Bölüm | 84

88 11 7
                                    



Tüm herkes imparatorluğunun ortasına toplanmıştı. Bugün büyük gündü. En sonunda Blade Skywind Özgür kalacaktı. Bu yüzden herkes heyecanlı veya tedirgindi.

Azize son kez kendini kontrol ediyordu. Yeterince ışık gücü olduğunda Blade Skywind'i özgür bırakacaktı.
Odasında uzanmıştı bir şekilde duruyordu. Yapacağı şeye kendini hazırlıyordu, ilk defa bir insan tarafından ihanete uğramış olan Cristina bu duyguyu tatmanın onun için yeni bir hayat dersi olduğuna inanıyordu.

Cristina'nın odasının kapısı çalındı. Cristina hemen kendini düzeltti.

"Girin."

Kapı yavaşça açıldı ve içeriye gelen kişi Cross'du. Cristina Cross'u görünce hemen yatağından çıktı be üzerini düzeltti.

"Efendi Cross sizi buraya getiren nedir?" Diye sordu.

Cross gülümsedi. "Bana sadece Cross demeni tercih ederim, sonuçta koskoca Skywind ailesini yok eden amcam ve ben tek kaldık."

Cross her ne kadar bunu gülümseyerek söylese bile amcasının onun için yaptığı fedakarlıkları görünce ister istemez üzülüyordu. Sırf onun için büyük bir aileyi yok etmişti, her ne kadar bu durumdan nefret etse bile amcasına olan sevgisi ve saygısı daha çok artmıştı.

"Skywind ailesi öyle kolay yok olabilecek bir aile değildir. Son üyesi siz olsanız bile bu aileyi yeniden kurabilirsiniz sonuçta damarlarınızda asil Skywind kanı akıyor. Midgar imparatorluğunun temellerini atan üç büyük aile... Bu aileler yok olsa bile her zaman insanların hafızalarında kalacaktır."

Cross gözlerini devirdi. "Tüm aileler yok oldu bile... Doynes Argent ailesinin son yaşayan üyesi ama o bir iblis kralına dönüştü. Elona, tüm aileyi yok ettikten sonra aşkının peşinden koşup Doynes'in yanına koştu. Ben ise... Bir aptal gibi sadece oturup olanları izliyorum o kadar."

Cristina yaklaştı. "Lütfen böyle düşünmeyin, eğer o gün beni kurtarmasaydınız, şimdiye burada olmayacaktım ve size olan minnet borcumu nasıl ödeyeceğim bilmiyorum."

Cristina gözlerini devirdi ve acı bir gülümse oluşturdu.

"İnsanlar her zaman benden faydalanmak istedi. Benim içimdeki gücü görünce bana daha samimi bir tavır sergilemeye başladılar. Onların gözünde bir azizeydim, Cristina değil... Işık tanrısının bana verdiği bazı güçlerden biri ise insanların duygularını anlayabiliyorum... Ve sende hissettiğim tek şey yoğun bir hüzün duygusu."

Cross bu duygularını Cristina'ya yansıttığı için üzülmüştü.

"Bunun için üzgünüm, kendi acılarımı bastıramayacak kadar aptalım... Bunun için elimden geleni yapıyorum ama amcamın mühürlenmesi, arkadaşımın iblis kralına dönüşmesi, diğer arkadaşımın onun yanına gitmesi ve sevdiğimin sandığım kadının ise başından beri beni yem olarak kullanmaya çalışması..."

Cristina, Cross'un elini tuttu. "Seni anlıyorum, ben Vatikan'dayken Papa her zaman bunlar için beni uyarmıştı. Bazen insanların duygularını anlamakta zorlanıyorum, çoğu insan bana karşı dürüst bir yaklaşım sergilemiyordu."

Cristina aniden eski anılarını hatırladı. "Özellikle İblis kralı... insanları manipüle etmekte çok iyi biri. Benim ışığımı bile yanılttı ve beni kendine inandırmayı başardı. Eğer öyle bir şey olmasaydı... onu orada yok edebilirdik."

Cross, Cristina'nın elini sıkıca kavradı. "Bu senin hatan değil, kimse Doynes'in başından beri herkesi kandırıp sana ulaşacağını düşünmemişti. O yüzden böyle şeyleri lütfen düşünme bile."

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin