Bölüm | 28

314 28 8
                                    


Herkes şaşkınlıkla Doynes'e bakıyordu, normalde sosyetedeki insanların masasını süsleyecek küçük bir eşya için çok fazla para harcayacaktı. Satıcılar bu durumdan memnundu. Sonuçta onlar için değersiz bir eşyaydı.

Elindeki çekici vurdu, "satıldı!!"

Doynes hemen almak için aşağıya atladı, "şimdi alacağım."

"İlk önce ödemeyi yapmalısınız," satıcı gülümseyerek söyledi.

Doynes cebindeki kartını çıkardı ve satıcıya fırlattı. Hemen ejder dişinin parçasını aldı.

Satıcılar, Doynes'in onlara verdiği kartı görünce yutkundu. Siyah bir kart, içinde dipsiz bir para vardı.
Satıcı bu durumda şaşırmıştı ama sonra onun bir Argent olduğunu anladığında normal olduğunu düşündü.

"Tıpkı uzaktan gördüğüm zaman ki gibi..."

Doynes dört yüz yıl önce onu uzaktan görmüştü ama yaydığı aura öldürücü seviyedeydi. Doynes gülümsedi ve cebine kattı. Böyle değerli bir eşyayı bulduğu için gerçekten kendini şanslı hissediyordu.

"Geri kalanı bulacağım..."

Kılıcın geri kalanını bulduğunda kullanmak için bir fırsatı olabilirdi. Sonuçta ejder dişini kullanan Damian Argent'ın soyundan geliyordu. Bu sefer o kılıcı eline almalıydı. Doynes müzayede yerinden çıkıp büyücü kulesine geri dönmek istiyordu, orada ejder dişinin ne kadar eski olduğunu araştırmak istiyordu.

Doynes buraya geldiği için kendini şanslı hissediyordu. Müzayede evinden çıkıp duvardan geçti ve tekrardan geldiği sokağa döndü. Doynes elleriyle mühür yaptı ve yıldırım alametini çağırdı.

Yıldırım alameti pençeleri ile Doynes'in omuzlarından tutup uçmaya başladılar. Yıldırım kırlangıcı fazla büyük değildi ama Doynes'i taşıyabiliyordu. Martilla kulesi görünmeye başlamamıştı, iki gündür kuleden uzaktaydı. Herkes onun için endişelenmiş olabilirdi ama Doynes bunu pek kafasına takmıyordu.

Kulenin üzerine geldiğinde yıldırım alameti gölgeye geçti ve Doynes Tyrant'ı çağırıp aşağıya atladı. Tyrant onu havada yakaladı ve omzuna çıkardı.

Pençelerini kalenin duvarına geçirip düşüşü yavaşlattı. Tyrant yere iniş yaptığında diğer öğrenciler korku ve dehşetle baktılar. Tyrant bağırdı ve öğrenciler kaçmaya başladı. Biri hariç, diğer herkes kaçmaya başladı.

Doynes aşağıya indi ve Tyrant gölgesine geçti. Ellerini cebine katıp yürümeye başladı.

"Merhaba," Doynes arkasını döndüğünde daha önce hiç görmediği bir öğrenci ile karşılaşmıştı. Cross Skywind tam karşısındaydı.

"Sende kimsin?"

Cross elini uzattı, "benim adım Cross Skywind."

Doynes çarpık bir gülümseme ile baktı, "yoksa şu kendini en güçlü iddia eden kişi ile akraba mısın?"

Cross gülümsedi, "kendisi amcam olur ve evet o en güçlüsü."

Doynes büyük bir kahkaha attı, "o mu en güçlü?"

"Özel sınıf büyücüler bile aynı anda saldırsa bile ona yetişemez. Onu herkesten ayıran bir gücü var ve hiç kimse onun gibi olamaz."

Doynes Blade hakkında araştırma yapmıştı, etrafında onu her şeyden koruyan bir sonsuzluk olduğunu biliyordu. Kesinlikle hileli bir güçtü, daha önce hiç böyle bir gücün var olacağını bile düşünmemişti.

"Amcan o kadar güçlü ise neden iblis kralları hala hayatta?" Dedi Doynes.

"Barış zamanındayız ve eğer savaş çıkarsa bu amcam yüzünden olur. Bu savaşı başlatmak bize düşmez. Bizim görevimiz savaşa son vermek."

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin