Bölüm | 35

282 26 0
                                    


Doynes Elona'yı  kucağına alıp odasına götürdü. Onu yavaşça yatağına uzandırdı. O kadar çok savaşmasına rağmen Elona uyanmamıştı. Doynes yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Bedenine yük binmesi  yüzünden eter kanalları tıkanmıştı. Şuan ki haliyle sadece normal hareketler yapabilirdi.

Elona hala baygındı bu yüzden yapması gereken tek şey savaş sırasında bulduğu kağıdı okumak. Kağıdı çıkardı ve okumaya başladı.

Kağıtta, "ailene olanları öğrenmek istiyorsan bu  gece benimle sahilde buluş," yazıyordu.

Doynes dişlerini sıktı ve kağıdı buruşturdu.

"El yazısı... Elion... ama bu imkansız. Dört yüz yıl..."

Doynes bir iç çekti ve geriye yaslandı. Bunun nasıl olacağını düşünüp duruyordu. Elion yüzyıllar önce ölmüştü, yoksa oda Doynes gibi reankarne mi olmuştu? Ama bu olsa bile Doynes'in Milas olduğunu nereden biliyordu?

"Elion..."

Eski anıları aklına gelmişti. Elion ile birlikte beraber yetimhanede büyümüşlerdi.  Küçüklükten beri yanyanaydılar, savaşa birlikte katıldılar ve birlikte bitirmek istediler ama kader onları ayırdı...

* * *

Şeytani çağın başlamasına geriye on yıl kalmıştı. Küçük mavi gözleri ve kısa kestane gözleri ile ekmek fırının önündeki pencereden göz ucuyla baktı. Hemen arkasında siyah kısa saçları ve mavi gözleri ile küçük çocuk vardı.

Bunlar Elion ve Milas'dı. Karınları açtı bu yüzden ekmek fırının önünde duruyorlardı. Ekmekçi göründüğü zaman hemen kendini eğdiler ve ekmekçi fırından taze ekmekleri çıkarıp sepete koydu. Güzel kokusu her tarafa yayılmıştı, taze ve sıcak ekmekleri soğusun diye pencerenin önüne koydu.

Milas yavaşça başını kaldırdı ve ekmekçi pencereden uzaklaştığı anda yavaşça elini uzatıp bir ekmek aldı. Elion'a verdi ve bir tane daha alırken ekmekçi onları fark etti.

"Hey!!" Milas hemen ekmeği aldı ve koşmaya başladılar. Ekmekçi dışarıya çıktı.

"Sizi küçük hırsızlar!!" Elion ve Milas koşup ara sokağa girdiler. Ara sokaklardan kaçıp şehrin dışına doğru koştular. Ormana girip bir ağacın altında durdular, nefes nefese kalmışlardı.

Birbirlerine bakıp gülümsediler. "Bu çok tehlikeliydi Milas bir daha bunu yapamam..."

Milas derin bir nefes aldı ve ekmeğini ısırdı.  Milas mutlulukla gülümsedi.

"Daha önce hiç bu kadar güzel ve yumuşak bir ekmek yememiştim..."

Elion ekmeği ısırdı. Elion'un yediği en güzel ekmek olduğu yüzünden belli oluyordu. Milas ekmeğini hızlıca yiyip bitirdi.

"Bu çok güzeldi..." 

Milas ayağı kalktı, "Elion hadi gidelim."

"Nereye gidiyoruz?" Dedi Elion.

"Yarın askeri okula yazılacağız ve yarından itibaren güçlü askerler olup tüm kıta tarafından tanın insanlar haline geleceğiz."

Elion endişeyle gözleri açıldı, "bunu yapamayız. Orası çok tehlikeli sağ çıkıp çıkmayacağımız bile belli değil. Onların eğitimi çok zorlu, ölen çocuklar hakkında bir sürü hikaye duydum. Ya onlardan biri biz olursak?"

Elion endişeliydi ve Milas bunu fark etti. Hemen arkadaşının omuzlarını tuttu.

"Merak etme, kesinlikle sağ çıkacağız. Eğer birimiz ölürse diğerimiz onun için yaşamalı böylece sonuna kadar birlikte yaşamış oluruz."

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin