Karşımda durmuş beklenti içindeki yüzlere tek tek baktım. Onlara içlerini rahatlatacak bir umut vermek istiyordum. Lâkin bu umut benim içinde ne kadar yeşermişti emin değildim. Şuan Kitana'nın ortaya çıkıp bu işi halletmesine o kadar ihtiyacım vardı ki, ama maalesef onu hissedemiyordum bile. Anlaşılan "beni bir daha görmeyeceksin" derken doğruyu söylüyordu. Görünüşe göre bu işte yalnızdım. Beni bekleyen kalabalığa doğru yaklaştım. Daha fazla beklemeden harekete geçmeliydim.
"Olanlar için üzgünüm ama elimden gelen her şeyi yapacağıma emin olabilirsiniz. Bu gece herkes burada, malikane de kalacak. Çocuklar ve Alistair bulunana kadar kimsenin buradan ayrılmasını istemiyorum. Şimdi gidip biraz dinlenin, söz veriyorum her şey yoluna girecek." İlk başta söylenip itiraz ettiler. Neticede söz konusu olan çocuklarıydı. Muhafızlardan birine işaret ettiğimde, onlara dinlenecekleri yerleri göstermek için peşinden gelmelerini söyledi. Seçenekleri olmadığını anladıklarında adamı takip ederek salondan çıktılar.
Artık oda da yalnızdık. Aspar, Emma, Hershel, Süer, Yağmur ve ben. Az önce Raul'ün oturduğu koltuğa gidip bu defa ben oturdum. Söyleyeceklerimi kafamda tartarken suskunluğu bozan Aspar oldu.
"Hanımım şimdi ne yapacağız? Hazırladığım adamlarla birlikle buradan çıkmamız çok zor. Raul anlaşma yapmış olsa bile tedbiri elden bırakmayacaktır. Adamları evin her tarafını çoktan kuşatmıştır. Bu durumda kralı aramak için sandığımız kadar kalabalık çıkamayız."
"Sorun yok Aspar o adamlara ihtiyacımız yok. Alistair'ı aramaya çıkmayacağız." Bu söylediğim herkesi şaşırtmıştı.
"Nasıl yani? Ondan ümidinizi kestiniz mi?"
"Asla! Hata yaptım Aspar ve bencilce davrandım. Alistair güçlü bir adam, hayatta olduğuna ve geri döneceğine eminim." Ayrıca bedeni tıpkı bir zırh gibi. Bunu bana harabeden ayrılmadan hemen önce kendisi söylemişti.
"Peki ne yapacağız, elimiz kolumuz bağlı bekleyecek miyiz?"
"Hayır, o dönene kadar yapmamız gerekeni yapıp halkımızı ve geleceğimizi koruyacağız."
"Geleceğimizi mi?" Soru Emma dan gelmişti. Gözlerim Hershel ile buluşunca bana doğru gelip tam yanımda durdu.
"Biz çocukları kurtaracağız Emma. Alistair binlerce yıl savaşmış iyi bir savaşçı, üstelik Ateş ve.." derin bir nefes alıp devam ettim. "Ateş ve Ali de onu bulmak için peşlerinden gitti. Eminim sağ sağlim dönecekleridir. Bizde bu sırada çocukların izini süreceğiz."
"Evden çıkmayacağına dair o adamla anlaşma yaptın Defne." Yağmur gergindi.
"Evden çıkmamak için anlaşma yapmadım Yağmur. Alistair'ı aramak için evden çıkmayacağıma dair anlaşma yaptım. Ve anlaşmaya sağdığım. Netice de Alistair'ın değil, çocukların peşinden gideceğim."
Bu söylediğim mantıklı gelmiş olacak ki Aspar heyecanla atıldı. "Harika nereden başlıyoruz?"
"Hershel, krampusların yerleri hakkında oldukça bilgiye sahip. Bu yüzden o ve ben gizli geçitten geçerek evin dışına çıkacağız. Sonra izlerini sürerek çocukları bulmaya çalışacağız."
"Peki ya biz?" İşte en zor kısım başlıyor.
"Sizler burada kalacak ve olası aksi bir durumda Neforia'yı ve içinde yaşayan halkı güvende tutacaksınız." Bunu söylediğimde hep bir ağızdan itiraz etmeye ve tartışmaya başladılar. Hem kendi aralarında tartışıyor hem de cevabını bile vermeye fırsat bulamadığım sorular soruyorlardı.
Anlamsızca onları izlerken Hershel yavaşça eğilip kulağıma fısıldadı. "Çok zaman kaybediyoruz. Gece yarısı olmadan yola çıkmalıyız. Aksi halde izlerini bulmak zor olacaktır." Başımla onaylayıp ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SADECE BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerElimi uzatıp onun elini tuttuğumda beni kaldırıp kucağına aldı. Kendi etrafımızda dönüp duruyorduk. Sanki dans eder gibiydik.. ***** Şimdiyse burada, bu kana bulanmış savaş alanında, yer yüzüne mahşer gününü bizzat ben getirdim. Bu günün geleceğini...