Merhaba piyonlarım. sizlere uzun zamandır beklediğiniz ateşli mi ateşli bir bölüm bıraktım ama bölümü mecburiyetten kısa tuttuğumu söylemem gerek. plansız bir şehir dışı programımdan dolayı bölüm yazma konusunda pek vaktim ve imkanım olmadığından bu kadarını ancak yetiştirebildim ama sonraki bölümlerde telafi edeceğimden emin olabilirsiniz.
sizi sandığınızdan çok seven yazarınız, iyi okumalar
Instagram: Byzloey
yarinlarzifirikaranlik
32. Bölüm . Kararmış Görüler
Touch it, ariana grande
''Son.''
Çok hızlı gelen bir şeydi. Öyle ki ışığın arkasında gölge gibi kalıyor hızını kullanıyor gibiydi.
İçeride çok önceden başlamış bir şeyi yakıcı hale getiriyordu. Her son başlangıçtı ve öte yandan her son içimizi parçalayan bir bıçaktı.
Ellerimi çırpıp kararmaya başlayan gökyüzüne kafamı kaldırdım. Renk değiştirmiş bulutlar havayı çok daha gizli bir karartıya boğmuştu.
Karşımda işini çoktan bitirmiş abimin bahçenin köşesinde yere oturmuş sırtını duvara yaslayarak ayaklarını uzatan abime ters bir şekilde baktım. ''Hile yaptın.'' Bahçenin diğer tarafını beraber bitirmiştik, geriye arkada iki köşe önde bir köşe kalmıştı ama o beraber yaptığımız yeri kendi yaptı varsayıyordu.
''Hileyi kimden öğrendin sanıyordun?'' diyerek dudağına sigara yerleştirip gülerek ucunu yaktı.
''Seni ona söyleyeceğim.'' Diyerek çocukluk ettim. Gözlerini kısıp ''O?'' diye mırıldandı.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. ''Dolun- Zelal.''
''Abla?'' bunu kolayca söylemesi garibime gidiyordu.
Eskiden benim için de kolaydı ama aynı cümleyi aynı kişiye söylemek zamanla garip bir şekilde zorlaşmıştı. Ellerimi yüzüme uzatıp ovuşturdum.
''Seni zorlamaz. Ona öyle seslenmek zorunda değilsin.'' Diyerek beni teselli etti. Ona yalandan teşekkür eder gibi imayla bakıp yanına çöktüm.
''Sanırım gelmeden giremediğim havuzda sabaha kadar rahatlamam gerek.''
''Mümkünse bunu tek başına yap.'' Diyerek paketi uzattı. Ona sırıtarak ''Bir daha evi silahla basmanı istemiyorum merak etme.'' Dedim.
''Bu başlangıçtı güzelim.''
Bizimki de öyleydi ama bunu ona söyleyemezdim. Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı aşağı yukarı salladım. ''Onu bekleyemem, işlerim var. Bitir gidelim.'' Dudağımda yanan sigarayı derin derin çekerek içme süremi kısalttım.
Ayağa kalkıp bana elini uzatmıştı. Sigaranın yarısına geldiğim için kalanını umursamadan söndürüp dışarı attım ve uzattığı eli sıkıca tutup beni kaldırmasına izin verdim.
Tam o anda elimi tutan bir görü gerçek görüntüyü esiri altına alarak gizledi. Bir beyaz malikanenin önünde bir adamın elini tutuyordum ve o adam ayağında Garh markasına ait özel bir ayakkabı giyiyordu. Mideme giren gizli bir yumrukla iki büklüm oldum.
''Yeval?'' belime sarılan sıcak kollar bir anda beni havaya kaldırdı. Yüzüme vuran rüzgarı hissedebiliyordum ama göremiyordum.
Ellerim ateşle yıkanıyor gibi yanıyordu. Önümde karanlıkta beliren bir lavabo gördüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARINLAR ZİFİRİ KARANLIK
Novela JuvenilÖnüme bir kadeh koydu, içine şarap doldurdu ve ince uzun parmaklarıyla masa da bana doğru ittirdi. Kimse dokunmadı, sadece gözlerimiz değdi kadehe ama o kadeh devrildi, kucağıma düştü ve içinde ki şarap bedenime yayıldı. Bu şarap benim kanımdı, şara...