Kapıdan çıkıp arabaya doğru yürüdük. Berk kapıyı açtığında binip kemerleri bağladık. “Okuldan sonra biraz ders çalışalım iyice boşladık.” dediğinde ona döndüm. “Çalışalım canım. Zaten sınavlar yaklaşıyor.” dediğimde kafa salladı.
Dünkü konuşmadan sonra birlikte uyumuştuk ve daha fazla konuşmamıştık. “Yarın okul çıkışı çarşıya çıkacağım. İş ilanı falan var mı diye bakacağım?” dediğimde kırmızı ışıkta durduk ve bana döndü. “Israrcıyım diyorsun yani.” dediğinde kafa salladım. “Aynen öyle.” dediğimde gözlerini yola çevirdi. “Berk niye böyle yapıyorsun? Sonsuza kadar sizde kalamam.” “Ben sadece harçlık için işe gireceğini sanıyordum. Bir de ayrı eve mi çıkmak istiyorsun yani?” “Evet istiyorum. Hem daha rahat olur bizim için. Her gün gelirsin.” “Gelmem.” dediğinde anlamadım. “Niye gelmezmişsin?” dediğimde yeşil ışık yandı ve hareket ettik. “Gitmene ne gerek var anlamıyorum.” “Berk, artık misafirlik fazla uzadı. Kendimi mahçup hissediyorum.” “Öyle hissettirecek bir şey mi yaptık?” dediğinde olumsuz anlamda kafa salladım. “Yok öyle hissettirmediniz ikiniz de ama yine de bir yere kadar Berk. Daha fazla kalamam ayıp olur.” dediğimde okula giriş yapmıştık.
Durduğunda bana döndü ve ellerimi tuttu. “Tamam Ömer. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Yarın çıkışta ben de gelmek istiyorum seninle, hem yürümemiş olursu.” dediğinde gülümsedim ve yaklaşıp sarıldım. “Teşekkür ederim bebeğim. İyi ki varsın iyi ki.” dediğimde güldü. “Hadi çıkalım artık.” dediğinde arabadan çıktıkça ve içeriye doğru yürüdük.
“Bakın derslerinize iyi çalışın çocuklar. Sınava az kaldı biliyorsunuz.” dedi hoca ve sınıftan çıktı. Bir de sınav meselesi vardı. Doğru düzgün çalışamıyordum son zamanlarda ve illa ki sınava da etkisi olacaktı. Yine de 1 sene mezuna kalabilirdim. Sorun olmazdı. “Ömer, hadi gel kantine inelim.” dediğinde Asiye kafa salladım.
Berk'e dönüp baktığımda Kaan ile sohbet ettiğini gördüm. Yanına gittiğimde bana döndü. “Ben kantine iniyorum canım. Bir şey istiyor musun?” “Gelirken bir tane su alır mısın?” diye sorduğunda saçlarını okşayıp öptüm. “Alırım bebeğim.” dedim ve beni bekleyen kardeşimin yanına gittim.
“Peki evi nerede tutmayı düşünüyorsun Ömer?” diye sordu Asiye. Omuz silktim. “Bilmiyorum ki. Aslında Berk'e yakın olsun isterdim ama oralar tamamen villa. Yani hiç şansım yok.” “O zaman bizim mahalleden bir ev tut. Hem bize yakın olur gidip geliriz sana.” dediğinde kafa salladım. “Olabilir. Hatta en mantıklısı. Daha uygun fiyatlı evler bulabilirim. Tabi önce iş bulmam gerekiyor.” dediğimde çayından bir yudum aldı.
“Sormamı ister misin bizim mahalledeki esnaflara?” diye sordu. “Olabilir aslında ama önce yarın ben bir bakayım sana haber veririm.” dediğimde kafa salladı. Zilin çalmasına az kaldığı için kalktık ve sınıfa gittik.
Elimdeki suyu hala Kaan ile konuşan sevgilime verdiğimde gülümsedi ve suyu alıp içmeye başladı. “Naber Kaan?” diye sorduğumda Kaan bana döndü. “Pek iyi değil ama Berk bana yardımcı olacak.” dediğinde anlayamayarak hala su içen Berk'e döndüm. “Nasıl yardımcı olacaksın?” diye sorduğumda su şişesinin kapağını kapatıp sıranın üstüne koydu. “Söyleyemem Ömer. Kaan ve benim aramda.” dedi ve Kaan'a göz kırptı. Kaan, Berk'e sarılıp yanımızdan ayrıldı.
“Ne?” dediğinde hala ona bakıyordum cevap vermesi için. “Özel bir konu.” dediğinde sabır çektim. “Artık birbirimizden bir şeyler mi gizliyoruz yani?” dediğimde göz devirdi. “Ne alakası var Ömer ya? Benimle ilgili değil ki. Çocuğun özeli.” “Ee Kızıl. Ne bu özel işte? Benim bilmediğim.” dedim sinirle. “Önce şu tavrını bir düzelt beni deli etme. Ayrıca birinden hoşlanıyormuş. Onunla ilgili taktik falan istedi işte.” dediğinde biraz rahatladım. “Kimmiş?” diye sorduğumda yine göz devirdi. “Ömer. Çocuğun özeli. Ö-zel. Anladın mı?” dedi heceleyerek. “İyi. Özel.”
