'Bunlar ne garip gözler' diye düşündü Defne. 'Okyanus dibi gibi koyu ve derin. Bu Yağmur'un bahsettiği adam olabilir mi? Sırat? Fakat Yağmur'un bahsettiğinden çok daha farklı görünüyor.'
Defne'yi düşüncelerinden ayıran, yanında oturan adamın sesi olmuştu."Bakalım bu defa karşımda kim var?" Defne kendini toparlayarak omuzlarını dikleştirdi.
"Bende aynı soruyu size soracaktım. Kimsiniz ve beni neden kaçırdınız?"
"Bizlerin kim olduğumuzu bilecek kadar olaylara hakim olduğunuz kanaatindeyim. Kaçırılma olayına gelirsek, bu kaçırılma sayılmaz sadece sizinle biraz konuşmak istiyorum"
"Kaçırılma sayılmaz öyle mi? Yani adamlarınızın beni takip edip, yolumu kesmeleri, zorla beni buraya getirip yine zorla arabaya bindirmeleri size göre kaçırılma değil öyle mi?"
"Bu anı daha önce yaşamış gibiyim."
Dönüp ön koltukta oturan Ateş'e seslendi.
"Ateş, sanırım nezaketimiz konusunda biraz daha çabalamamız gerekiyor. Çünkü, son birkaç gün içinde ikinci kez bir bayandan aynı cümleyi işitiyorum"Tekrar dönüp Defne ile konuşmaya başladı.
"Yağmur hanım da aynı konuya değinmişti de""Nedenini tahmin etmek hiçte zor değil"
"Dediğim gibi sadece konuşmak istiyorum"
"Sadece konuşmak istediğiniz insanların başlarına neler geldiğini öğrendim"
"Olaylara hakim olduğunuz konusunda kesinlikle emindim"
Defne derin bir nefes alarak arkasına yaslandı ve ellerini göğsünde kavuşturdu.
"Pekala, hadi konuşalım"Karşısındaki adamda tıpkı kendisi gibi arkasına yaslandı. Defne adamın dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm gördü. Adam delici bakışlarını Defneye çevirerek dikkatlice inceledi ve ardından konuşmaya başladı.
"Doğrusunu istersen rahatlığın beni oldukça şaşırtıyor."
"Öyle mi?"
"Evet. Biraz önce kaçırılmanın korku ve endişesini taşıyordun. Şimdiyse konuşmak isteyecek kadar makul görünüyorsun"
"Aslına bakarsanız hala hayatım için endişeliyim. Ama içinde bulunduğum şartlar altında benimki daha çok çaresizlik. Madem kaçırıldım ve buradayım en azından nedenlerini duymak istiyorum"
"Bu yeterli sayılabilecek bir açıklama"
"Güzel. O halde artık konumuza dönebiliriz. Ve lütfen gereksiz detayları atlayalım"
"Halbuki önemli olan gereksiz sandığımız detaylardır"
Defne anlamaya çalışarak adamın yüzüne baktı. Ama yüz hatlarında en ufak mimik yoktu.
"Her neyse. Burada, sizin arabanızda olduğuma göre sanırım kim olduğumu biliyorsunuz"
"Evet biraz bilgim var. Yağmur hanımın arkadaşı Defne, öyle değil mi?"
"Doğru. Peki ya siz?"
"Ben mi?"
"Evet. Siz kimsiniz?"
"İşte bu soru beni şaşırttı. Yağmur hanım sana benden bahsetmiştir mutlaka. Onda pek iyi bir izlenim bıraktığımı düşünmüyorum da. Fakat yine de kendimi tanıtayım. Adım Sırat. Özel bir şirkette, özel bir birimin üst düzey yöneticisiyim"
"Sırat... adın Sırat mı?"
"Eğer senin için bir sakıncası yoksa"
"Hayır... sakıncası yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SADECE BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerElimi uzatıp onun elini tuttuğumda beni kaldırıp kucağına aldı. Kendi etrafımızda dönüp duruyorduk. Sanki dans eder gibiydik.. ***** Şimdiyse burada, bu kana bulanmış savaş alanında, yer yüzüne mahşer gününü bizzat ben getirdim. Bu günün geleceğini...