Sınıftan içeri girdiğimde Kızıl'ın camdan dışarıyı izlediğini gördüm. Diğerleri hep beraber gülüp eğleniyordu ama o tek başınaydı.
Yerime geçip oturduğumda Doruk "kanka dert ortağın gelmiş. Bir selam ver ya." dedi. Berk kafasını çevirip bana baktı ve yan bir şekilde gülümsedi. Sonra yerine geçip oturdu. "Ne zamana kadar bu şaka yapılacak? Söyle de ona göre okula geleyim." diye sorduğunda gülüştüler. "Oy kıyamam ben Kızıl Sosyopatıma ya. Uğraşma artık Doruk." dedi Tolga.
Hoca sınıfa girdiğinde derse başladık. Ders edebiyattı ve normalde hiç susmayan Berk bugün asla konuşmuyordu. Hatta elindeki kalemle derferi rasgele karalıyordu. Bunu yapmaya, böyle üzülmeye hakkı yoktu. Hepsini haketmişti ama ben yine kendimi onu düşünmekten alıkoyamıyordum.
Az sonra zil çaldı ve hoca çıktı. Aybike de hoca çıkar çıkmaz çıkmıştı ve benimle sabahtan beri konuşmuyordu. Ne yaptığımı bir türlü anlamıyordum ve açıkçası düşünmeyi sonraya bırakmıştım. Asiye'nin de morali bozuktu. Oğulcan da asla kafasını masadan kaldırmıyordu. Resmen bitmiştik topluca.
"Ömer, biraz dışarı gelir misin? Seninle konuşmak istiyorum da." diye seslendi Süsen. Bir de bu hoşlanma meselesi vardı. Oflayarak kalktım ve sınıftan çıktım. "Süsen bak ben öyle yazdım ama ço-" derken sözümü kesti ve araya girdi. "Merak etme Ömer ben onu neden yazdığını biliyorum." dediğinde anlayamayarak baktım ona. "Nasıl yani sen biliyor musun bunun sebebini?" diye sordum. "Evet. Berk yapmanı istedi biliyorum."
" Hah. İnanamıyorum ya sen de mi Süsen?" dediğimde Süsen telaşla. " hayır hayır Ömer. Olay benimle alakalıydı. Berk benim için istedi böyle bir şeyi senden. Yani yapmayalım dedim ben ama o benim üzülmemi istemediği için yaptı. Onun da bir suçu yok aslında galiba ben çok aptalım." "Süsen ben hiçbir şey anlamıyorum. Şunu düzgünce anlatır mısın artık?" " Şey ben birinden hoşlanıyorum ve onun da bana karşı bir şeyler hissedip hissetmediğini anlamak için yaptık. Biliyorum çok aptalca ama yaptık işte Ömer. Çok özür dilerim senden ben cidden yapmamam gerekirdi. Çok üzgünüm." dediğinde afalladım ve hayal kırıklığına uğramış hissettim. "Lütfen bir daha konuşmayalım." dedim ve yanından geçip bahçeye çıktım.
Resmen hepsi bizi kullanıyordu ve biz de bunlarla bir bağ kurduk zannediyorduk. Süsen'e şaşırmıştım ama bunu onun için yapan Berk'e daha çok şaşırmıştım. Başkalarını bu kadar önemseyeceğini hiç düşünmüyordum. Ve yine bana gerçekten hiç değer vermediğini, adımın bir başkasıyla anılmasına sebep olduğu için çok net anlamıştım.
Olmuyordu, sevmeyecekti beni belki de zorlamamam gerekiyordu. Hem zaten bana söylemişti, uyarmıştı. O haklıydı onu kalbime alarak hatayı yapan bendim. Ve ben bu hatadan tamamen kurtulacaktım, çünkü beni sevmeyen birini bir şeylere zorlayamazdım.
Zil çaldığında ayağa kalktım ve izlenme hissiyle kafamı kaldırdım. Camdan beni izleyen Kızıl'la gözgöze geldim. Kafamı indirdim ve sınıfa girmek için kapıya doğru adımladım.
😢💕😞