17

6.8K 514 290
                                    

Yorumlar çok az rica ediyorum yorumlarınızı eksik etmeyin

17

Delirmem benin suçumu yoksa çevremin sağladığı etkenler mi?

Elimdeki çayı içerken askeriyenin bahçesinde göz gezdirdim Aslan amcam bu gün dönmüştü sabah veda etmesi benim için o kada zor olmuştu ki   beni geçtim Eren ve onun vedası daha zordu  boşluk bulduğunda bizi ziyarete geleceğini söylemişti hatta topluca geliriz demişti bizimkileri de alıp ne zaman olduğu belli değildi ama bir şekilde yapmayı deneyeceklerdi . Hepsinin görevleri işleri vardı ve aynı anda müsait olmaları imkansız bir dilek gibi bir şeydi acil bir şey olmadığı sürece görevlerini asla aksatmazlardı.

Çocukluğum boyunca komutan disiplinli babayla yaşamak zordu , her sabah bizi çocukluğumuzdan beri ayağa kaldırır zorla abimle bana spor yaptırır nasıl dövüşmemizi öğretirdi bana ilk silah kullanmasını da babam öğretmişti tabi o zamanlar 12 yaşında olduğum için annem delirmişti ve iki saat babamın başının etini yemişti ama ben o gün çok mutluydum çünkü silah kulanmak tuhaf bir şekilde o kadar çok hoşuma gitmişti ki rahatlamıştım . Onun görevlere gittiği zamanlar benim için en zor zamanlardan birisi olmuştu heleki annem bazen tek yatamadığı için geldiğini duymak için salonda yatıyordu bütün kapıları açık bırakıyordu her gün babamın üstü olan arkadaşını arıyor  bazen günde bir kaç defa arayıp nasıl doluğunu soruyordu babam olmadığı zamanlar hep yüzü asıktı içten içe kendini hep yarım hissediyordu. Bizse hep korkuyorduk ya şehit düşerse diye bu korkuyla büyümüştü ama babam onun aksine hep böyle bir onura erişirsem  üzülmek yerine benim için mutlu olun derdi . Bunu şimdi daha iyi anlıyordum, haklıydı bu çok büyük bir onurdu.

Çocukluğum boyunca benim için bir çok imkan sunmuşlardı bunun için onlara o kadar minnettarım ki babam ve annem  hatta abim ve amcalarım benim en büyük şanslarımdandı. birisine gidemezsem diğerine giderdim dayımı saymadan edemezdim Enes dayım.  Meslek konusunda hiç biri baskı yapmamıştı asker olmak istediğimi söylediğimde babamın yüzündeki gururu hala dün gibi hatırlıyordum ,abim de bana öyle bakıyordu  bana hep destek oldular o kadar çok sen kadınsın nasıl yapacaksın bir vuruşta kırılırsın gibi laflara rağmen hepsi elimden tutmuştu.

Beni bu yolda çok yormuşlardı babam ve abim özelikle benim üstüm oldukları için beni kayırdığını torpile geçtiğimi düşündürmemek için en zor eğitimleri bana yaptırmışlardı yaparken üzüldüklerini bilsemde yapıyorlardı eşit davrandıkları göstermeye çalışırken bana hep daha kötüsünü daha ağırlığı yaparlardı eşitlik anlayışları berbat evet. Bazı geceler ağrıdan yatamadığımı bile hissederdim tabi bunu onalara belli etmezdim üzülmesinler diye çünkü zaten eğitimlerde yaptırırken çok üzülüyorlardı  ekstra benim için üzülsün istemedim hiç birinin.

" nereye daldın öyle?" Önümdeki sandalye çekilip birisi oturduğunda sinirle gözlerimi kapatıp sabır dileyerek geri açtım.

" bela mısın sen?"

"Komutanınla nasıl konuşuyorsun sen öyle, tekrar et Teğmen." Dedi Miran yüzüme bakarken derin bir nefes alıp verirken sakin olmak için kendimi telkin ediyordum askeriyedeydik ve haklıydı üstüm olduğu için onunla böyle konuşamadım.

Ah şu rütbeler.

" ne yapıyorsun burada?" Dedi bana bakarken dik dik yüzüne bakmak istesem de kendimi tutum,  ben bu adamı gerçekten anlamıyordum ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum.

Bir sevmiyorum diyor affetmeyeceğimi bildiği halde bunu göze alıyor akşamında seni seviyorum kovsan da gitmiyorum diyor . Dün söylediği şeylerden sonra onu orada bırakıp gitmiştim biraz daha dursam yüzüne yumruk yiyeceğini biliyordum ve eğer bunu yaparsam sonrasında kendimden nefret edecektim.

 Kasırganın GirdabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin