Canımı Sıkıyorsun

174 9 11
                                    

Teneffüs zili çaldığında Hoca ödevi söyleyip çıktı. Yan tarafıma döndüğümde Berk'in önündeki defteri dalgın bir şekilde karaladığını gördüm. Sabah mesaj atmıştım ve cevap yazmamıştı ama canı sıkkın olduğu belliydi. Telefonumu çıkarttım ve mesaj atmaya başladım.

Ömercik: Kızıl, iyi misin? 

Masanın üstündeki telefonu titrediğinde dalgınlığında çıktı ve telefona baktı. Mesajı görünce bana döndü. Gülümsemeye çalıştı.

Kızıl: İyim Ömer. Biraz uykum var.

Ömercik: Bahçeye çıkalım mı hava alırız biraz açılırsın.

Kızıl: Yok pek istemiyorum. Zaten biter teneffüs şimdi.

Ömercik: O zaman öğle arasında çıkalım okuldan ne dersin?

Kızıl: Boşver Ömer. Devamsızlığımızı kullanmayalım boşuboşuna.

Yazdığını okuduğumda ona döndüm. Doruk yanından kalkmış ve sınıftan çıkmıştı. Yanına gitmek için ayağa kalktığımda defterin sayfasına yaptığı karalamayı kopardı ve çöpe gitti. Sonra da hoca gelince yerime geri oturmak zorunda kalmıştım. Biraz garipti ama umarım gerçekten uykusu var diye böyle davranıyordu. Hoca gelince derse başladık. 

"Biliyorsunuz çocuklar havalar artık güzel olmaya başladı. Bahar geliyor yani o yüzden de okulumuzda güzel bir bahar şenliği yapmayı planlıyoruz. Şarkılar, oyunlar güzel bir eğlence olacak." dediğinde herkes mutlu olmuştu.

Kaan el kaldırdı ve "peki ne zaman olacak bu eğlence Hocam?" diye sordu. "Haftaya evladım. Haftaya cuma." dediğinde herkes sevinçle alkışladı ve Hoca çıktı. "Ay çok güzel. Bizim eski okulda hiç olmuyordu iyi oldu." dedi Aybike. "Evet ben gidip müzik hocasıyla konuşacağım, şarkı söylemek istiyorum." dedi Asiye ve ayağa kalktı. "Git git biz de seni dinler mutlu oluruz." dediğimde güldü ve sınıftan çıktı.

O çıkarken Berk'in de ayağa kalktığını gördüm. Nereye gidiyordu ki? Ben de kalktım ve peşinden çıktım. "Berk bekler misin?" diye seslendiğimde durdu ve arkasına döndü. Yanına gittim ve "beni niye beklemiyorsun?" diye sordum. "Beraber mi olacaktık ki? Anlamadım." dediğinde kaşlarımı çattım. Genelde öğle aralarını beraber geçirirdik. "Ben bizimkilerin yanına gideyim sonra görüşürüz." dediğinde kolundan tutup durdurdum. "Berk neyin var? Neden benimle konuşmuyorsun?" "Bir şeyim yok. Sürekli birlikte mi takılmamız gerekiyor. Biraz da arkadaşlarımla takılmak istiyorum." dediğinde kolunu bıraktım.

"Tamam. Nasıl istersen."  dedim ve yanımdan geçip gitti. Dün akşamdan beri konuşamıyordum resmen ve bana hep birlikte mi takılacağız diyordu. Hayır yani özlemiştim. Neden anlamazlıktan geliyordu? 

Son zil de çaldığında eşyalarımı toplamaya başladım. Bugün verimsiz geçmişti çünkü asla odaklanamamıştım. Berk'e döndüğümde eşyalarını topladığını gördüm. Kafasını kaldırdı ve bana baktı. Tam gülümseyecektim ki anında başka tarafa döndü.

"Ömer geliyor musun?" diye sordu Asiye. Kafa salladım ve onunla beraber çıktım. Belli ki bugün sevgilime ulaşamayacaktım. Belki kafasını toplar ve yarın bana anlatırdı düşündüklerini. 

