Okuldan içeri girdiğimizde bütün gözler kaçamak bir şekilde bize dönüyordu. Berk'e dönüp baktığımda göz devirdiğini gördüm. Seviyordum onun bu halini. “Ay günaydınn.” dedi Süsen ve Berk'e sarıldı. Bizi gördüğü için mutlu olmuştu. “Çok korktum bir daha okula gelemeyeceksiniz diye.” dediğinde Berk güldü. “Biliyorsun tatlım, bu okul bensiz pek çekici değil.” “Hımm öyle mi diyorsunuz beyefendi.” dediğimde bana dönüp göz kırptı.
Ardında Aybike, Asiye ve Oğulcan içeri girdiğinde Asiye yanıma gelip bana sarıldı. “Nasılsın Ömer iyi misin?” dediğinde ayrıldım ve kafa salladım. “Sen nasılsın Oğulcan?” diye sorduğunda Berk, gözlerimi ona çevirdim. Oğulcan hiçbirimize bakmadan geçip gidecekti ki Berk önüne geçti. “Aa nereye ama canım konuşuyorduk ne güzel.” dediğinde Oğulcan kafasını kaldırıp ona baktı. “Önümden çekil.” dediğinde Berk güldü ve çekildi. “Her gün dua et Oğulcan. Bu okulda rahat rahat nefes alabilmek için.” diye bağırdı arkasından. Asla müdahale etmek istemiyordum. Çünü ne yaparsa yapsın hak etmişti.
“Kusura bakma Aybike ama her şeyin bir karşılığı olmalı.” dediğinde, Aybike “maalesef öyle. Yine de kardeşim, bir şey yapamıyorum.” dediğinde kafa salladı ve yanıma gelip elimi tuttu. “Hadi sınıfa gidelim aşkım.” dediğinde gülümsedim.
“Oo yılın çifti de gelmiş. Gerçekten mi-” dedi Doruk ve Asiye'yi görünce bir anda sustu. “Günaydın Asiye.” dedi ve gülümsedi. “Günaydın Doruk.” diye cevaplayıp yerine geçti kardeşim. Yanından geçip yerlerimize oturduk. Oğulcan Aybike ile yer değiştimişti bu yüzden rahatça oturabilmiştim. “Ee kanka bir şey söylüyordun sustun. Neydi o?” deyip göz kırptı Berk. Doruk'a dönüp baktığımda kafa salladığını gördüm. “Konuşuruz sonra kanka.” dedi ve yanına oturdu.
Kapıdan içeri Kaan ve Tolga girip yerlerine oturdular. Kaan biraz tiripli gibi duruyordu ve Tolga'ya bakmayı ısrarla reddediyordu. “Ya Berk hadi erkeklerden hoşlanmanı geçtim de bu mu yani ya. Bu varoş mu gerçekten?” diye sordu Harika Berk'e bakarak. Ben de Oğulcan neden bundan hoşlanıyor diyordum. İkisi de aynı bokmuş.
“Önüne dön Harika. Boş boş konuşuyorsun.” dedi Berk. Harika bana iğrenirmiş gibi bakıp tekrar Berk'e döndü. “Okulun yarısı bizim Berk. Haberin olsun.” dediğinde Berk sırıttı. “Ne yaptınız, çalarak mı aldınız okulu?” dediğinde Harika bir anda donup kaldı ve bir şey diyemedi. “Hadi işine bak. Sıkma canımı.” dediğinde Harika gözlerini kaçırıp önüne döndü.
“Ayrıca, hayatın boyunca uğraşsan da benim Ömer'i sevdiğim kadar sevilmeyeceksin.” dediğinde Harika ayağa kalkıp sınıftan çıktı. Gülümseyerek Berk'e döndüğümde bana göz kırptı. Gel de aşık olma anasını satayım. Kafamı çevirip içeri giren hocaya döndüm. Bugün dersi bulutların üstünde dinleyecektim.
Aybike, Süsen, Berk ve ben kantide oturmuş bir şeyler içiyorduk. “Yani şimdi sen diyorsun ki insanlar güvenilmezdir. Peki ama Süsen?” diyes sordu Berk ve hepimiz Aybike'ye döndük. “Bak öyle değil. Bir yere kadar güveniyorum ama herkesin yanlış yapacağına inanıyorum. Bu sayede de hayal kırıklığına uğramıyorum işte.” dediğinde Süsen “ben böyle düşünmüyorum. Mesela seni çok seviyorum ve asla bile isteye yanlış yapmam.” dediğinde Aybike gülümsedi.
“Biliyorum beni sevdiğini. İnanıyorum da sana ama yine de saf iyilik barındırmaz kimse.” Elini kaldırıp Süsen'in alnına dokundu. “Yanlış yapmayı burası kabul etmese bile” deyip elini kalbine doğru götürdü. “Burası sana yanlışın doğru olduğunu kabul ettirebilir. Birine ihanet edince de böyle hisseder insanlar. Seni aldattım çünkü aşık oldum.” dedi ve elini Süsen'in kalbinden çekip kahvesinden bir yudum aldı.
“Sen benim kafamı çok fena karıştırıyorsun ve bu hiç hoşuma gitmiyor Aybike.” dedi Süsen kaşlarını çatarak. “Yalan söyleme hayatım. Aşırı hoşuna gittiğine adım gibi eminim.” dedi ve sırıttı. Süsen yutkunup göz devirdiğinde Berk'e döndüm.
“Sen ne düşünüyorsun Kızıl?” diye sorduğumda omuz silkti. “Her şey anlık bence. O an ne hissedersen onu yaparsın. Buna ihanet de dahil.” dediğinde gözlerine baktım. “İhanet etmeyin diye sizin başınızda mı bekleyelim yani? Bu mu sadıklık?” diye sordu Süsen.
“Mesela ben kendimden eminim. Çünkü zaten hislerimle hareket ediyorum.” dedim Kızıl'dan gözlerimi ayırmadan. Bana yaklaştığında istemsizce gözlerim kapandı. “Ben de senden çok eminim Ömer. Ayrıca kantinin ortasında gözlerini kapatma, beni zor durumda bırakıyorsun.” dediğinde yavaşça gözlerimi açtım.
Elimi masanın altına götürüp bacağının iç kısmına yerleştirdiğimde derin bir nesef aldı ve Aybike'ye trip atan Süsen'e döndü. “Bu konuşmadan bana ihanet edeceğini mi çıkarmalıyım şimdi?” dediğinde Aybike olumsuz anlamda kafa salladı. “Sadece çoğu şeylerin hislerle alakalı olduğunu söylüyorum. İyi veya kötü bu beni ilgilendirmez. Ayrıca her düşüncem hayat felsefem değil şu kafadan çıkarsan daha sağlıklı olursun.” dediğinde elimi biraz daha iç kısımlara yaklaştırdım ve okşadım.
Berk'e döndüğümde elleriyle masada ritim tutup konuyu dinlemeye çalıştığını gördüm. “Daha sağlıklı? Sağol ya sağlıklı olmadığımı söylediğin için.” dedi ve ayağa kalktı. O kalkınca Aybike de kalkıp durdurdu. “Süsen, alt tarafı sohbet ediyoruz. Oturur musun?” dediğinde Süsen ona baktı. “Hayır alt tarafı bir sohbet değil. Ben, seni tanıyorum. Ayrıca gidip biraz sana verdiğim değeri düşüneceğim, malum sağlıksız bir şekilde fazla olmuş da.” dedi kantinden çıkıp gitti. “Gerçekten kafayı yiyeceğim.” deyip kantinden çıktı Aybike de.
Berk'e biraz yaklaşıp masada ritim tuttuğu eline dokundum. Bana döndüğünde göz bebekleri titriyordu. Elimi yavaşça çektiğimde yutkundu.
“Ben de senden eminim sevgilim.” dediğimde dudağını ısırıp kahvesine uzandı.“Sence barışırlar mı?” diye sorduğunda güldüm. “Barışırlar yavrum. Sahi, az önce niye tartışmışlardı sevgilim?” diye sorduğumda göz devirdi. “Kalk hadi, sınıfa gidelim.” dediğinde kalktık ve kantinden çıktık.
💙❤
*Burada deniz hala mavi ve geceler hala lacivert.*