Bölüm | 17

344 26 7
                                    


Doynes ve Umrein adeta samanlıkta iğne arıyormuş gibi çıkışı arıyordu. Doynes en sonunda bundan sıkılmaya başlamıştı.

"Ne zaman biticek?" Önündeki küçük kayayı tekmelerken söyledi. Küçük kaya sekti ve duvara çarptı ardından yere düşüp yok oldu. Zemindeki tüm taşlar parıldamaya başladı, önlerindeki uzun koridordaki taşların hepsi karanlığın içine gömülmeye başladı.

Umrein Doynes'e öfkeli şekilde baktı, "bunu ben yapmadım," dedi Doynes.

İkiside geri doğru kaçmaya başladılar, "haklısın. Bunu ben yaptım değil mi?!" Umrein öfkelenmişti. Hemde hiç olmadığı kadar.

Doynes gülmeye başladı, ondan kurtulmak için bir fırsat eline geçirmişti. İlahi kurtlara haber verdi, Doynes kaçmak için bir kapı aradı böylece hemen aradan kaçabilirdi. Arkadan gelen karanlığın ne olduğunu bilmiyorlardı önüne gelen her şeyi bir kerede yutmaya başlıyordu.

"Gerçekten burayı çocuklar için mi yapmışlar?" Doynes düşündü.

Duvardaki taşlar hareket etmeye başladı, her taş ritmik bir  şekilde yok olmaya başladı. Yok olan taşlar, karanlığa gömülüyordu. Doynes bir çıkış noktası aramak için etrafı dikkatle izliyordu.

Altın gözleri kaçmak için bir açıklık aradı ama tıpkı samanlıkta bir iğne aramak gibiydi. Ucu sonu olmayan uzun bir bulut arkalarında toplanmaya başladı.

Doynes'in içinde kötü bir his oluşmaya başladı, bunun iyi bir şey olmadığını anlamıştı. Kurtlar yeniden ulumaya başladılar. Sesleri tüm labirentte yankılanıyordu, Doynes onların bir çıkış bulduğunu anlamıştı.

"Beni takip et!!" Arkasını dönmeden Umrein'e bağırdı.

Umrein afallamıştı ama yinede Doynes'i takip etmekten başka seçeneği yoktu. Doynes ileriye doğru atıldı, siyah bulut seli onlara yetişmek üzereydi.

"Doynes şimdi ne yapacağız?" Umrein'in sesi boğuk çıkıyordu ama hâlâ duyulabiliyordu.

"Sanırım ona bir kurban vermemiz gerekiyor," dedi Doynes.

"Kurban mı?" Umrein'in gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Evet," Doynes durdu ve ani bir dönüş alıp Umrein'i iki eliyle karanlık sisin içine doğru un çuvalı gibi fırlattı.

Umrein ihanet edilmenin verdiği hisle birlikte karanlığın içinde kaybolup gitti. Kara sis bulutları Doynes'e yaklaşmadan tıpkı havada dağılan toz parçaları gibi yok oldu.

"Tahminim doğruymuş," Doynes hafif gözlerini kısıp gülümsedi.

Deacon güldüğünü göstermemek için eliyle ağzını kapattı. Bunu gören Carmen Deacon'a baktı, Deacon hemen kendini düzletti ve boğazını temizleyip yansıtma cihazına bakmaya devam etti.

"Pekala bu o çocuk sandığımdan daha korkunç biri, analitik zekası ve olayları anında kavraması... İlerde baş belası olacağının kanıtı."

"Planın ne?" Carmen purosunu çıkarıp yaktı.

"Ne gibi bir plan?" Dekard tek kaşını kaldırdı.

Carmen, "o çocuğu Argent'lara sadık bir kurt yapmak istiyorsun değil mi? Bunun için bir planın olmalı," dedi gümüş saçlarını geriye doğru atıp düzletti.

Dekard'ın dudakları hafif kıvrıldı, kendini geriye doğru yaslayıp ellerini önünde birleştirdi.

"Haklısın onu tamamen bize bağlı olmasını istiyorum ve bunu yapmak için kaleyi içten fethetmek lazım."

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin