S A L V O R

2.3K 135 7
                                    


Salvor Barkın Karaduman 

Roma, İtalya | 09.09.2021

Satrancı öğrendiğimde yalnızca iki renge sahipti. Eğer siyahları seçersen daima karanlıkta kalırsın, eğer beyazı seçersen karanlıktan daima kaçarsın. Yakalanırsan karanlığa dönüşür, beyaza veda edersin. Renkleri bilirdim ama tahtada siyah ve beyazdan başka hiçbir renk görmemiştim.

Satrançta oyunun kaderini tek bilenin oyunu kuran olduğunu söylerler ama kurulu oyuna geldiğimde inandığım tek şey kaderi bilenin oyun kuranın değil oyunu sonlandıranın olacağı ve bu oyun sonlandıran taşın, son hamlenin ben olacağı.

Tehditlerin, söz silahına büründüğü bir masada oturuyordum. Gözler düşüncelerdi, masanın her bir koltuğunda oturan bedenlerin parmakları arasında geciken ölüm fermanları vardı. Önlerindeki kağıtta bulunan iğrenç el yazıları ve çirkin sözcükleri gözümün önündeydi. Damarlarım zihnimin beynimde çaldığı bir alarm gibi zonkladı. Bunu susturmak için gözlerimi karşımdaki kağıtlardan ayırmadan boynumu sol omuzuma doğru eğip dikkat çekici bir sesle kıtlattım. Ellerimin üzerindeki damarlar belirginleşirken dövmeler dalgalı bir halde yerinden kaymıştı.

Elimi masaya uzatmış parmağımla ritim tutarken duraksadım. Çünkü bir damar kulağımın işittiği cümlelerle patlamak için beni zorluyordu. ''Ardında zarlar bırakıp bizi tehdit eden K'yı ortadan kaldırmalıyız. Aksi halde birimiz daha George'un yanında kalıcı bir yer edineceğiz.'' Oturduğum meclis masası siyasi tüm broşlarını ve mantık duygularını aynı temiz takım elbiseleri gibi evlerinde bırakmış yerine gece çöktüğünde vampirlerin kendi silüetine büründüğü gibi karanlık tonlarda gömleklerin ve onu taklit eden silahların takip ettiği mafya kimliklerine, yani özlerine dönmüşlerdi.

Gündüz ülkeyi yöneten ve koruyan bir grup meclis üyesi, gece yarısında ülkenin bir kısmı üzerinden ticaret yapıyor ve sanki koruyan kendileri değil gibi kaçak ticaret yapıyorlardı. Aynı bir madalyonun iki yüzü gibi. İyi ve kötü.

''Katılıyorum, fakat kimliği bile bilinmeyen bir işkence uzmanını ortadan nasıl kaldırmayı düşünüyoruz?'' İtalyan aksanını evrimleştiren ve dili berbat hale getiren esmer yarı Fransız yarı İtalyan milletvekiline göz ucuyla bakarken kafamı belli belirsiz o tarafa çevirdim.

''Fazla sessizsin Salvor.'' Masanın başında, yani tam karşımda oturan meclis başkanı gözünü üzerime dikerken ellerini kenetleyerek çenesinin altına koydu ve tüm düşünce dolu gözlerin dikkatini bir ok misali bana yöneltti.

Çenemi uyuşukluğun giderilmesi için hafif oynattıktan sonra arkama yaslandım. ''K'yı ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz?''

''Oy birliği bunu gösteriyor.''

Kafamı bir kez eğerek onayladım ve alaycıl bir şekilde güldüm. Kimse benim sağ kolum, sol kolum, gözüm ve kulağım olan adamı indirmiyordu. Eğer bunu düşündülerse, bu masada oturan herkese yazık olacaktı.

''Hayal peşinde koşacak yaşı geçeli fazla olmadı mı?'' sosyal güvenlik bakanı cebinden çıkardığı paketten bir dal alıp dudaklarına yerleştirirken bir yandan da çakmağını çıkarıp soruma cevap vermeye yeltendi. ''Onu yakalamak sandığımız kadar zor değil, güvenlik kurul başkanını geçen ay peşine takıp onun hakkında bir şeyler yakalayabildim.''

Tek kaşım refleksle havaya kalktı. Eski cumhurbaşkanı kapının eşiğinde duruyordu, geç geldiği ve sayılı toplantılara katıldığından belli bir koltuğu yoktu ama şüphelerim doğruysa bu emri o vermişti. Bu toplantıda olma sebebi de tam olarak hakkında hiçbir şey bilmedikleri K'yı ortadan kaldırma kararını onaylatmak ve K'yı tanıyan biri olup olmadığını anlamaktı.

YARINLAR ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin