1. Bölüm | Kan Revan

93.5K 2.3K 1.2K
                                    

Instagram ' Byzloey

1. BÖLÜM | KAN REVAN

Slow Down, chase Atlantic

''Merhaba güzel kız, adını öğrenebilir miyim?''

Önüme bir adam eğildi dizlerini kırarak. Bir elini dirseğine yaslamış dizinden sarkıtmıştı. Diğer eli ise beyaz tenime uzandı. Parmakları küçük yaşımdan ötürü pürüzsüz ve yumuşak olan tenimde gezinmişti. O an hissettim ölümün tenimde gezinişini ama onun ölüm olduğunu anlayamadım.

''Yeval.'' Dedim duygusuz bir sesle. Karşımdaki adam bana gülümsedi, dişlerini görmesem de dudaklarının genişliği gözlerimin önündeydi ve tekinsiz görünüyordu.

Bir insan gülümsediğinde karşı tarafın iyi hissetmesi gerekirdi ama bazı gülüşler insana kendini kötü hissettiriyordu. Geleceği bilemeyebilirdik ama his dediğimiz şey öyle kuvvetliydi ki kötü şeyleri geleceği görür gibi hissederdi. Benim hislerim ise kötü hislerime kulak vermemi söylüyordu.

''Merhaba Yeval, benim adım da Tuğra.''

Derin bir nefes sesi eşlik etti rüzgâra, iki dudağının arasından havaya süzülen buharları izledim durgunca. Benim neden nefesim rüzgâra karışmıyordu? Nefes almadığımdan mı, yoksa Dünya'nın benim hiçbir zerremi istememesinden mi?

''Bu sesi bir daha duyamayacak olmak çok acı verici Yeval.'' Dedi karşımdaki adam bana. Başta ne dediğini anlayamadım henüz sekiz yaşlarındaydım. Doğum günümü bilmediğim için öyle tahmin ediyordum.

Bilmediğim şey ise o günün doğum günüm olduğu ve o günden sonra sesimi bir daha kendim dahil kimsenin duymayacağıydı.

♟️

Yaşıyorum.

Ve bu bir ödül değil, bu bir ceza.

Yaşadığım hayat ölmediğim halde ödediğim günahların bedeli. Belki de acının yarattığı şaheseri. Bu eseri gökyüzünde yükselen ayın yansımasında görebiliyorum. Belki de bu yüzden henüz sabaha varmayan geceleri seviyorum.

Zaman zihnimin içinde kendi kendine geri sayımdaydı. Bana geçmişimi hatırlamak için kısa bir zaman dilimi bahşediyordu. Sadece on dakika, fazlası seni geçmişe hapseder. Fazlası seni gelecekten geçmişe götürür, orada öylece kala kalırsın. Kimse seni almaya gelmez ve kimse yokluğunu fark etmez.

Çünkü sen Yeval Larden,

Sen kimsesin.

Su kum misali Tik tak kulaklarıma vuruyordu.

Bulutların yavaş yavaş ayın önünden çekilişini izlerken ışığın yükselişini ve suyun kulağıma vurduğu hışırtıyı dinledim. Saat dört sularıydı, gün henüz ağırmamıştı. Ağardığında gölgesinde saklanan yüzümle birlikte ay da kaybolacaktı.

Eşsizliği eskiden özgürce şarkılar seslendiren ses tonuma benziyordu. Artık sahip olmadığım, küçük deniz kızının elinden alındığı gibi elimden alınan ses tonuma. Belki de bu kadar eşsiz olması bana layık görülmedi. Tek kelime bile ettiğimde herkesin dönüp ikinci kez bakmasına sebep oluyordum. Çünkü kimse böyle nadir bir sesi bu kadar küçük bir kızdan beklemiyordu. Tabi ki bu sesin ne olduğunu anlayamıyorlardı ama normal olmadığını anlayabiliyorlardı. Birçok kişi bunun bir lütuf olduğunu söylerdi ama o lütuf benim için bir lanete dönüşmüştü.

Kadere karşı gelmek işleyebileceğiniz en büyük günah derlerdi görünene göre ben de en büyük günahkardım.

Günahkar olmadan önce duygularım vardı, sesim vardı, hatırlamasam da bir geçmişim vardı.

YARINLAR ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin