Eyvallah

175 14 20
                                    

“Şu yeşil zeytinden de al canım.” dedim ve tabağı uzattım. Dün gece geç uyumuştuk ve o yüzden de biraz geç uyanmak zorunda kalmıştık. Şimdi bir şeyler yiyip okula gidecektik. Yarım gün de olsa gitmeye karar vermiştik.

“Yeter Ömer. Cidden doydum.” “Aşkım bir iki zeytinden bir şey olmaz. At hemen ağzına.” dediğimde yüzünü ekşitip bir tane yedi. “Aferin yavruma.” dediğimde göz devirdi. “İyice annem mooduna girdin.” “Tabi ki öyle olacağım. Seni zor kazandım zaten.” “Sanki para kazanmışsın gibi…” “Sen bugün yine bir terssin hayırdır?” deyip göz kırptım.

“Yoksa dün gece senin için güzel değil miydi?” “Ondan değil ki. Sadece okul artık sıkıyor beni, ne biliyim okula gidesim gelmiyor. Ayrıca dün gece harikaydı.” “Tekrarlansın.” dediğimde güldü ama eliyle ağzını kapattı.

“Çok güzelsin yine sabah sabah.” dediğimde ayağa kalktı ve masadakileri kaldırmaya başladı. “Sen de öylesin bebeğim.” dediğinde öpücük attım. “Sen uğraşma. Ben hallederim.” “Olmaz. Beraber hallederiz.” dediğinde gülümsedim ve kafa salladım. Masayı toparlayıp, evden çıktık.


“Berk, yakınlarda bir şiir yarışması varmış. Haberin olsun evladım.” dediğinde Hoca, Berk'e döndüm. “Sağolun Hocam. Eve gidince hemen bakarım.” deyip gülümsedi. Güzel çocuğum benim nasıl da mutlu oluyordu.

“Hocam, ben de şiir yarışmalarına katılıyorum.” diye söze girdi Sarp. “Aa çok iyi Sarp. Berk ile birlikte benim odama gelin çıkışta ben size biraz yarışmadan bahsedeyim.” dedi Hoca. Sarp arkasını dönüp Berk'e baktı ve göz kırptı.

“Ben senin o gözlerini bir oyacağım şimdi göreceksin.” dediğimde bana döndü. “Ne oldu Ömercik? Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi bakıyorsun.” dediğinde ayağa kalkacakken Aybike kolumdan tuttu. “Yeter çocuklar. Derse geri dönelim.” dedi Hoca. Bakışlarımı Berk'e döndürdüğümde bana bakıp gözlerini açıp kapattı. Sakinleşmem için yaptığını anladım ve sakin kalmaya çalışarak hocaya döndüm. 

“Ben de geleceğim Berk.” dediğimde elimi tuttu. “Gel Ömer, istersen sen de katıl yarışmaya.” dediğinde kafa salladım. “O aptalı senden uzaklaştırmak için her şeyi yaparım.” dediğimde güldü ve kapıyı tıklatıp içeri girdik. O şerefsiz bizden önce gelmişti.

“Gelin çocuklar oturun.” dediğinde sandalye çekip oturduk. “Ömer sen de mi katılacaksın?” dediğinde kafa salladım. Karşımdaki salak sırıttığında bir sabır çektim. “Şimdi yarışma haftaya cuma başlıyor ve 1 hafta sürüyor. İstediğiniz konuda 1 şiir bir de aynı konuda hikaye yazacaksınız. Yazdıktan sonra bana getirin beraber düzenleyip gönderelim.” dediğinde tamam deyip odadan çıktık.

Koridorda ilerlerken Sarp “Berk, geçen konuştuklarımızı unutmadın di mi?” dediğinde durduk. Arkamı dönüp yakasından tuttup ve duvara ittim. “Bak oğlum, sen dayak arsızı mısın? İlla gel beni gebert, katil mi ol diyorsun?” dediğimde gülüp Berk'e baktı.

“Aa sevgilin sana anlatmadı mı bizim daha önceden tanışıyor olduğumuzu?” dediğinde anlamayarak Berk'e döndüm. “Ne diyor bu salak?” “Saçmalıyor. Bırak Ömer hadi gidelim.” “Bak ya. Berk, bana verdiğin sözleri nasıl anlatmazsın?” dediğinde ikisinin arasında bir mevzu olduğunu ve Berk'in bana bunu söylemediğini anladım. Sarp'ı bırakıp yürümeye başladım.

Berk arkamdan “Ömer.” diye seslendiğinde derin bir nefes alıp geri döndüm ve elini tutum. Fevri hareketler yapmamam lazımdı. Berk'in bir açıklaması mutlaka olmalıydı.

“Anlat dinliyorum.” “Ömer, cidden önemli değil saçmasapan bir konu ya.” “Bırak da ona ben karar vereyim. Anlat sen.” dediğimde derin bir nefes aldı. “Geçen gün lavaboya gittiğimde yanıma geldi.” “Yanına geldi? Ve sen bana bunu daha yeni söylüyorsun. Hatta o söylemese haberim bile olmayacaktı.”

“Ömer bir dur, o kadar önemli bir şey değil cidden.” dediğinde kafa salladım. “Beni önceden tanıdığını söyledi.” “Nereden tanıyormuş?” “İlkokuldan. Yakın arkadaş olmuşuz ama sonra taşınmış.” “Niye bana tanışıyor olduğunuzu söylemedin? Yoksa aranızda bir şey mi vardı?” “Ben de hatırlamadım ki. O söyleyene kadar aklıma gelmemişti bile.”

“Ee bu kadar mı? Başka bir şey demedi mi?” “Çocukken söz vermişiz birbirimize. Bir gün tekrar karşılaşırsak sonsuza kadar beraber oluruz falan demişiz. Çocukça bir şey işte.” “Sen bunu gerçekten hatırlamadın mı?” dediğimde kaşlarını çattı.

“Bana inanmıyor musun? Yemin ederim o söyleyene kadar hiçbir şey hatırlamamıştım.” dediğinde sıkıntıyla yüzümü sıvazladım. “Bir şey söylemeyecek misin?” diye sorduğunda ona döndüm. “Ne söyleyeyim Berk? Sen bana söylemeden halletmişsin işte ne dememi bekliyorsun?” dediğimde elimi tuttu. “Bak cidden kafa yorulacak bir şey değildi. Önemli olmasa söylemez miydim?” dediğinde elimi çektim.

“Önemli. O çocuğun sana olan bir bakışını bile bana söylemen gerekiyor Berk. Ya sen benim gözümün önünde 'bana dokunmuş mudur?’ deyip ağladın. Ne demek önemli değil?” “Abartıyorsun Ömer. O zaman sarhoştum diye öyle düşündüm. O gün yanıma geldiğinde kafam yerindeydi. Bazı şeyleri kendi başıma da halledebilirim.” dediğinde ayağa kalktım.

“Sen beni gram anlamıyorsun Berk. O gün yaşadığım korkuyu, senin yaşadığın korkuyu ben ölsem de unutmam ama senin bana ihtiyacın yoksa da eyvallah.” dedim ve kantinden çıkıp gittim.



❤💙

*Çift montu giydirmişler bunlara <333 Ömer'in montu çürüdü gerçi de.*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kabuk BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin