3
Bize uyurken bile uyanık olmamız gerektiğini öğretmişlerdi bu yüzden gece saat 3 çalan telefonum çalmadan önce titremesine uyandığımda kaşlarım korkuyla çatılmıştı, içime derin bir nefes çekip telefonu açtığımda korkuyordum.
" komutanım?"
" Teğmen timini toplayıp karargaha geliyorsun yarım saatin var!" Dedi otoriter bir ses ayağa kalkarken " emredersiniz komutanım!" Dedim telefonu kapatıp saniyeler içerisinde hızlıca giyindiğimde uykudan bir eser kalmamıştı, üstümü giyinirken kızları arayıp kaldırmıştım. Eşyalarımı alıp evden çıktığımda koşar adımlarla merdivenlerden indim. Kapıdan çıktığımda arabanın içinde beni bekleyen timime baktım hızla ön koltuğa bindiğimde Güneş arabayı çalıştırdı.
" bizimkilere bir şey mi oldu?" Dedi Çağla korkuyla Miran için korkuyordu, Miran ve Çağla, Ada ve Ateş amcamın çocuklarıydı.
" bilmiyorum bilgi verilmedi." Dedim korkumu beli etmeyerek. gideli iki gün olmuştu, bu süre zarfında bildiğim kadarıyla iletişimleri kesilmemişti ya onlarla ilgili bir şeydi ya da acil bir göreve çıkacaktık. İkisi de kötüydü ama benim için Kılıç timine bir şey gelme ihtimali daha kötüydü.
Karargaha geldiğimizde hızla odaya çıktığımızda asker selamı verip bütün timle odada cevap bekledik.
" oturun kızlar." Dedi Barış binbaşı, hızla yuvarlak masanın etrafına oturduğumuzda çok uzatmadan konuya girmişti. Bu adamın bu huyunu seviyordum işte.
" Kılıç timinden haber alamıyoruz tek bildiğimiz bir yaralısı var tahminlerimiz yakalandığı yönünde ama tam istihbarat almadık. Destek ekip olarak siz gideceksiniz şimdilik göreviniz onları ve Caner kod adlı terörist başını buraya getirmeniz." Dedi bize hızlıca planı anlatırken bütün dikkatim oradaydı, askerlikte duygulara yer yoktu her şeyi içinde bile yaşayamazsınız içinizde yaşamanız bile konsantre bozukluğuna sebep olurdu bu da çok ağır bedelere sebep olurdu bu yüzden hep tetikte ve zekasıyla haraket etmeliydik.
Gece saat 3:45 sularında hazırlanmış helikoptere bindiğimizde içimdeki korkuya hakim olamasam bunu içime yapışmadan kontrol altına almaya çalışıyordum . Aralarından birisi yaralıydı ve durumu hakında bir bilgimiz yoktu, bu hepimizi daha da endişelendiriyor du, bunun için evham yapacak kadar zamanımız yoktu. Her zaman hazırda ve tetikte bulunmalıydık.
Şimdi ise şerefsizlerin inin yakınlarında ayrı yerlerde pusmuş gözlüyorduk ,görünürde kılıç timinden birisine bile rastlamamıştık bu da mağaraların birisinde olduğunu gösteriyordu nerede olduklarına emin olmadığımız sürece yerimizi açık edemezdik.
" hepsine kontrol amaçlı girip çıkılıyor hepsine olma ihtimalleri var?" Güneş yerine pusmuş gözcülük yaparken.
" hepsini aynı yere koyma ihtimali düşük bu kadar az geldikleri için komando olduklarını anlamışlardır aynı yere koyma ihtimalini göze alamazlar." Dedim tahminde bulunurken, derin bir nefes alıp iyice düşünmeye başladım. Düşün Asel düşün!
" denetim ne durumda?"
" çok sıkı, değerli bir şey saklıyor gibiler komutanım." Dedi Yaren .
" plüton mağaralara görüş varmı?"
"Olumsuz karanlık bilerek ışık ya da ateş yakmıyorlar." dedi Güneş, Kaşlarım çatıldı sadece Caner var diye böyle değillerdi bir şeyler daha vardı. Şerefsizler bu kadar zeki ve bir adam için bu kadar emek vermezlerdi.
" sabaha kadar gizlenecek miyiz komutanım?" Dedi Elif. Kaşlarım çatıldı, bir şey bilmeden içeri girmemiz sadece aptallık olurdu kaç kişi daha içeride olduğunu bilmiyorduk bir saate yakın buradaydık ve çok fazla bir şey elimize geçmemişti. hepimiz harakete geçmemiz sadece yerimizi açık edip sayıları fazlaysa hepimizi ele geçirmelerinden başka bir şey olmazdı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasırganın Girdabı
Roman pour Adolescents=TAMAMLANDI= Komutanım okumadan da okuyabilirsiniz okumanız şart değildir. Teğmen Asel ile Miran Üsteğmenin hikayesi. Kasırga ile Girdap.