38. Bölüm | Çığlıklar Şehri

5.1K 343 105
                                    

Merhaba piyonlarım, bu bölümün bayram sonuna denk gelmesi çok iyi oldu çünkü bayramda yayınlayamayacağım bir bölümdü. :)

Bölüm adı her şeyi açıklıyor :)) Okurken lütfen bana sövmeyin.

Bu arada..... 500K olmuşuz. Hepinize sonsuz teşekkür ve sevgilerimi iletiyorum. Sıra milyonlarda olsun :)

Bölüme başlamadan oy vermeyi okurken de yorum yapmayı lütfen unutmayın. Sizleri sandığınızdan çok seviyorum.

iyi okumalar.

38. bölüm | Çığlıklar Şehri

collide, normandie

Beautiful drama, the faim

Yine kazanmıştı. Onun istediği olmuştu.

İşleri hemen devralamayacağım için onunla gelmeyi seçmiştim. İpleri artık elimden bırakmayacaktım. En azından tamamen alamayacağım yerde ortak olacaktım.

Bir buçuk saatlik geçen uçak yolculuğumuz boyunca konuşmuştuk. Daha doğrusu ben konuşmuştum o ise dinlemiş ve memnuniyetini ifade etmişti.

Artık sırlar yoktu, artık farklı kimlikler ve maskeler yoktu. Bu gece sondu.

En son ki gelişimizde burada çıkardığımız çatışma hala binanın üzerindeydi. İzleri ve emareleri duruyordu. İç çekip Barkın'ın koluna girdim ve kırmızı elbisemin uzun kuyruğunu tutup kaldırdım. Elime giydiğim kırmızı tülden eldivenler tırnaklarım tarafından delinmemek için zor dayanıyordu.

Binanın önünde dikilen korumalar gözlüklerinin üzerinden bize döndüler. Kulağımda dil çeviren kulaklık çalışıyor iş görüyordu.

''Davetsiz misafir kabul edilmiyor.'' Barkın yeleğinin içinden bir davetiye çıkardı ve üzerinde Salvor yazılı kâğıdı onlara uzattı. ''Affedersiniz Salvor Bey.'' İkisinin kafası yere eğilerek adımları geri çekildi.

İçeri girdiğimizde aydınlatmaların çoğu çalışıyor ortama gündüz ışığı katıyordu. İllüzyon görüyormuşuz gibi hissettiren diğer tüm ekranlar çatlak olduğundan ötürü çalışmıyordu.

Barkın beni asansöre doğru yönlendirerek alt kata, eksi birinci kat bastı ve asansör kapandığında elini çeneme koyup dudağımdan derin bir öpücük aldı. Rujum ne kadar bulaşıcı olmasa da dudaklarının kızarmasına yetmişti.

Baş parmağımı uzatıp dudaklarını sildim ve açılan asansörden içeri adımladım. Burada daha önce görmediğim beş adam daha vardı.

Hepsi renkli gözlüydü, yarısından çoğu sarışın tek tük esmer olan vardı. ''Hoş geldin davetsiz misafir.'' Adamlardan biri yüzünü bize dönerken deri koltuğa kolunu yasladı ve gülümsemesi bana döndüğünde ifadesi donuklaştı.

''Yeval Larden.'' Adımı garip bir aksanla söylemesi rahatsız hissettirdi.

Bize doğru adımlayıp elimi almak istediğinde Barkın'ın tek kaşı kalktı ve adam gülümseyerek elimi uzatmadığımı görünce çekildi.

''Namınızı çok işittim.'' İşte bu da davetsiz bir haberdi.

Uçakta her birinin başka ülkelerden göç eden soylar olduğunu ve ne iş yaptıklarını öğrenmiştim ama derinine inmemiştim çünkü ihtiyacım olmayacaktı.

YARINLAR ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin