Yeni İş ve Sarp

179 12 5
                                    

“Vay be yarın resmen işe başlıyorsun Ömer.” “Cidden öyle. Heyecanlıyım.” dediğimde güldü. Eve gelmiştik ve test çözüyorduk birlikte. Ben matematik, o da edebiyat testi çözüyordu. “Çocuklarla aran nasıl hiç bilmiyorum. Kesin çok çabuk sinirlenirsin sen.” “Benim aram iyidir çocuklarla ama sen pek tahammül edemezmişsin gibi geliyor.” dediğimde test kitabından kafasını kaldırmadan kafa salladı.

“Bir de ben çok çabuk sıkılan biriyim Ömer ya. O yüzden çocuk falan bilemem sıkar beni.” dediğinde ona döndüm. “Şimdi sen ilerde benden sıkılır mısın?” diye sorduğumda bana baktı. “Olabilir. Dünya.” dediğinde elimdeki kalemi kitabın üzerine bıraktım. Ben yere oturmuştum ve sehpanın üzerinde çalışıyordum. O da koltuğa yayılmıştı ve öyle çözüyordu.

“Ne oldu?” dediğinde omuz silktim. Canım sıkılmıştı işte. Koltuktan doğrulup bana yaklaştı. Çenemi tutup yukarı bakmamı sağladı ve gözlerime baktı. Gülüyordu. “Niye gülüyorsun Berk? Hem moralimi boz hem de gül.” dediğimde kahkaha attı. Şaşırarak bakarken yaklaştı ve dudaklarını yüzümün her yerinde gezdirdi.

“Off Ömer. Bugün çok tatlısın.” “Dur bir dur. Nefesim kesiliyor Kızıl.” dediğimde biraz geri çekildi. “Ya bir sakin ol. Ömer biz ilerde bundan daha fazla yakınlaşacağız her seferinde nefesin kesilmesin.” dediğinde göz devirdim. “Ondan değil. Ardarda öpünce nefes alamadım.” dediğimde dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp nefesini dudaklarıma üfledi. Titrek bir nefes çektiğimde “beni kandırma sevgilim. Deliriyorsun benim için biliyorum ben.” diye fısıldadığında gözlerimi kapattım.

“Bana bu kadar yakınken elimden başka bir şey gelmiyor. Resmen etkin altına alıyorsun beni.” dediğimde güldü ve biraz geri çekildi. Gözlerimi açtığımda “sen mi benden uzunsun ben mi?” diye sorduğunda anlayamadım. “Olmayacak zamanlarda olmayacak sorular sormayı çok seviyorsun.” “Aşkım, sana böyle yukardan bakmak hoşuma gitti de ondan.” dediğinde elimi kaldırıp ensesine koydum ve kendime çektim. “Bu pozisyonu sevmen hoşuma gitti.” dedim ve yavşça öptüm. “İstediğin her açıdan beni görebilirsin Kızıl. Hiçbir şeye itiraz etmem.” dediğimde alt dudağımı ısırıp bıraktı.

“Ömer sen sigara içiyor musun?” diye sorduğunda “arada ama çok arada. Hatta uzun zamandır da içmiyorum.” dediğimde kaşları havalandı. “Ben hiç içmedim ama seninle denemek isterim sanırım.” “Aklından neler geçiyor bilmiyorum ama sigaraya gerek yok bebeğim.” “Az önceki nefes egzersizimizi sigarayla yapmayı düşünmüştüm.” dediğinde boynunu öptüm. “Güzel bir fikir ama böyle de yeterince kafa yapıcı.” dediğimde kıkırdadı. “Senin kafa hiç normal değil ki zaten.” “Sanki sen farklısın.” dedim ve boynundaki yüzümü geri çektim ve elimi de ensesinden ayırdım.

“Ayrıca ne demek dünya, olabilir falan. Benden sıkılma gibi bir düşüncen var yani.” dediğimde kafasını sağa sola salladı. “Takıldım ben sana. Nasıl nefes almadan yaşayabilirim Ömer? Olabilir mi böyle bir şey?” dediğinde ayağa kalktım ve bu sefer ben eğildim.

“Çok aşığım sana çok.” dedim dudaklarımızı birleştirdim. Öpüşlerimiz hızlandığında bir anda benden ayrıldı. “Üzerimde hakimiyet kuruyormuşsun gibi geliyor bana üstten bakınca.” dediğinde tekrar öpecekken dış kapının açılma sesi geldi ve ben anında kendimi koltukta yana attım. Atmasaydım muhtemelen Ayla Hanım ile gözgöze gelebilirdim ve bu şuan hiç hoş olmazdı.

“Ay çocuklar bir yardım edin de şu poşetleri taşıyalım.” dediğinde Berk ayağa kalktı ve ben de kendime gelip peşinden gittim. Poşetleri alıp mutfağa taşıdığımızda Ayla Hanım bir bana bir de oğluna bakmaya başladı. “Bir şey mi oldu Ayla Hanım.” dediğimde derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve arkasını dönüp bardağa su doldurdu. “Ömer dudağın kanıyor.” dediği anda şokla Berk'e döndüm.

Kabuk BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin