25

8.3K 500 103
                                    

Yatakta bir sağa bir sola dönüyor uyuyamıyordum. Savaşa anlık öfkeyle hakketmediği şeyler söylemiştim. Öfkem Savaşa değildi kendimeydi ama bir an boş bulunmuş ona patlamıştım. Şimdi de kendimi çok kötü hissediyordum.

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Savaş'ın eve gelip gelmediğinden haberim yoktu. Belki de gelmişti ancak beni uyandırmamak için ses çıkarmadığından duymamıştım. İçim içimi yiyeceğine gidip bakmak en iyisiydi.

Tahmin ettiğim gibi gelmişti. Balkonda kollarını demire yaslamış sigara içiyordu elinde ilk defa sigara görüyordum. Üst tarafı çıplaktı gömleği de koltuk başındaydı.

Usulca yanına yaklaştım. " Savaş, sen ne ara geldin? Yani geldiğini duymadım da."

" Biraz önce." Yüzüme bakmıyor yokmuşum gibi davranıyordu.

Onu kırmıştım tüm tepkilerine de hak veriyordum.

" Aç mısın? Hemen bir şeyler hazırlayabilirim."

Sigarasından bir nefes aldı. " Aç değilim."

Kısa cevapları üzsede hiç konuşmamasından iyidir.

" Daha önce hiç sigara içtiğini görmemiştim."

Sigara dumanlarının havaya karışmasını izledim. " Çok nadir içerim.'

Bitmiş sigarasını kül tablasına bıraktı. O an fark ettim ki bu ilk sigarası değildi paketi yarılamıştı.

" Bu kadar içmek sence de zararlı değil mi?"

Yenisini çıkardığı sigarayı bunu dememle geri bıraktı.

" Sağlığımı da beni de önemsediğini sanmıyorum."

Tavırlarına bakılırsa onu gerçekten incitmiştim. Elimden ne geliyorsa beni affetmesi için yapacaktım. Onun bana kırgın kalmasını istemiyordum.

" Savaş ben özür dilerim."

Başını salladı. " Sorun yok sen haklıydın."

Dedi ve balkondan çıktı. Duygusal bir insandım zaten birde Savaşı bu hale getirenin ben olduğunu bilmek ağlama isteği uyandırıyordu.

Peşinden gittim. Odasında girmiş ve gardırobundan eşorfman çıkarmıştı. Üzerini değiştirmek için banyoya gideceği sırada arkasından ona sarıldım. Sarılmamla elimin altındaki çıplak bedeni kasıldı.

" Savaş ben çok çok çoook özür dilerim. Dedemin mirasını Ayaza kaptırdım diye kendime sinirliydim istemeden sinirimi senden çıkardım. Hatalıyım biliyorum o dediklerimin hiçbirini hak etmiyordun. Dün söylemedim belki ama bende seni gerçekten evliymişiz gibi her kötü ve iyi zamanında yanında olacağıma söz veriyorum."

Ellerimin arasından çıkmasıyla ellerim boşluğa düşmüş gibiydi. Çıplak bedenine dokunmayı sevmiştim.

Bedenini bana doğru çevirdi. Kaslı, yapılı vücudunu şimdi daha yakından görebiliyordum.

" Ölürüm sana."

Gülümsedim." Ölme yaşa."

O da gülümsemiş beni kollarının arasına almıştı.

" Barıştık mı?" sorduğum soruya gülmüştü. Koca adamın barışmam diyecek hali yoktu herhalde.

" Küsebilir miyim sana hiç?"

Koluna yavaşça vurdum. Gayette güzel küsüyordu.

" Yalancı." bu dediğimde ikimizde gülmüştük.

Kollarının arasından çıktım ona bir şey demeliydim.

" Savaş, Nilsu gitmiş."

Eve geldiğimde Nilsu bütün eşyalarını toplayıp gitmişti. Nilsuyu kendimi yakın hissetmiş ona güvenebileceğime inanmıştım ama o bana gösterdiği kişiliğinin tam aksiydi.

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin