Genç adam yatağında huzursuzca kıpırdandı. Camdan içeri sızan gün ışığı gözlerini açmasına engel oluyordu. Ama onu asıl uyandıran telefonu'nun çalan alarmıydı. Alarm tam dördüncü kez çalıyordu. O ise istikrarını bozmadan bir kez daha çalan alarmı erteledi. Birkaç dakika daha uyusa hiç fena olmazdı. Tam tekrar uykuya dalacağı sırada odanın kapısı aniden açıldı.
"Kalksan artık diyorum"
"Birazdan kalkacağım"
"Birazdanı mı kaldı, saat on iki"
Genç adam başını yastıktan aniden kaldırıp,yaşlı ve tontiş kadına baktı.
"Saat kaç dedin?"
"On iki dedim"
Bakışlarını çevirip saate baktığında ise henüz on olduğunu gördü.
"Off.. anne ya aklımı aldın"
"İyi oldu sana. Kaç saattir alarmın çalıp duruyor. Madem o saatte kalmayacaksın kurma şunu"
"Ne olur, ne olmaz kuruyorum işte"
"Ee..ne farkediyor ki oğlum erteleye erteleye geç alıyorsun"
"Tamam anneceğim, şimdi ben bir yarım saat daha uyuyayım,sonra kalkarım"
"Bu saatten sonra uyumak olmaz. Kalk hadi ekmek falan al da kahvaltı yapalım. Uyuyorsun diye ben de kahvaltı yapmadım"
"Anlaşılan beni uyutmamaya kararlısın. En iyisi kalkmak. Ama ekmeği bir şartla alırım; sucuklu yumurta yaparsan"
"Yapmaz mıyım kuzum, hadi kalk"
Genç adam yataktan kalkarak banyoya gitti. Aceleyle bir duş alıp giyindi. Doğruca mutfağa gitti. Annesi çoktan çayı koymuş,kahvaltıyı hazırlıyordu.
"Anne ben bakkala gidiyorum. Kaç ekmek alayım?"
"İki tane yeter oğlum"
"Tamam. Başka birşey istiyor musun?"
"Yok oğlum sağol"
Tam kapıdan çıkmıştı ki,annesinin sesiyle geri döndü.
"Ali!"
"Efendim anne"
"İki tane de yağ al oğlum"
"İyi ki de birşey istemiyordun ha"
"N'apayım oğlum,unutuyorum"
"Şaka yapıyorum kız,kurban olurum ben sana.."
Ali asansöre binip aşağı inerken annesini düşündü.
Annesi, altmışlarında hafif alıngan, espirili, çocuklarına olabildiğince uyum sağlayan sevimli bir kadındı.
Nihayet asansörden indi ve binadan çıkıp bakkala doğru yürümeye başladı. Bir, iki adım sonra arkasından birinin seslendiğini duydu.
"Ali!!!"
Dönüp baktığında,kendisine doğru koşan yirmilerinde,uzun boylu,esmer bir çocuğu gördü.
"Bune hal oğlum? Nefes nefese kalmışsın"
Bu, Ali'nin yakın arkadaşı Rıdvan'dı.
"Önce eve gittim. Annen bakkala gittiğini söyleyince, bende sana yetişeyim diye koştum"
"Ne oldu ki?"
"Bugün maç var ya oğlum"
"Ne maçı lan?"
"Kardeşim aşağıdakilerle basket maçı var ya"
"Aa..hassiktir. Unuttum ben onu"
"Tahmin ettim. Onun için geldim zaten"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SADECE BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerElimi uzatıp onun elini tuttuğumda beni kaldırıp kucağına aldı. Kendi etrafımızda dönüp duruyorduk. Sanki dans eder gibiydik.. ***** Şimdiyse burada, bu kana bulanmış savaş alanında, yer yüzüne mahşer gününü bizzat ben getirdim. Bu günün geleceğini...