Ali'nin kaldığı odanın kapısına gelince elimi tokmağa attım ve derin bir nefes alarak kapıyı açıp içeriye girdim. Etrafa hızla bakınınca onu göremedim. Yatağı da boştu. Biraz yürüyüp odanın ortasına gelince ona seslendim.
"Ali!"
"..."
"Ali.." Neredesin demeye fırsat kalmadan arkamdan sarılan kollar beni kucaklayarak havaya kaldırınca panikleyerek bir çığlık attım.
"Bir daha beni duvara fırlatırsan seni camdan aşağı atarım."
"Tanrım, Ali ödümü kopardın." Beni kucağından indirince arkamı dönüp ona sıkı sıkı sarıldım. "Çok üzgümün kardeşim, inan kendimde değildim."
"Biliyorum abla." diyerek başımı göğsüne yasladı. Sonra omuzlarımdan tutarak beni geriye çekti. "Tabi bu beni korkuttuğun gerçeğini değiştirmiyor."
"Özür dilerim, yemin ederim bir daha böyle bir şey olmayacak."
"Bana zarar vermek istemediğini biliyorum. Beni korkutan bana değil, kendine zarar verebilecek olma ihtimalin."
Ondan ayrılarak gidip yatağa oturdum. "Sana anlatmam gereken şeyler var. Of.. nereden başlayacağımı bilmiyorum."
"Kocandan başlamak ister misin? Yada Belial'dan? " Olayları bilmesi mi yoksa cümleye 'kocan' kelimesi ile başlaması mı beni daha çok şaşırttı bilmiyorum ama ağzım açık ona bakıyordum.
"Sen bunu nerden biliyorsun?"
"Emma anlattı." Bunu onunla özel olarak konuşmak istesem de detayları anlatmama gerek kalmaması da beni rahatlatmıştı.
"Bu yüzden yanımızdan ayrıldı demek ki."
"Ona kızma dün akşamdan beri seni merak ediyordum. Gelip bana haber vermek istemiş sadece. Onu biraz gergin görünce anlatması için zorladım."
"Hayır kardeşim kızgın değilim. Aslında ona bunun için teşekkür etmeliyim."
"Bence de etmesin. Zira ilk duyduğumda oldukça sinirlendim. Neyse ki konuşarak beni sakinleştirdi."
"Demek seni nasıl dizginleyeceğini biliyor." Yüzümde pis bir gülümseme ile ona bakıyordum.
"Yada belki ben, beni dizginlemesine izin veriyorumdur."
"Bak sen.."
"Tamam, şimdilik bu kadar yeter. Sana gelelim."
"Ne yapacağımı ve kime güveneceğimi bilmiyorum Ali. Sırat'a güveniyordum ama artık o yok. Gördüğüm yüz onunkinden farklı."
"Yüzü değiştiği için mi ona güvenmiyorsun?"
"Sadece yüzü değiştiği için değil, en başından beri bana yalan söylediği için."
"Bak kısmen haklısın ama en başında bize Alistair olduğunu söyleseydi ona asla inanmazdık. Dahası bunu kaldıramazdık. İblis'in eşi olduğunu öğrendiğinde ne olduğunu hatırla, birde bunu bilseydin aklını kaçırırdın."
"Onu mu savunuyorsun?"
"Mantıklı düşünmeye çalışıyorum. Geçmişte hafızanı silmişsin ve hiçbir şey hatırlamıyorsun. Bu durumda sana bunları adım adım anlatmaktan başka seçeneği yoktu. Kendimi onun yerine koyuyorum da, bu.. can yakıcı bir durum. Düşünsene iki yüz yıldır görmediği aşkı yanı başında ama ona kendini anlatamıyor." Ne oldu bu çocuğa bir günde mantık dehası mı oldu?
"Kafanı ne kadar sert çarptın dün gece? Çünkü saçmalıyorsun. O aşık falan değil. Eğer öyle bir şey varsa da aşık olduğu kişi ben değilim. O Kitana'ya aşık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SADECE BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerElimi uzatıp onun elini tuttuğumda beni kaldırıp kucağına aldı. Kendi etrafımızda dönüp duruyorduk. Sanki dans eder gibiydik.. ***** Şimdiyse burada, bu kana bulanmış savaş alanında, yer yüzüne mahşer gününü bizzat ben getirdim. Bu günün geleceğini...