"Buyurun çaylar geldi." dedim ve elimdeki çay dolu tepsiyi sehpaya koydum. Akşam olmuştu ve televizyon izleyerek çay içiyorduk. Hala Berk mesaj atmamıştı. Ne kadar sıkboğaz etmek istemesem de merak ediyordum. O yüzden de birkaç tane mesaj atmıştım ama cevapsız kalmıştı.

"Ee sonra ne yaptınız abi?" diye sordu Asiye. Abim bugün Melisa ile vakit geçirmişti ve ondan bahsediyordu. "Hoşlandığımı söyledim." dediğinde şaşırdım. Daha ilk kez buluşmuşlardı. "Ne ciddi misin?" diye sordu Asiye şaşırarak. "Valla ciddiyim. Flört gibi bir şeyiz artık." dedi sevinçle.

Mutlu olmuştum. Hayatı iş ve ev arasında geçiyordu, sosyal hayatı yoktu ama şimdi öyle olmayacaktı. "Ee siz napıyorsunuz bakalım nasıl gidiyor okul?" "Benim iyi gidiyor. Haftaya şenlik olacakmış üstelik veliler de gelebilirmiş. Sen de gelsene abi." diye sordu Asiye. "Gelirim abicim. Merak etmeyin siz." dediğinde gülümsedim. Arada gıcık oluyordum ama seviyordum da."

"Ee Ömer sen anlat biraz. Okul, arkadaşların falan." dediğinde sessizlikten çıktım. "Aynı abi. Dersler biraz zorluyor ama iyi gidiyor." "Oğlum yok mu biri ya?" dediğinde iç çektim. Vardı olmaz mı? Ama şuan iletişim kuramıyordum bebeğimle.

"Yok abi. Zaten çok alakam yok biliyorsunuz." dediğimde kafa salladı ve bir şey mırıldandı. Duyamamıştım. Çok da önemsemedim. Elimdeki bardağı bıraktım ve iyi geceler diyerek odama girdim. Telefonu elime alıp yatağa oturdum.

Ömercik: Berk, meraklanmaya başladım artık. Lütfen bir cevap yazar mısın? İyi misin? 

Yazdım ve beklemeye başladım. Bu tavırları deli ediyordu beni. Az sonra mesaj geldiğinde baktım.

Kızıl: İyim.

Ömercik: Berk bak bütün gün bir gariptin. Neyin var anlamıyorum ama bir şey olmuş. 

Kızıl: Bir şey olmadı Ömer. 

Ömercik: Olmuş. Tanıyorum seni yalan söyleme bana. 

Kızıl: Yalan falan söylediğim yok. Düzgün konuş benimle.

Ömercik: Tamam özür dilerim yalan söylemiyorsun. Sadece söylemiyorsun ama en azından yanına geleyim sarılalım.

Kızıl: Bana bugün sarılamadın, öpemedin diye mi sürekli yazıyorsun?

Diye sorduğun şaşırdım. Ben böyle miydim? Neden bana şuan böyle davranıyordu anlamıyordum.

Ömercik: Sadece yanında olmak istemiştim Berk. Belli ki benimle ilgili bir şeyler seni rahatsız etmiş.

Kızıl: Evet nereden bildin? Fena halde canımı sıkmaya başladın. Oldu mu öğrendin rahatladın mı?

Yazdığında cevap veremedim. Gözlerim dolmuştu. Canını sıkacak ne yapmıştım bir fikrim yoktu. İyidik bir anda ne yapmış olabilirdim bilmiyordum. Telefonu bıraktım yorganımı açıp içine girdim. Sanırım bu gece de bana uyku yoktu. 

Kızıl: Özür dilerim. Seni üzmek istememiştim. Canım sıkkın ve sana patladım. Affedersin Ömer. (04:26)


❤💙




*Öptümmmm<3*

*Öptümmmm<3*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kabuk BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin