10

11.9K 513 74
                                    

Hayal kırıklığıyla bana bakan adamla yüreğim sızlamıştı. Bana böyle baksın istemiyordum. Onun gözünde yalancı biri olmak beni yaptığım için pişman ediyordu.

Yanımıza geldi. " Konuşmalıyız." dedi. Soğuk sesiyle üşüdüğümü hissettim. 

Avukata döndüm." Her şey için teşekkürler. Siz gidebilirsiniz."

" Peki Eylül Hanım, görüşmek üzere"

Avukatın gitmesiyle Savaşa döndüm. Ne konuşacağımızı tahmin etmek zor değildi yalan söylediğimi anlamıştı.

" Ne konuşmak istiyorsun benimle?"

Gözlerime baktı. Hata yaptığımı gözlerine baktığım da daha iyi anlamıştım.

" Neden yalan söyledin?"

Bağırır sandığım adam aksine sakindi ama sesindeki soğukluk beni fazlasıyla üzmeye yetiyordu.

" İşlemedeğim bir suç üzerime kalsın istemedim."

Kafasını tabi dermiş gibi salladı. " Hiçbir şey hatırlamıyorken işlemediğin bir suç olduğunu nerden biliyorsun?"

O gün mezarda dediklerimi duymuştu. Duyduğunu hiç belli etmemiş beni de duymadığından emin olmamı sağlamıştı.

" Sen... her şeyi duydun değil mi?"

Başını salladı. " Duydum. Her şeyi çok net duydum. "

Sakladığım bir şey yoktu. O günde dair hiçbir şey bilmediğimi defalarca söylemiş kimseyi kendime inandıramamıştım. Ama Ekinle olan konuşmalarımı dinlemesi hoş değildi.

" Ekinle benim aramdaki özel konuşmaları neden dinledin? Bu yaptığını sana yakıştıramadım ve hiçte hoş değil."

Kafamı onaylamazca salladım. Ayıp yani.

Ellerini ceplerine koydu ve sırtını duvara yasladı.

" Dinlemek istemedim. Seni kötü görünce yanına geliyordum o ara duydum."

Açıklaması mantıklı gelirken aklıma bir şey takılmıştı.

" Peki sen neden oradaydın, hemde benim gittiğim gün ve zamanda?" beni sıkıştırdığı gibi onu sıkıstırdığımı bilmenin özgüveniyle sözlerime devam ettim." Her davasına baktığın kişinin mezarına gider misin? Yoksa Ekin'e gitmenin özel bir sebebi var mı?"

Meydan okurcasına baktım. Dediklerimden sonra huzursuz görünüyordu.

Kaşlarını çattı." Ne demek istiyorsun?"

' hiç ' dermiş gibi tek omzumu kaldırdım. Amacım onu suçlamak değildi bana yaptığını ona yapıyordum. Suçlu psikolojisinin ağırlığını o da anlasın istedim.

Dediğim gibi olmuş onu sinirlendirmiştim.

" Dedikten sonra susmakla olmuyor Eylül. Ne demek istiyorsan açıkça söyle."

Bu kadar sinirlenmesini beklemiyordum. O an anladım ki istemeden doğru bir şey söylemiştim.

" Niye bu kadar sinirleniyorsunuz Sayın Savcım yoksa yanlış bir şey mi söyledim?"

Cevap vereceği sırada bir polis memurunun onu çağırmasıyla diyeceklerini yuttu.

" Git burdan Eylül git evine dinlen. Şunu da unutma, eğer suçluysan cezanı çekersin ya bugün ya da yarın. Sen bugününü güzel yaşa, yarın ne olur bilemeyiz."

Demiş ve gitmişti. Bu kadar sinirlenmesi şüphelendiriciydi. Kendine bile yedirediği  yarasını deşmiştim.

Benim bilmediğim aralarında ki ilişki neydi?

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin