6

13.5K 547 44
                                    

" Akçaylar olarak son çıkan haberler için çok üzgün olduğumuzu belirtmek isterim. Kızım adına yapılan bu adi oyunu kınıyor bir daha böyle konularla gündem olmayacağımızı temenni ediyorum. Son olarak güzel kızım Eylül Akçay'ın da size söylecekleri var."

Gergince gülümsedim. İyi aile rolümüz için etrafa gülücükler sunmayı ihmal etmiyorduk. Babamın hadi konuş artık bakışlarıyla muhabirlere döndüm.

" Adıma yapılan cinayet haberleri iftiradan ibarettir. Bu çirkin oyunları oynayan itibarımızı düşürmeye çalışan bir kaç insanı kaale almayıp yolumuza devam ediyoruz. " dedim ve babama baktım memnun olmuş görünüyordu.

" Çıkan haberlerin iftira olduğunu söylediniz. Peki niye bir başkasına değilde size atıldı bu iftira? Ölen kişiyle bir bağınız var mıydı?" Muhabirinin sorduğu bu soru beklenmedik yerden gelmişti. Ben ne diyeceğimi bilemezken babam benim yerime söze girdi.

" Kızımın o tarz insanlarla hiçbir bağı yoktur."

O tarz insanlar dediği insanlar bana öz ailemden daha çok sevgi göstermiştiler.

Bir an önce bu durumun bitmesini istiyordum. Burda durmak midemi bulandırıyor ve kendimi kötü hissetmemi sağlıyordu.

" Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz. Söyleceklerimiz bu kadardı hoşçakalın." diyen babam bugün fazlasıyla yaptığı gibi yine yalandan bir gülümse yollamış ve belime koyduğu eliyle beni yönlendirerek eve girmemi sağlamıştı.

" Düşen hisseler sayende yükselecek. Aferin"

Hisseler umrumda değildi. Odama gitmek ve bir daha da çıkmamak istiyordum. Yine uyurdum belki.

Bir şey demeden yanından geçip gidecekken kolumdan tuttu ve kulağıma doğru yaklaştı.

" Kanlı kıyafetlerin güvende. Şimdilik."

Midem daha fazla bulanırken ağzıma gelen acı tatla kendimi zar zor banyoya atabilmiştim. Midem, boşalmış ve rahatlamıştı.

Zemine oturdum öylece. Ekin'i ,ona olanları düşündüm.Onu her şeyden ve herkesten çok seviyordum. Sonra annesi Zeliha teyze aklıma geldi. Gördüğüm en iyi anneydi. Üç çocuğunada sevgisini fazlasıyla gösterirdi. Annesi onun en büyük şansıyken benim annem benim en büyük pişmanlığımdı.

Ve babam... yalan söylüyordu. Ortada kanlı kıyafet yoktu.

O günü hatırlamasamda kanlı kıyafetlerimin olmadığını biliyordum. Merak ettiğim babamın ne kadar ileri gidebileceğiydi. Savcı Savaşa bunu en kısa zamanda söylemeliydim.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle düşüncelerime ara verdim.

Savaş ben. Hemen konuşmalıyız.

İsabet olmuştu. Benimde onunla konuşacaklarım vardı zaten.

Olur. Nereye geleyim?

Cevap gecikmemiş anında gelmişti.

Evinizin yakınındaki parkta bekliyorum seni.

Ekini tanıdığım park...

Tamam geliyorum.

Evimize 5 dakika uzaklıkta olan parka kısa sürede varmıştım. Geç saatler olduğu için park bomboştu.

Bankta oturan savcıyı görünce gidip yanındaki boş yere oturdum.

" Beni çağırman çok iyi oldu çünkü benimde sana diyeceklerim vardı. Babam bir şe-"

Kızgın yüzünü görünce cümlemi devam ettirememiş susmuştum.

" Sen iyi misin?"

Kafasını iki yana salladı.

" Eylül sen ne yaptığının farkında mısın? O insanların ne hale gelebileceğini düşündün mü?"

Kendimi fazlasıyla kötü hissederken bunu ondan duymak daha da berbarttı.

" Üzerinizdeki kiri temizlemek için acılı bir aileyi paramparça ettiniz."

Kafamı suçluluk duygusuyla eğdim.
" Mecburdum."

" Hiçbir şeye mecbur değildin. En kolay yol bu geldi sadece."

Ellerini yumruk yapmış karşıya bakıyordu. Düşünceli aynı zamanda endişeli görünüyordu.

" Sen Ekin Demir'i sevdiğine emin misin?"

Anlamayarak " Nasıl yani?" dedim.

" Senin ki sevgi mi yoksa alışkanlık mı? Seven insan böyle yapmaz. Sevdiğine ne de onun ailesine zarar verebilecek söylemlerde bulunmaz. Senin yaptığın hem Ekini hem de Ekin'in ailesini zor durumda bıraktı."

Konu nasıl benim sevgime geldi anlamış değilim. Sevgimi sorgulamak ne onun ne de başkasının haddi değildi.

" Sevgimi sorgulamak sana mı düştü? Sen kimsin ki bunu kendine layık görebiliyorsun?!"

Ekin benim ilk ve tek aşkım, evimdi. Nasıl sevmezdim onu?

" Savcısınız diye her şeye karışamazsınız."

Kollarımı önümde bağlayıp geriye doğru yaslandım sevgimin sorgulanması sinirlerimi bozmuştu.Sinirli olduğumu anlasın diye yüzüne hiç bakmıyor kaşlarım çatık oturuyordum.

Gülme sesi duyunca yanımdaki adama baktım gülümseyerek beni izliyordu.

" Ne oldu küstün mü sen şimdi?"

Ee herhalde.

" Hayır sadece kırıldım." küsmüştüm aslında ama çocuk gibisin demesin diye dememiştim çünkü Ekin, bu hareketimi hiç sevmez çocuk gibisin derdi.

" Bu bana küstüm ama söylemiyorum demişsin gibi geldi. Küsme ben senin için diyorum gençsin duyguların geçici olabilir yanlışı doğruyu ayırt etmekte zorlanabilirsin bu çok doğal."

Haklıydı belkide ama ben emindim kendi duygularımdan da Ekin'in duygularından da emindim.

" Ben fazlasıyla eminim. Ekin'in ailesini zor durumda bıraktığımı biliyorum ama bu işin sonunda kayıp cesedi bulup onları da kendimi de mutlu edeceğim."

Savcı Savaş, kızgın değilde ilk defa anlayışla bakıyordu. Kızgın halini hiç sevmiyordum çok korkunç görünüyordu.

" Bulacağım değil bulacağız. Unuttun mu bu işte birlikteyiz."

Gülümsedim. Tek değildim yanımda güvenebileceğim koca bir çınar da vardı.










Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin