20. Bölüm | Düşen Maskeler

12.7K 744 371
                                    


Bölümü yine düzenleyemeden atmak durumunda kalıyorum hatalar varsa şimdilik görmezden gelin, umarım beğenirsiniz piyonlarım. 

sizleri çok seviyorum, iyi okumalar. 

Instagram: Byzloey

Yarinlarzifirikaranlik


20. Bölüm | Düşen Maskeler

Lana Del rey, Salvatore

Bir insan sonu mu hissedebilirdi yoksa başlangıcı mı? Yoksa sonun başlangıcını mı? Bir sonu getirip sondan yeni bir başlangıç yapabilir ve sonsuzluğa hapsedebilir miydi kendini? Bu mümkün değildiyse bile mümkün kılındı diye düşünüyordum. Aksi halde kaybolan zihnimin hapsolduğu döngüyü açıklayamıyordum. Neden nefes aldığım sayıkladığım ismi neden hatırlayamadığımı zarın benim için önemini hissedemememi açıklayamıyordum. Bunların hepsi bir yalandı bir illüzyon.

Saat sabahın beş sularıyken ve gün aydınlanırken tam olarak bunu düşünüyordum. Kaldırmış hissetmeye yeni başlayan parmak uçlarımı soğuk cama yaslamış güneşin doğuşunu bekliyordum. Yatağın sıcaklığından çıkıp buz gibi bir duş aldıktan hemen sonra nemli saçlarımı omuzumdan arkama doğru savurup camın karşısına geçmiştim. Aynı yatağı paylaştığım ve sıcaklığıyla sıcaklığımı yükselttiğim, gözümde kusuruyla kusursuz olan sevgilimi arkamda bırakmıştım.

Sevgili, ne kadar az öz ama derin bir kelimeydi.

Sevgilim derdi insan sevdiğine, eğer karşılığını alabiliyorsa. Alamıyorsa sevdiğim derdi, sadece ben tarafımdan verilen sevgiyle sevdiğim.

Barkın bana açık açık hiç seni seviyorum dememişti, sevgilim olur musun dememişti. Ben, onun bunu demesini hiçbir zaman beklememiştim. Bizim dillerimiz seslerimiz değil, gözlerimiz ve bedenlerimiz konuşuyordu. Cayır cayır yanan tenim arzuladığını, karıncalanan dudaklarım hislerini zaten döküyordu. Aynı dökülen cümleleri ondan duymak sevgilim diyebilmek için yetmişti.

O benimdi, ben onundum. O bendi, ben oydum. Öyle birdik ki sanki bu Dünya'ya geliş amacımız birbirimizmiş gibi hissediyordum. Teni tenimin altına girmeden, bana karışmadan ve her şeyim olmadan. Şimdiden kapıldığım bu tehlike gözümü korkuttu.

Huysuzca bir nefes vererek kollarımı ağır bir şekilde çaprazlama bağladım. Hala kendimi zorlamamaya çalışıyordum ama bir yandan da hızlı iyileşebilmek için üstün bir çaba gösteriyordum, ki Barkın ısrarım üzerine dün gece uyumadan önce daha önce enekte ettiği o ilacı bir kez daha enjekte ederek iyileşme sürecimi hızlandırmıştı. Bunun yan etkisi beni zayıf yönümden, yani zihnimden vurmasıydı ama kabulümdü.

Kollarımı bir an çözüp havası güzel olan İtalya manzarasından parmaklarıma baktım. Tenim beyaz, parmaklarım kemikli ve uzundu. Tırnaklarım bakımlı ve düzgündü ama ojelerimden eser kalmamıştı. Dudaklarımı yalayıp sessiz adımlarla kendi odama gittim ve makyaj çekmecesini açtım, orada kırmızı olan ruju montun cebine attıktan hemen sonra ojeyi alıp tekrar odaya döndüm ve Barkın'ın masasına dikkatle oturup sessiz bir şekilde ojeyi düzgünce tırnaklarıma sürmeye başladım. Üçüncü katta koyulaşan ve gözüme güzel gelen görüntüden hemen sonra çarşafların birbirine dolanma sesi odada gezindi. Üflediğim tırnaklarımdan yüzümü yatağa çevirdim. Barkın üzerinde hiçbir şey olmadan lacivert saten nevresim takımının içinde yüz üstü yastığa sarılarak uyumuştu. Şiş olan omuzu eğimli bir şekilde duruyor, omuzundaki dövme ortaya çıkıyordu, dövmenin etrafında seyrek olan beneklerine gülümsedim.

YARINLAR ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin