Bölüm | 44

257 24 0
                                    




Doynes ve Lugia kaleden dışarıya çıkmışlardı. Miranda oğlunu azarlıyordu ve bu sahneyi görmek istemiyordu. Bu yüzden Doynes ve Lugia dışarıya çıktılar. Merdivenlerden aşşağıya indiler ve etraftaki insanları incelemeye başladılar.

"Söylesene bu kadar muhteşem bir aileye sahip olmak için ne yaptın?" Dedi Doynes.

Lugia gülümsedi, boynuzundaki takılar sallandı.

"Tıpkı senin gibi başladım, yalnız başıma ardından yeniden her şeyi inşaa ettim. Buralara gelebilmemin sebebi ise geçmişte yaşadığım hatalardan ders çıkarmak."

Lugia avucuna baktı, yaşadığı tüm acılar ve mutlulukları hatırladı. Avucunu kapattı ve Doynes'e baktı.

"Seni bu yüzden buraya getirdim, benim gibi olmaman için. Bir canavara dönüşmemen için."

Doynes insanlara baktı, "bir canavara dönüşmem için bir sebep var mı?" Dedi.

Lugia'nın gözleri mor rengine döndü ve ellerini cebine katıp yürümeye başladı. Doynes peşinden gitti, insanlar her yere pazar kurmuşlardı ve herkes pazarda gezip alışveriş yapmaya çalışıyordu.

"Eskiden halkım savaşmaktan başka bir şey bilmezdi. Artık birlikte mutlu yaşamayı öğrendiler, görüyorsun değil mi?"

Lugia  ilerdeki kalabalığı işaret etti, "farklı farklı ırklar birlikte yaşıyor. Bunun sebebi yeniden onları birlikte yaşamayı öğretmem, eskiden hepsi birbirleri ile sonsuza dek savaşan türlerdi."

İlerdeki kalabalıkta ; Celestial, dış tanrı, ejderha, griffin ve vampir vardı. Hepsi birlikte oturmuş içki içip sohbet ediyordu.

"Bunun benimle ne ilgisi var."

Lugia, Doynes'in omzunu tuttu ve alan aniden değişti. Doynes'in ailesini gömdüğü zamana gelmişlerdi. Doynes onları görünce ağlamamak için dudağını ısırdı.

"Yapacağın şeyleri biliyorum, onların intikamını almak ve sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmek. Ama sana temin ederim ki hiçbir zaman öyle olmuyor."

Alan yeniden değişti ve bu sefer, zindan gibi bir yere gelmişlerdi. Siyah saçlı, kırmızı gözlü bir çocuk yerde oturmuştu. Kucağında kanlar içinde yatan beyaz saçlı bir kadın vardı.

"Bunlar kim?"  Dedi Doynes.

"Ben ve annem."

Doynes'in gözleri açıldı ve Lugia'ya baktı. Lugia hüzünlü bir şekilde geçmişteki haline ve annesine bakıyordu.

"İntikam... Hepsi bunun üzerineydi. Tüm ailemin sonunu getiren asıl şey..."

"Ne yani peşini bırakmamı mı istiyorsun? Ailemin kanını yerde mi bırakayım?"

Lugia, Doynes'e döndü. "Senden bunu istemiyorum. Sadece dikkatli olmanı istiyorum, seçeceğin yol çok fazla dikenli. O dikenlerin sana batması çok olanaklı."

Doynes gözlerini kıstı, "eğer yolun sonunda güle ulaşacaksam. Tüm dikenli yolları yalın ayakla geçmeye razıyım."

Lugia bunu diyeceğini biliyordu. Bu yüzden hiç şaşırmadan baktı. Alan yeniden değişti ve Doynes'in olduğu evrene geldiler. Lyia, Doynes'in kucağında baygın bir şekilde uyuyordu.

"Dediğim gibi vajranı senden alacağım, seni tehlikeli yollara sokmak istemiyorum."

Doynes kendinden emin bir şekilde Lugia'ya baktı.

"Gücümü benden alma, gücümü tamamen öğrenmek istiyorum. Ne kadar güçlü olduğumu ve neler yapabileceğimi görmek istiyorum. Eğer bu uğurda öleceksem sorun değil."

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin