Eve gelip yemek için masaya oturduğumuzda abim hepimizle sohbet etmeye çalışıyordu. Emel, yengemde gün boyu ne yaptığını hangi çizgi filmleri izlediğini ve tabi ki neler yediğini anlatıyordu. Benim aklım bugün olanlardaydı canım fena halde sıkılmıştı bu olanlara. Çok da büyük konuşmuştum onlara karşı fakat ne yapacağımı da bilmiyordum aslında.
Hem Berk niye hiç konuşmamıştı neden bir şey söylememişti anlayamamıştım. Canı mı yandı yumruktan diye düşündüm ama yanarsa yansındı yani bana yaptıkları şeyden sonra bir de onu düşünemezdim.
Yine bahçedeydik kuzenlerle çay içip sohbet ediyorduk ama ben bir türlü odaklanamıyordum. Çünkü aklımda o Kızıl şeytan vardı. Hayır yani alt tarafı bir yumruk atmıştım neden bu kadar kafama takılmıştı ben de anlamamıştım. “Ya kuziler ben sanırım bir kızdan hoşlanmaya başladım ya.” Diye söze girdi Oğulcan. “Yandık ya off ne demek birinden hoşlanıyorum hem daha okul başlayalı kaç gün oldu ki yani.” Diye sitem etti Aybike. Güldüm. Çünkü Oğulcan eğer birinden hoşlanıyorsa bu bizim de buna dahil olmamız demekti. “Kim bu kız Oğulcan, bizim sınıftan mı?” diye sordu Asiye. “Evet bizim sınıftan ama kim olduğunu söylemeyeceğim.” Dediğinde Aybike “nedenmiş o çok mu gizli sanki.” Dedi.
“Hayır ama sevgilisi var.” Dediğinde hepimiz Ne diye yükseldik. “Oğlum bağırmayın ya hem açılmayacağım sadece hoşlanıyorum işte napayım?” dediğinde “Bak evet birinden hoşlanman kötü bir şey değil ama bunun doğru kişi olması lazım anlıyor musun? Eğer sevgilisi varsa onunla bir şeyler yaşamaya çalışma çok kötü bir durum olur.” Dedim.
Oğulcan da “yok be oğlum sadece izliyorum öyle onun dışında zaten bana bakmaz o kız her açıdan yani.” Dedi. “Aman aman bakmasın zaten sevgilisi varken hoş olmaz.” Dedi Asiye. “Neyse gençler hadi kalkalım artık saat geç olmuş.” Dedim ve evlerimize dağıldık. Eve girdiğimizde yatağa uzandım ve telefonu elime aldım. WhatsApp girdiğimde Kızıl’ın profil fotoğrafı gözüme takıldı ve tıkladım. Fotoğrafta yüzünün yarısı vardı ve diğer yarısında ise kedi vardı. Çok güzel çıkmıştı, gülümsedim. Kedi çok tatlıydı acaba kendisinin miydi? Gerçi onda bir kediye bakacak onu sevecek bir tip yoktu, egoist, burnu havada bir çocuktu. Birden kinlenmiştim, kendi kendime güldüm ve onun bana daha önce attığı mesaja tıkladım.
Bana kızıl deme demişti ama demeye devam ediyordum. Buna gıcık olduğunu bilmek güzeldi. Hatta ona arada çilli de derdim çünkü yüzünün her yerinde çiller vardı hatta boynunda bile bir sürü görmüştüm. “Ömer bırak artık şu telefonu da uyu yarın okul var biliyorsun abicim.” Diye seslendi abim. Tam kapatıp uyuyacakken ona mesaj atma isteği daha ağır bastı ve telefonu elime alıp kafama yorganı çektim. Bu sayede abime de yakalanmazdım. Sohbete tekrar girdim ve yazmaya başladım.
Ömercik: selamünaleyküm
Diye yazıp gönderdim. Açıkçası hemen aklımdakini sorup onu düşünüp de bunu yazdığımı düşünmesini istemedim. Hem onu düşünmemiştim zaten biraz darlamak istemiştim. Evet çevrimiçi oldu ve yazmaya başladı.
Kızıl: geçen bana görüldü attığın için yazmazdım ama ne karın ağrın var da bu saatte yazdın merak ettim Ömercik.
Ömercik: Sen üzüldün mü sana görüldü attım diye ya. Oy oy kıyamam ben sana suratın ekşimiştir şimdi atsana. Göreyim de bir keyifleneyim uyumadan.
Kızıl: Anlaşıldı senin derdin. Gece gece beni mi özledin sen? Hem öyle bedavaya fotoğraf falan atmam ben kimseye. Önce bunu hak etmen gerek. Hatta sen şu an sana cevap verdiğime bile şükret.
Ömercik: Of kahkaha atmak istiyorum şu yazdıklarına ama bizimkiler uyanır diye tutuyorum kendimi. Hem ben seni niye özleyeyim oğlum? Gördüğüm yerde üstüne atlayacağım senin bekle sen.
Kızıl: Neler söylüyorsun sen böyle ya. Çok ayıp üstüne atlarım falan.
Ömercik: Sen benim ne demek istediğimi gayet iyi anladın çevirme.
Kızıl: Neyse sıktın gece gece gidiyorum ben.
Ömercik: Yüzünde bir şey var mı iyi misin?
Kızıl: Hahaaha ya manyak mısın oğlum sen hem vuruyordun hem de iyi misin diye soruyorsun. Kafan mı güzel?
Ömercik: İnsan gibi bir şey soruyoruz ona bile cevap vermiyorsun. Ama suç bende ne diye sorduysam.
Kızıl: Ömercik iyi misin yataktan falan düştün de aklına mı geldim bir anda he.
Ömercik: He yavrum he aynen öyle.
Kızıl: Neyse sen beni biraz daha merak et en iyisi. Hadi iyi geceler Ömercikkk.
Ömercik: Gıcıksın işte gıcık.
Görüldü
Ömercik: İyi geceler Kızılll.
*Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. Öpücüklerrr*