13

11.4K 515 200
                                    


Gözlerimi yatağımda açınca bir kaç saniye ne zaman eve geldiğimi düşündüm. Dün gece mezarlıkta uyuyakalmıştım beni kim buraya getirmişti? aklımı biraz daha zorladıktan sonra o sözler canlandı.

Uyu güzelim. Ne olursa olsun seni yalnız bırakmayacağım.

Kim olduğunu hatırlamasam da Savaş olduğunu tahmin ediyordum. Beni üzmüş bir de peşimden gelmişti. Bir daha onunla Ekin olayı dışında görüşeceğimi sanmıyordum güvenimi kırmış ve kimseye güvenmemem gerektiğini öğretmişti.

Yataktan kalktığımda odadan hiçte yabancı olmadığım bir koku geliyordu. Parfümüm değildi ya da oda kokusu, bu Ekin'in kokusuydu.

Başımı sağa sola salladım yanlış düşünüyor olabilirdim. Ama bu koku Ekinden başkasına ait olamazdı. Çift kişilik yatağımda benim yatmadığım taraftaki yastığı kokladım buram buram Ekin kokuyordu.

Hayır,hayır hayal görüyor olmalıydım. Ekin'in yaşıyor olma ihtimali vardı ama cesedi hâlâ kayıptı kesinlikle biri beni kandırıyordu. Evet bu daha olağandı.

Bir yanımda mezarlıktan beni buraya getirenin Ekin olduğunu söylüyordu. Beni mezarlıktan getirmiş ve yanımda benimle birlikte uyumuştu. Gülümsedim evli çiftler gibi sabaha kadar uyumuş olabilirdik. Bir anlık düşünceler gülümseme sebep olsada saçmaladığımı fark edince hemen aklımdan sildim.

Üzerimi değiştirmeden aşağıya indim beni kimin getirdiğini birisine sormalıydım.

Demet abla çalışanlarla birlikte kahvaltı hazırlıyordu. Mis gibi kokan ıspanaklı böreği görünce üzerime enerji yüklenmesi yapılmış gibi hissettim. Tüm sebze yemeklerini severdim ama ıspanağı çok daha fazla seviyordum.

Yavaşça yanlarına yaklaştım. " Günaydın. Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

Demet abla," Günaydın her şey hazır canım."

Başımı salladım. Evet şimdi sormanın tam zamanıydı.

" Demet abla, beni dün gece kim getirdi?"

Ekin olsa böyle sakin olamazdı değil mi?

" Taksici bir çocuk. Arabasında uyuya kalmışsın. Sahi sen dün neredeydin?"

O an anladım ki beni eve getiren kişi gerçekten Ekindi. İçim içime sığmazken Demet ablanın soru sorduğu soruya hemen bir yalan bulmalıydım.

" Iı şey... Nilsuyla, Nilsu Ankara'dan gelmiş ve benimle görüşmek istedi."

Demet abla kafasını anladım der gibi salladı. Salak salak sırıtarak odama gittim güzelce hazırlanmalıydım. 10 dakika önce Nilsuyla konusmuş ve bir kafede buluşmak için kararlaştırmıştık.

Yüzümdeki sırıtmayı durduramıyor bir yandan da şarkı mırıldanıyordum.

"Sen ilk öptüğüm, dokunduğum
Hakkında durmadan hayaller kurduğum
Ben aşk denen o ünlü kelimenin
Sözlük anlamını senin kollarında buldum*"

Hafif bir makyajla hazırlanmamı tamamlamıştım. Bugün mutlu olduğum için olsa gerek bu kombinime de yanmıştı. Pembe çiçekli bir elbise giymiş elbisemle uyumlu olan far sürmüştüm.

Ekin'in varlığı beni mutlu etmeye fazlasıyla yetiyordu yanımda olsa beni dünyanın en mutlu kızı yapardı.

O da olacaktı yakında, yanyana olacaktık.

Mutluluktan kahvaltıyı geçiştirerek yapmış hızlıca evden çıkmıştım. Evdekilerde bu halime şaşırmışlardı. 5 ay ölü gibi yaşayan kız şimdi gülüyordu şaşırmaları doğaldı.

Kayıp CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin