Bölüm | 42

237 23 0
                                    



Savaş şiddetini arttırmıştı, Doynes Madoka'yıda çağırmıştı ve üçü birlikte Daeho'ya saldırıyordu. Daeho soldurma yeteneğini Madoka'ya gönderdi, siyah bulut hızlıca gidiyordu ama Azhula önüne geçip soldurma yeteneğini ondan aldı.

"Bu canavar nasıl olurda benim yeteneğimi etkisiz bırakır," diye düşündü.

Daeho Azhula'yı incelemeye devam etti. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Özellikle çark döndükten sonra Azhula'nın değiştiğini biliyordu.

"Ne oldu? Yoksa bir şey mi fark ettin?" Doynes gülümsedi.

Daeho, Lyia'yı sıkıca tuttu. "Evet. Canavarını çok beğendim, seni öldürüp özümseyeceğim ve benim olucak."

"Bu biraz zor olacak," Doynes zıpladı ve kılıcı Daeho'ya doğru salladı.

Daeho atlattı ama hemen arkasından Madoka saldırıp pençesi ile kanatlarından birini tutup kopardı. Doynes yere indi, o kadar hızlı bir adım attı ki ses duvarını kırıp geçti. Daeho, Doynes'in saldırısını durdurdu ve üstüne kılıcını tuttup geriye doğru fırlattı.

Azhula saldırdı, Daeho kolaylıkla atlatıp suratına tekme attı. Hemen arkasından soldurma yeteneğini kullanıp Azhula'yı içine alacak şekilde patlattı.

Clik!

Çark yeniden döndü ve Azhula gülümsedi. Daeho'nun tekniği hiçbir şekilde ona işlemiyordu, Daeho bu durumdan rahatsız olmuştu.

"Sorun ne? Yoksa tekniğin işe yaramıyor mu?" Doynes Daeho'ya yaklaşırken söyledi.

Daeho gülümsedi, "hileli bir canavarın var. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim."

"Elinde pek bir şeyin kalmadı, doğuştan gelen tekniğin bir işe yaramıyor artık."

Daeho gülümsedi, "galiba öyle ama bu yinede kaybedeceğim anlamına gelmez. Burdan sağ çıkan ben olacağım, sen değil."

Doynes hafif sırıttı ve ardından kahkaha atmaya başladı. Daeho'nun sözleri ona çok komik gelmişti, bundan dolayı gülmeden duramıyordu.

Doynes saçlarına dokundu ve ardından altın gözleri ile sertçe baktı.

"Burdan canlı çıkacağını hala düşünmen bile aptallık. Sana son kez söylüyorum, eğer Lyia'yı bırakıp gidersen seni öldürmeyeceğim. Eğer gitmezsen, seni kesinlikle yok edeceğim."

Daeho sırıttı, "neden bu ejderhayı sana vereyim. Onun ejderha yüreğini alacağım ve daha çok güçleneceğim."

"Ejderha mı?" Doynes tek kaşını kaldırdı.

"Yoksa onun ne olduğunu bilmiyor muydun?" Dedi Daeho.

"Onun bir köle olduğunu sanıyordum," dedi Doynes.

"Neden bir köle için bu kadar şaman yollayayım ve ben  şaman kabilesinin lideri Daeho neden bizzat geleyim?"

Böyle düşününce mantıklıydı, şamanlar  Doynes'e göre zayıftı ama Daeho çok zorluydu. Doynes sadece Daeho'nun klan lideri olacağını hiç düşünmemişti.

"Yinede bir ejderha yüreği almana izin veremem. Bir özel sınıf olduğunda tüm ormandaki kontrol sana geçecektir. Yağmur ormanlarındaki tüm ticaret yolları ve burada bir kral gibi hayat yaşayacaksın. Üstüne üstlük ise Martilla kulesi seni onaylı bir özel sınıf yapacak. Bu sayede tüm kıta tarafından tanınan biri olucaksın."

Daeho güldü, "haklısın. Amacım bu, insanlara ne kadar güçlü olduğumu göstereceğim. Sen beni durduracak kadar güçlü olduğunu mu düşünüyorsun?" Dedi.

Lanetli Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin