayaz abi."

Sesimi normal tutmaya çalışsamda içimden bağırıp hesap sorma isteği geçiyordu.

" Eylül, nasılsın? "

Hiçbir şey olmamış gibi davranması beni şaşkına çeviriyordu.

" E şey iyiyim, sen?"

" Bende iyiyim. Ne zamandır seninle vakit geçiremiyoruz, sen kafamı dinlicem diye gittiğinden beri uzaklaşmışız gibi hissediyorum. Diyorum ki hani sana verdiğim akşam yemeği sözümü tutup bu akşam seni yemeğe götüreyim, ne dersin?"

Tahminimce sorgudan çıkar çıkmaz beni arıyordu. Bu sefer ki planı neydi, aklından neler geçiyordu?

" Bu akşam olmasının özel bir sebebi var mı?"

Karşı taraftan gülme sesi geldi. Komik bir şey söylediğimi sanmıyordum.

" Hayır sadece abi- kardeş vakit geçirelim istiyorum. "

Bildiğimi anlamasın diye daha fazla sorgulamamış akşam yemeği teklifini kabul etmiştim.

Akşam saatlerine az kalınca hazırlanmaya koyuldum. Üzerimde siyah, sırt dekolteli mini bir elbise vardı. Lüks bir yere gideceğimiz için uyum sağlamak adına böyle giymiştim. Arada böyle hazırlanmayı seviyordum tabi gideceğim kişi o adam olmasa daha çok sevebilirdim.

Saçlarımı yukardan toplayıp makyaj yapınca tamamen hazırdım.

Taksiye bindim ve attığı konuma geldim. Bu restorana daha önce de bir çok kez gelmiştim. Yemeklerini sevdiğim bir yerdi.

İçeri girince Ayaz abimi görmüş ve yanına doğru ilerlemiştim. Beni gören Ayaz abim gülümsemiş ayağı kalkmıştı.

Yanına vardığımda sıkıca sarılmıştı. Hiç istemesemde sarılışına karşılık vermiştim.  Ayrıldığımızda yüzündeki kocaman gülümseyle bakıyordu. O kadar iyi oynuyordu ki bilmesem iyi niyetli sanabilirdim.

" Çok güzel görünüyorsun, aynı prenses gibi."

Şu an herzamankinden farklı davranıyor ve konuşuyordu. Sakin kalmaya çalıştım, sonuçta onun yaptığı bildiğimi bilmiyordu.

" Teşekkür ederim." demiş zoraki gülümsemiştim.

Sandalyeyi çekmek için hareketlenmişti ki ona fırsat tanımadan oturdum. Yapmacık hareketleri sinirimi fazlasıyla bozuyordu birde buna gerek yoktu.

Ayaz abim, bozulsa da bir şey dememiş karşımda yerini almıştı. Siyah bir takım elbise giymiş ve traş olmuştu.

" Ne yiyelim, istediğin bir şey var mı?"

Menüye göz gezdirdim. Açtım ama burda bu adamın yanında yemek istemiyordum. Buraya ne kadar ileri gidebileceğini görmek için gelmiştim biraz oturup gidecektim.

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin