Bölüm | 26

321 26 4
                                    



"Bu Blade Skywind. Ne kadar güçlü?" Magar sordu.

Elion elini cebinden çıkardı ve siyah saçlarını karıştırdı.

"Yeni çağın en güçlüsü, gelmiş geçmiş en güçlü büyücü."

"Madem o kadar güçlü neden kahramanın soyundan biri onu yeneceğini düşünüyorsun?"

Elion taş tabureye oturdu ve yuvarlak masaya yaslandı.

"Ona bir hediye vereceğim ve o hediye ile kazanacaktır."

Carter gözlerini kıstı, "o çocuk neden bizim tarafımıza geçsin ki?"

Elion gülümsedi, "onu bana bırakın. Siz sadece şimdi ki planlarımıza odaklanın, şimdilik hedefimiz başka bir şey ardından Blade Skywind'i mühürlemek olucak."

Magar gülümsedi, "Blade Skywind ile savaşabilir miyim?" Diye sordu.

"Yerinde olsam bunu yapmazdım sen bilirsin. Eğer istiyorsan yapabilirsin," dedi Elion.

Magar ayağı kalktı, "pekala bana yerini söyle ve bende gidip işini bitireceğim."

Elion kıkırdadı, "pekala ama ölmemeye çalış sonuçta planda sende varsın."

"Tamam."

Blade o sırada hapşırdı, "biri benim hakkımda mı konuşuyor?" Diye düşündü ve kulağını kaşıdı.

Blade özel bir görev için imparatorluğun dışına seyahat ediyordu. Her zaman ki siyah güneş gözlüğünü takmıştı, Blade tren yolculuklarını çok seviyordu. En güçlü olmanın verdiği özgüvenle etrafta istediği gibi rahatça geziniyordu. Hala aklına takılan konu ise Doynes'in tekniğini kopyalayamaması.

"Acaba tüm gölgelerini dışarıya çıkarmadığı için miydi?" Diye düşündü Blade.

Ama bu olanaksızdı, Blade'nin gözleri her türlü vajrayı kopyalayabilirdi. Sadece iblis kralların ve ejderhaların vajraları kopyalanamazdı. Blade bu durumu çözmek istiyordu, gözleri ona Doynes'in büyük bir tehdit olduğunu söylüyordu.

Blade'in gözleri onu hiçbir zaman yanıltmamıştı ama sıradan bir çağırıcı nasıl olurda bir tehdit olabilirdi anlamıyordu. Sonuçta Blade en güçlü olandı.

Blade pencereden dışarıya baktı, mavi gözleri büyük bir eter dalgalanması hissetti. Aniden ormanın içinden beş büyük kanatlı böcek saldırıya geçti ve trene çarptığı gibi patladı. Magar gülümsedi, trenin yanışını gördüğünde en güçlünün bu kadar kolay yenildiğini düşünmemişti.

Küçük bir eter parçası bile hissetmiyordu. Magar kızıl saçlarını düzeltti.

"Bu kadar basitti demek," dedi.

Tren yeniden patladı ve kara dumanlar iyice yükseldi.

"Ah, ölen bütün insanlarından özür dilemelisin."

Magar sesi duyduğunda gözleri korkuyla açılıp omzunun üzerinden arkasına baktı. Blade dumanları elleriyle itti ve öksürdü. Güneş gözlüklerinin yeniden taktı.

"Sen nasıl hala hayattasın?" Magar şaşkınlıkla sordu.

Blade gülümsedi, "beni gerçekten yeneceğini falan düşünmedin değil mi?" Magar öfkeyle yeniden böcekler gönderdi.

Böcekler, Blade'nin önünde durdu. Böcekler yeniden patladı. Magar bir terslik olduğunu anladı, saldırıları ona yetişmiyordu. Blade, Magar'a doğru yürümeye başladı.

"Söylesene bir lanet neden Aruth'dan uzakta ve insanların bölgesindesin."

Aruth iblislerin bölgesidir ve burada nadiren iblis görülür. Barış sağlandığından beri  iblisler ile iyi geçinmeye başlayan insanlar olsa bile yinede onlardan nefret edenler vardı. 

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin