Yağmur'un uzun bal köpüğü saçları kapüşon'un altından döküldü. Defne'nin, arkadaşının yüzünü algılaması saniyeler sürdü.
Yağmur'un Defne'ye kıyasla saçları daha gürdü. 1,55' lik boyu, kahve rengi iri gözleri, açık teni ve yuvarlak yüz hatlarıyla oldukça hoş ve minyon bir kadındı.
Defne ise Yağmur'a kıyasla on santim kadar daha uzun ve yapılıydı. Neredeyse beline uzanan siyah parlak saçları, buğday teni ve ona uyum sağlayan kehribar rengi badem gözleri vardı."Yağmur ödümü kopardın." dedi Defne rahatlamış bir ses tonuyla.
"Aslına bakarsan korkutulmayı hak ettin ama bu bilerek yaptığım bir şey değildi. Seninle konuşurken bir ses duydum ve telefonu kapatıp saklandım. Tehlike olmadığını anlayınca da yanına geldim."
Defne, Yağmur'un yüzüne kısa bir an baktıktan sonra gülerek arkadaşına sıkıca sarıldı.
"Seni çok merak ettim. Aklımdan türlü şeyler geçti."
"Biliyorum. Sana haber vermek istedim, ama biraz zaman geçmesi gerekiyordu."
"Ne için zaman geçmesi gerekiyordu? Bak Yağmur artık bana neler olduğunu anlatman gerek. Günlerdir senden haber almadım. Nihayet bugün aradığında içim rahatlar sandım ama bu korkmuş ve telaşlı halin beni oldukça endişelendiriyor."
"Farkındayım ama nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum."
"En başından başla. Ne de olsa gece uzun." dedi Defne arkadaşını yatıştıran bir ses tonuyla.
"Gerçekten de uzun. Son birkaç gündür hayatımın en uzun, gün ve gecelerini yaşıyorum Defne. Uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum."
"Hayatıma hoş geldin." diyen Defne gülümsüyordu.
"Uykusuzluk çekmeye devam ediyor musun?"
"Yağmur, ben uykusuzluk çekmiyorum, uyumamayı tercih ediyorum. Arada fark var."
"Anladım. Peki en son ne zaman uyudun?"
"İki gün önce."
"Yine kabus mu gördün?"
"Tahmin bile edemezsin. Bak boş ver şimdi bunları, asıl problemimiz sensin. Şimdi anlatmaya başla bakalım." diyerek bir mezarın kenarına oturdu Defne.
"Oraya oturmak istediğine emin misin?"
Defne önce oturduğu yere ardından gözlerini devirerek arkadaşına baktı. "Sen lafı dolandırmak istediğine emin misin?"
"Bak, bana biraz zaman ver olur mu? Mezarlıklardan ne kadar korktuğumu biliyorsun. Gündüz gözüyle bile mezarlığın önünden geçemeyen bir insanım ben. Buraya gelip tek başıma seni beklemem bile bir mucize. Hem de tarihe geçip her yıl kutlamamız gereken bir mucize..." ses tonu hararetliydi.
"O zaman neden burada buluşmak istedin? Bize gelseydin öyleyse." dedi sabırsızca.
"O kadar kolay değildi işte. Ben mutlu muyum sence iki gündür gizli saklı dolaşmaktan. Burada, bu mezarlıkta buluşmaktan. Bu kadar korkmama rağmen nedense burada güvende olacağımı düşündüm ama bu benim korkumu geçirmeye yetmiyor." sesi sitemli ve sinirliydi Yağmur'un.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SADECE BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerElimi uzatıp onun elini tuttuğumda beni kaldırıp kucağına aldı. Kendi etrafımızda dönüp duruyorduk. Sanki dans eder gibiydik.. ***** Şimdiyse burada, bu kana bulanmış savaş alanında, yer yüzüne mahşer gününü bizzat ben getirdim. Bu günün geleceğini...