28

6K 388 140
                                    

Kendimi en huzursuz hissettiğim zamanlardan birindeydim. Bu insanlar, bu ev her şey fazlasıyla yabancıydı sanki ait değildim buraya.

Bana gülümseyerek bakan kadına zorda olsa bir gülümseme sundum.

Senelerdir beklediğim kadın, karşımdaydı bunu bile kabullenmek çok zordu.

İnsan niye öz kızını bırakır giderdi ki? Neden bir kere bile arayıp sormazdı? Hiç mi özlemedi beni?

Kafamda onlarca soru vardı ve hepsine cevap bulmadan burdan gitmeyecektim.

" Eylül, biliyorum her şey çok ani oldu bu hem senin için hemde bizim için çok zor bir durum."

Aslında babam ama benim için sadece annemin kocası olarak gördüğüm adam söze girmesiyle annemde olan bakışlarımı çektim.

" Senden uzak kaldık, sen bizden uzak büyüdün. Bir baba olarak bunun ne kadar acı bir durum olduğunu inan anlatamam. "

Gözlerime özlemle bakan adama güvenmek istesem de güvendiğim kişilerin yaptıkları aklıma geldi ve bundan hemen vazgeçtim.

" Eylül, biz seni çok aradık. Biricik kızımın öldüğünü sandım ben."

Kahverengi gözleri doldu. Ağlamamak için kendini sıkıyor gibiydi.

" Annenle evliliğimizin ilk zamanları çalkantılıydı. Evde kavga eksik olmuyor birbirimizin kalbini istemesekte kırıyorduk. Belki üç oğlumuz vardı ama evimizde huzur yoktu."

Gözlerim abilerim de gezindi üçüde başı eğik babalarını dinliyordu. Annem ise belli etmemeye çalışsada ağladığını kızaran gözlerinden anlamıştım.

Bu anlatılanlar onlar için zor olmalıydı.

" Bir gün her zamanki kavgamızdan daha büyük bir kavga ettik. O kavgamızdan sonra hiçbir şey yolunda gitmedi ve oğullarımızın iyiliği için boşandık. Annenin o sıralar psikolojik sıkıntıları vardı bu yüzden hakim kararıyla çocuklar bende kaldı fakat annen buna fazla tepkiliydi. Çocuklarını yanına almadığı için bana sinirlendi ve bir adamla evlendi."

Elleri yumruk olan adamın bunu hâlâ sindiremediğini anladım.

" Ortak kararla boşanmış olsakta benimle boşanır boşanmaz evlenmesini kaldıramadım. Ne de olsa hâlâ çocuklarımın annesiydi ama yanına gidip bir şey de diyemedim. Aradan bir süre geçti ikimizde fark ediyorduk ki birbirimizi özlüyoruz hatta tartışmalarımızı bile özler olmuştuk. Çocukların yanına geliyordu o ara görüşmeye başladık. Sonra sen oldun ailemizin tekrar birleşebilmesi için bir umuttun. Annen o adamdan boşanmak istedi ama o alçak adam bunu kabul etmiyordu. Bizi ayırmak adına yapmadığı kalmadı annenin kendinden hamile olduğunu söylüyordu. Annen o adamla hiç yakınlaşmadığını söylesede ona inanmadım ve güzel giden ilişkimiz tekrar bozuldu. Senin benim çocuğum olduğunu hissediyordum ama DNA testi bunun tam tersini söylüyordu. Alçak adam testle oynamış seni kendi çocuğuymuş gibi göstermişti. Yıkıldım,kendime gelemedim ama oğullarım için toparlanmak zorundaydım."

Bir süre sustu derin nefes alarak konuşmasına devam etti.

" Sonra en küçük abin olan Eflah, ilik kanseri oldu. Ameliyatı için Amerika'da bir hastane ayarladım. Daha 7 yaşındaydı ve bir anneye ihtiyacı vardı anneninde bizimle gelmesini teklif ettim. Özür dilerim Eylül, seni annenden ayırdığım için. O adamın çocuğu olarak bildiğimden senin anne özlemi çekeceğini umursamadım. Çok özür dilerim bencil adamın tekiyim."

Oğlu için Amerikaya giden annem, beni annesiz bırakmıştı. Beş yaşıma kadar birlikte yaşamış olsakta bir anne gibi de değildi. Hep bir mesafeli olmuştu. Şimdi anlıyordum ki Erdem Akçay'ın çocuğu olduğumu sandığı için bunu yapıyordu.

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin