Senin En Büyük Hatan Ben miyim?

230 14 6
                                    

Okulun kapısından içeri girdiğimizde Doruk yanımıza geldi. "Asiye, hoca bizi çağırıyor. Çalışmamızın notunu hazırlamış ve bilgi verecekmiş." dedi ve Asiye ile birlikte gittiler. "Ben kütüphaneye gidiyorum Oğulcan. Sınıfta görüşürüz." dedi Aybike ve yanımızdan ayrıldı. "Siz hala niye küssünüz lan?" diye sordu Oğulcan. Omuz silktim ve "ben kantine gidiyorum. Bir çay içmem lazım yoksa kendime gelemiycem." dedim ve kantine doğru yürüdüm.

Kızıl'ı kantinde kahve içerken gördüm ve yanına oturdum. Telefonuyla uğraşıyordu. "Abi bir çay alabilir miyim? Demli olsun." dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. "Günaydın Ömercik." dedi ve sırıttı. "Günaydın. Bugün benimle muhattap olmazsın diye düşünüyordum." "Yeterince bensiz kaldın zaten ama istersen konuşmam." dediğinde güldüm "yok yok konuş sen benimle. İyi kötü razıyım. " dediğimde çayım geldi ve alıp teşekkür ettim.

"Ömer sen yönelimini biliyor musun? Yani gay misin?" diye sorduğunda gerildim. "Neden soruyorsun böyle bir şeyi şimdi?" Omuz silkti ve kahvesinden bir yudum aldı. "Bilmem. Merak ettim." dediğinde "bilmiyorum, yani bir adı yok. Sadece senden hoşlanıyorum. Bildiğim tek şey de bu ve benim için yeterli." dedim.

Kafa salladı ve biraz bana yaklaştı. "Seni affetmek istiyorum Ömer ama canını yakmadan yapmak istemiyorum." diye fısıldadığında ürperdim. "Bana yap istediğini ama kardeşime veya kuzenlerime yapma. Sadece bana yap olur mu?" diye sordum. "Benim işim yok onlarla endişelenme. Benim işim seninle. Yakın zamanda senden bir şey yapmanı isteyeceğim ve yaparsan seni affedeceğim. Bunun için söz verir misin bana?" diye sordu.

Yine gözleri deli bakıyordu ve bakışlarından bile çok fena bir şey isteyeceği belliydi ama ben yapacaktım. Biliyorum aptallıktı ama yapmak istiyordum. "Söz Berk. Ne istersen yapacağım." kaşlarını kaldırdı ve "ne istersem yapacaksın?" diye tekrarladı. "Aynen öyle. Söz veriyorum." dediğimde gülümsedi ve ayağa kalktı. "İşte şimdi kendime geldim. Görüşürüz Ömercik." dedi ve kantinden çıkıp gitti. Sanırım az önce büyük bir bok yemiştim ama en azından bir çay daha içmek için vaktim vardı. 

 Otobüsten inmiş eve doğru yürüyordum. Bugün herkesin işi vardı ve ben de tek başıma gelmiştim. Bahçe kapısından içeri gireceğim zaman bir ses duydum ve durdum. Tekrar dinlemek istedim ve küçük bir miyavlama sesi geldiğini fark ettim. Kapının sağ tarafına baktım ve minicik siyah kediyi gördüm. Hemen önünde eğildim ve elime aldım. Çok minik ve tatlıydı. "Lan sen ne tatlı şeysin öyle ya. Yerim seni yerim." dediğimde yine miyavladı. Sanırım karnı açtı ve ondan miyavlıyordu.

Kapıdan içeri girdim ve kediyle birlikte eve girdim. Kediyi mutfak masasına bırakıp dolaptaki sütü kaba koydum ve önüne bıraktım. Hemen içmeye başlamıştı, o içerken içine biraz su katmıştım ve devam etmişti.

Elime telefonu aldım ve fotoğrafını çektim. Altına da "yeni bebeğimiz ve ben en güzel şekilde ona bakacağım, hem sen de istediğin zaman gelip görebilirsin." yazdım. Kızıl'a gönderdim ve telefonu kenara koydum. Kedi sütü içerken ben de odama gidip üstümü değiştirdim. Tekrar kedinin yanına gittim ve masada kıvrılıp uyuduğunu gördüm.

Berk'ten hala mesaj gelmemişti. Elime telefonu aldım ve mesaja baktım fakat interneti açmadan attığım için doğal olarak gitmemişti. İnerneti hemen açtım ve açtığım gibi de Kızıl'dan mesaj gelmişti aynı anda da benim attığım fotoğraf gitmişti. 

Kızıl: Ömer senden istediğim şey, yarın bütün okulun önünde erkeklerden hoşlandığını söylemek. 

Herkes bir şekilde yaptıklarının bedelini ödemeli değil mi? Senin de en büyük hatan ben olacağım sanırım, üzgünüm ama sana söylemiştim kendim için harcayamayacağım kimse yok. Sana güvenmem için son şansın. Sözünü unutma, sen unutursan ben asla unutmam. 

 Yazdığını okurken içimden bir şey resmen kopup gitmişti. Resmen elime pimi çekilmiş bir bomba vermişti ya elimde patlatacaktım ya da korkup uzağa atacaktım. Her türlü benim canım yanacak buna emindim.

Dolu olan gözlerimi sildim ve çevrimiçi olup attığım fotoğrafı gördüğünü fark ettim. Gülümsedim, umarım adını koyarken Berk hala hayatımda olurdu. Ya da ilk kez hayatımda olurdu. Telefonumu kapattım ve kediyi elime alıp odama girdim. Sabaha kadar benimle uyumayacak dert ortağım vardı en azından








*Ömer kusura bakma, seni affetmek istediğini söyledi.😞😬🏃*







😞😬🏃*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kabuk BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin